Geçen hafta bir fırsat bulduk ve oğlumla bir sömestr kaçamağı için kendimizi kar kış dinlemeden yollara attık.
İşte bu tatile çıkmadan bir gün öncesi ve son saatlerdi...
Gazete sayfalarını hazırlarken önümüze bir haber düştü. Kaçak mazot satan şebekeye düzenlenen operasyon sonrası suçlular Adliye’ye götürülüyordu. Şebeke üyeleri, solvent ve makina yağlarını da mazot diye satmakla suçlanıyorlardı.
“Sanki yasak, yollar zaten ucuz mazotla dolu” diye düşündüm.
Ertesi gün yolda giderken gördüm ki, eksik düşünmüşüm, meğer artık sınır tanımaz hale gelmişiz.
Özellikle Akhisar, Susurluk arasında ucuz mazot almayanı dövüyorlar !
Her üç kilometrede bir levhalar var. Adamın biri de şehirlerarası falan dinlemiyor, can hıraş kendini yola atarak, ara sokaklara yöneltiyor.
Kimi bidon gösteriyor, kimi tabela.
Aralarda sık sık ‘depo’ dendiğinde jest yapılmış olacak izbe yerler var. Birine dalıp birkaç soru sormaya kalktım. Köylü adam ne bilsin malı nereden geliyor, sürekli bana yağı methedip durdu. Anladım ki bu yüzeysel ajanlıktan pek birşey çıkmayacak.
Akaryakıt istasyonlarındaki mazot fiyatının neredeyse yarı fiyatına, 2 TL’den mazotu satıyorlar.
Dönüşte, Türkiye’de sayılı endüstriyel yağ üreticilerinden sektörün saygın ismi Tamer Taşkın’ı aradım.
Taşkın’la zaman zaman, ‘10 numara yağ adıyla anılan yapay yakıtlar ve karışımların mazota karıştırılması hilelerini konuşurduk.
Taşkın, “Dilekcim iş o kadar çığrından çıktı ki artık 10 numara yağ karıştırmadan doğrudan solventi bile satmaya başladılar” dedi ve acı gülümseyerek, ekledi.
“Operasyonlar tamamen göstermelik. Makina yağlarının da üretildiği baz yağlarında kaçakçılık çığ gibi büyüdü. Gözaltına alınanlarda iki gün sonra serbest bırakılırlar. Bu işi hakkıyla yapanlar ise yurtdışından madeni yağ bulamaz hale geldi. Çünkü Türk kaçakçılar, dünyada makina yağı bırakmadı.Rusya’da Türkmenistan’da baz yağları kalmadı. Türkiye’de hammadde kalmadı.” Bir dokun bin ah işit derler ya Taşkın’ın anlattıkları o kadar vahimdi...
Gemilerle geliyor, kimse görmüyor
Denizyoluyla gelen akaryakıttan Hükümet ÖTV almıyor. Bu nedenle özellikle kaçakçılık deniz yoluyla yapılıyor. 20 ton akaryakıt alan gemiler limanlara yanaşıyor, baz yağları ve kaçak mazot borulardan tankerlere yükleniyor.
Bu işlemler de çoğunlukla geceleri yapılıyor. Kaçak mazotun bir kısmı da bazı imalathanelerde, makina yağları ve solventle karıştırılıyor.
Peki bu imalathaneler bilinmiyor mu ?Taşkın “hepsi biliniyor” diyor, zaten zaman zaman baskınlar buralara yapılıyor ama fark eden birşey olmuyor.
Türkiye’de mazot kaçakçılığının boyutunun 10 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor.
TÜPRAŞ’ın piyasaya sunduğunun dışında, ülkeye getirilen 10 numara olarak bilinen baz yağlar ise güvenilir kaynaklara göre 1 milyon tonu aştı. Bunun neredeyse hepsi kaçak.
Ülkeye mazot ortalama 1,6 kuruştan geliyor. Satış fiyatı 4 liranın üzerinde. Makina yağları ve solventin de litresi 1,5 TL’ye geliyor.
Ve bu durumda bu kaçakçılığın önünde kimse duramıyor.
2?TL’lik mazot, makina yağları kapış kapış gidiyor.
En son Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu da 2008 yılında devreden çıkarıldı.
Alınan önlemler sonuç vermiyor ancak Taşkın’ın radikal bir önerisi var... ‘Vergileri indirsinler kimler makina yağı, mazot almaya devam ediyorsa onun dışındakilerin hepsi kaçakçıdır. Bu arada biz Taşkın’la bunları konuşurken, gözaltına alınan zanlıların hepsi çoktan serbest kalmıştı.
Bu yollardan zor izin kullanan biri olarak ben kırk yılda bir geçiyorum, Valisi, vergi denetmeni, emniyet güçleri her gün... Ama kimsenin durduramadığı bir düzen, bir dünya, bir “Yalan dünya” sürüp gidiyor.