Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Alsancak-Aliağa arasında, İZBAN metro hattı devreye girdiğinden bu yana, demiryolu ile Aliağa Limanları’na nakledilen yükler de aynı hat üzerinde taşınıyor.
Bir yanda, modern elektrifikasyona dayalı bir sistemle çalışan ve günde 140 bin yolcu taşıyan İZBAN, 12 dakikada bir sefer yaparken; aralarda ve daha çok geceleri eski sistem, dizelli yük trenleri de işleyince özellikle tünel bölümünde, vatandaşlar önemli bir risk yaşamaya başladı; Karbonmonoksit...
* * *
İZBAN hattı, yolcu taşımacılığında en büyük ilgiyi Karşıyaka ve Aliağalı’lardan görüyor. Şu anda en yoğun yolcu taşımacılığı bu bölgeden yapılıyor. Ancak aynı hat üzerinde demiryolu ile nakledilmek istenen yüklerin de miktarı arttı.
Alsancak’tan kalkan yük trenlerini taşıyan demiryolu bir süre sonra Karşıyaka-Aliağa hattına bağlanıyor. Hem Kuzey limanlarının büyümesi, hem demiryolu nakliyesinin ekonomik oluşu, hem de karayolu ile nakliyatta yaşanan sıkıntılar ve bazı demiryolu hatlarının onarımda olması nedeniyle buraya kayan yükler nakledilen miktarı yükseltti.
İZBAN yolcu sayısı ile birlikte yük trenlerine de ilgi artınca, Devlet Demiryolları yetkilileri çözümü yük trenlerini daha çok geceleri çalıştırmakta buldu. Gece 01.00 ve 06.00 arasında sefer sayıları artırıldı. Ancak bu yeterli gelmiyor ve gündüzleri de metro seferlerinin arasında uygun saatlerde yine yük trenleri gidip geliyor.
* * *
Görünürde çözüm bulunmuş olsa da, ortada önemli bir sıkıntı var. İZBAN hatları elektrifikasyonlu ancak yük trenleri dizelle çalışıyor.
Metronun özellikle 3 bin 200 metre uzunluğunluğundaki tünel bölümünde, yük trenleri yoğun karbonmonoksit yayıyor. Burada havalandırmalar da yetersiz kalıyor. Onbinlerce yolcu, dizelle çalışan yük trenlerinin yaydığı karbonmonoksit gazını solumak zorunda kalıyor.
Bebek, yaşlı, hasta çoluk çocuk zaman zaman bu gazdan etkilenme riski ile karşı karşıya.
* * *
Yetkililer de bu durumu kabul ediyor ve çözümün, yük trenlerinin bir an önce elektrifikasyon sistemine geçirilmesi olduğunu, bu çalışmaları da sürdürdüklerini söylüyor.
Konuyu, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve Devlet Demiryolları 3. Bölge Müdürü Sebahattin Eriş’le de paylaştım. Karaman, elektrifikasyon ihalesinin ardından iki yıl içinde sistemin değişeceğini anlattı.
Eriş ise sözkonusu sıkıntıyı azaltmak için yük trenlerini geceleri 13,00’ten sonra çalıştırdıklarına dikkat çekiyor.
* * *
İZBAN Metro AŞ Genel Müdür Yardımcısı Sönmez Alev ise dizelle çalışan yük trenlerinin rahatsızlık yaratttığını doğruluyor. Alev, TCDD yetkililerinin bu duruma önlem olması için emisyonu en düşük Euro 4 dizel kullanımı yoluna gittiklerini belirtiyor.
* * *
Karbonmonoksit gazı; benzin, tüp gazı, kömür ve odun gibi yapısında “karbon” bulunan yakıtların yanması veya tam olarak yanmaması sonucunda oluşan dumanda yer alan zehirli bir gaz.
Tatsız, renksiz, az kokulu olması ve tahriş etme özelliğinin olmaması nedeni ile kolay fark edilmediği için “sessiz katil” olarak biliniyor.
Şimdi İzmir Metrosu yolcuları da zaman zaman bu sessiz katil ile tanışmaya başladı.
Tehlike bu kadar önemli ve maalesef yetkililerin “böyle bir durum var, doğrudur” demeleri yetmiyor.
En azından karbonmonoksit sensorlerini, tünel bölümüne yerleştirerek ve sık sık ölçümleri yaptırarak, sıfır emisyon raporlarını günün yolcu taşımacılığı yapılan her saati için gösterinceye kadar, kimse “Elimizden geleni yapıyoruz” rahatlığına kapılmamalı...
Konunun çözümü onbinlerce insanı, iki yıl daha yük trenlerini elektrikliye çevrinceye kadar zaman zaman da olsa karbonmonoksite maruz bırakmak olmamalı, olamaz...