Jüri üyesi olma teklifi geldiğinde, ‘umarım vakit bulurum’ diye düşündüm ve o vakti de zor buldum.
Salondan içeri girdiğimde organizasyon başlamıştı.
Başlarda gençlere destek vermek, onların heyecanlarına değer vermek ve önemsediğim iki kurum; Yaşar Üniversitesi ile Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği’ni(Liyakat) kırmamak adına kabul ettiğim jüri üyeliği, yarışma başladığı andan itibaren müthiş keyifli geldi.
Proje özetle şu; Liyakat Derneği yeni kurulan bir sivil toplum örgütü olarak, bir yıl boyunca nasıl bir tanıtım ve halkla ilişkiler stratejisi uygulaması gerektiğini Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencilerine sordular onlar da kendi aralarında üç grup yaratarak, Yaratıcı Fikir Atölyesi (YAFA) bünyesinde, bir yıllık stratejik program hazırladılar.
* * *
Yaklaşık 6-7 gençten oluşan üç gruptaki gençlerin heyecanı da, profesyonellikleri de dikkat çekiciydi.
Önce Liyakat’ın durum analizini yaptılar. Nasıl bir hedef belirlenmesi gerektiği konusunda araştırmalarını, yöntemlerini ve hatta bütçelerini ortaya koydular. Kentteki ve Türkiye’deki diğer dernekleri araştırarak, fark yaratacak önerilerde bulundular.
Üç grup da bir kitap oluşturacak kadar derinlemesine hazırlanmışlardı.
BeeCreative, ExPRess ve İnovasyon adlı üç grup arasından az farkla ‘İnovasyon Grubu’nu birinci seçtik.
Heyecanları güzeldi ama benim dikkatimi başka birşey çekti.
Onlar ne kadar fark ettiler bilmiyorum; ortaya koydukları performansla, özünde bir yarışmadan öte üniversite ve firmalar açısından birlikte çalışılabilecek bir modeli hayata geçiriyorlardı.
* * *
Üniversite mezunu gençlerin dezavantajları pratiği, dışarıdaki hayatı yeterince bilmemeleri. Kapalı ve kuramsal kalıyorlar. Kısa staj süreleri de bu açmazı açmaya yetmiyor. Bu kez pratiklik kazanmak için özellikle İzmir gibi yeterli iş imkanı olmayan şehirlerden ya kaçıyorlar ya da bu pratikliği kazanmak uğruna uzun süre ezici; sömürücü koşullarda çalışmak zorunda kalıyorlar. En azından benim mesleğimde bu durum bu kadar net.
Bu çalışmayla öğrenciler Liyakat’ın bir yıllık tanıtım stratejilerinin bir parçası olacak ve fikirleri ile pratiğin nasıl uyuştuğunu görecekler.
Kurum ve firmalar açısından da bulunmaz fırsat. Gençlerin parlak ve yaratıcı fikirleri, fark yaratacak formüller sunuyor. Bütçelendirilmiş, ayakları yere basan bir yıllık program da, bonus....
* * *
Liyakat Derneği Başkanı Berkay Eskinazi ile Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan’ı yürekten kutluyorum.
Bizimle birlikte jüri üyeliği yapan ve objektif değerlendirme yapmak için hayli çaba harcayan Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı da benim gibiydi. Gençlerin heyecanına ortak olduğu saatler onun için de pek keyifli geçti.
Yaşar Üniversitesi öğrencileri şanslı, şimdi sıraya Yaşar Holding’in şirketleri girecek gibi gözüküyor.
Umarım diğer kurum ve şirketler ile üniversiteler de benzer projeleri hayata geçiririr ve ‘eğitimli gençlerimiz İzmir’den göçüyor’ diye şikayet etmek yerine, onlara fırsat yaratan çözümlerin sayısı artar.
Milliyet Ege gururu
Belirtmeden geçmeyim çalıştığım kuruma gençlerin verdiği değer moral verdi. Yarışmaya katılan gruplar ayrıntılı medya analizleri yaptılar. Tanıtım stratejilerinde hangi mecralar kullanılmalı, hangi saygın mecralarda yer alınmalı başlıklarında, iki grup da şu ifadelere yer verdi. “Ulusalda üç-dört medya organı ihmal edilmemeli, yerelde ise özellikle Milliyet Ege okunurluk ve saygınlık düzeyi açısından kullanılmalı.” Doğrusu emekçi bir ekibin parçası olarak bu sonuç hayli mutlu etti.