Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kimse kızmasın darılmasın ve aralarında yer alan sevdiğim, saydığım dostlarım alınmasın ama TETUSA olayı, yakın zamana kadar yaşadığımız bazı örnekleri aklımıza getirdi.
Önce TETUSA nedir, bilmeyenler için anlatalım...
İzmir’de, işadamı Şinasi Ertan’ın önderliğinde, 60 iş insanının biraya gelerek 25-35 milyon dolar arasındaki bir yatırımla kurdukları Çeşme Termal Kür Merkezi’nin kısa adı TETUSA.
Bu şirket yaklaşık yedi yıldır, kür merkezine arazi bulmak için büyük çaba sarfetti. Hem uygun büyüklükte arazi istediler hem de bir süre kamu kurum veya kuruluşlarından, yerel yönetimlerden kendilerine arazi tahsis edilmesini beklediler.
Nihayet uzun bir tırmanış sonucu arsa bulundu. Alaçatı Belediyesi ile ortak yer oluşturuldu.
Sağlık Bakanlığı projeyi beğnmesine beğendi ama işadamlarına inanmakta zorluk çektikleri şok bir yanıt verdi;
“Proje için teşekkür ederiz, kür merkezini biz yaparız”
Bakanlık haklı mı haksız mı ayrı konu, ama yaklaşımı hayli enterasan oldu.
* * *
Şimdi bu durum geçmişteki bazı örnekleri de ister istemez aklımıza getiriyor. Senkom, Kipa, Enda gibi...
Hepsi işdünyasının güçbirliği yaparak ortaya koyduğu modellerdi.
Kimi çok başarılı oldu. Ama bir şey hep dikkatimizi çekti.
İzmirli işadamları kurdukları güçbirliği şirketlerini serpildikten, ele avuca gelir noktaya ulaştırdıktan bir müddet sonra satıyorlar. İlk başta ‘ne var bunda’ diyorsunuz....
Şunlar var...
* * *
Bu şirketler kurulurken ve büyüme sürecinde, çoğu zaman tahsis alıyorlar. Kentin şirketi olarak olarak birçok bürokratik sıkıntıyı daha rahat aşıyorlar. Basite indirgersek tanım hazır; çayın taşı ile çayın kuşu vurulduğu da oluyor.
Ayrıca şirket büyüme sürecine başlarken, başlarda küçük rakamlara giren hissedarların ellerinden hisseler toplanabiliyor. Şirket palazlandığı anda özellikle yurtdışından müşteri arayışı başlıyor. Çoğu zaman da on koyan yüz kazanıp çıkıyor. Ve en önemlisi, kentin sermayesi ile oluşan kuruluşlar bir süre sonra, kar transferi yapılan, katmadeğerin çoğu zaman burada kalmadığı kuruluşlara dönüşüyor.
Zamanında yerel yöneticilerin çok ortaklı bir girişim olduğu için büyük kolaylıklar sağladığı KİPA bugün, bu kentin sermayesi ile kurulan ancak her yıl milyonlarca liralık kar’ı İngiltere’ye taşıyan, şimdi Türk yöneticilerinin, üst yönetime dahi giremediği bir şirket olmadı mı ?
Son olarak Enda Enerji Holding, 110 milyon Euro’ya Alman enerji firması HotRock’a satıldı. 160 ortakla kurulan Enda’nın her bir ortağının hisse başına yaklaşık 3.75 kat para kazandığı görüldü. Ancak geçmişte düşük fiyata el değiştirmeler olunca, kişi başına kazançlar da yüksek oldu.
* * *
Elbette bunları suçlamak adına anlatmadık. Ortada bir suç da yok.
Hatta bir yönüyle bakarsanız, ticaretin gerçeği de bu. Akıllı davranan, zamanında risk alan kazanıyor.
Ama bu kez, TETUSA ile benzer bir formülü, Bakanlık da fark etmiş olmalı ki, üstü kapalı yanıt vermiş. “Yer kamu, destek kamu olunca o yatırımı TOKİ de yapar.”
Doğru, bu kent, birlikte iş yapma kültürünü kolay kazanmıyor.
Ortak şirket kurmak onu yaşatmak ve başarılı kılmak da kolay değil ama İzmir’de sık kullanmaya başlanılan “destekle büyüt ve sat” formülü de dikkatli gözlerden kaçmıyor!