Tasarım dünyası enteresandır. Bazen hep gözün önünde olan, kanıksanan güzellikler de bir bakarsınız bu çalışmalarla ortaya çıkar. Mısırlıların bulduğu nazar boncuğunu hala İzmir’in üretiyor olması özünde bir kent için kullanılması gereken bir tanıtım malzemesidir. Madem Türkiye’de nazar boncuğunu İzmir üretiyor, bu figür İzmir’in neden simgesi olmasın ? Tabii bize bunu Amerika’da faaliyetlerini sürdüren bir kreative (yaratıcı) ajansın sunması manidar. H H H Biz öze gelelim...
Değişen dünya, ‘zor değişir’ dediğimiz kurumları da, bakışı da değiştiriyor Eskiden İzmir için ‘ben yaptım oldu’ anlayışı yerini ortak arayışlara bırakıyor.İzmir bu anlamda neler gördü. Her kurum ayrı bir logo yaptırıp İzmir’in önüne sunardı. Şimdi İzmir çağın gereklerini birlikte üretmeye başladı. Tanıtım toplantısıyla açıklanan ‘Kentsel marka stratejisine yönelik eleştirilerime gelince..
Mavi boncuk esprisi oldukça tanıdık gelmekle birlikte, İzmir’e yakışıyor. Ancak İzmir için oluşturulan “Öncülerin kenti” sloganını beğenmedim. Havada kalmış duruyor. Kentin neden öncü olduğunu açıklarken, ilk kurşunun atılması ve ilk iktisat kongresi mantıklı gerekçeler olsa da ilk tüp bebek ve ilk filin doğumu gibi gerekçeler beni gülümsetti.
Ayrıca EXPO’da logomuz sağlık. Fakat logo ve slogan sağlıktan uzak... Görsel çekimlere gelince onlar güzel, İzmir tanıtım fotoğrafları da oldukça başarılı. Bu fotoğrafların yurtdışında kullanılması İzmir adına etkileyicilik yaratacaktır. H H H Herşeyden önce, herkesi tek algı etrafında birleştirmek kolay bir başlangıç değildi. Bu nedenle özellikle tanıtımda tek sesliliği önemsemek gerekiyor.
İzmir, Kalkınma Ajansı kapsamında tüm kurumları tek çatı altında toplayarak böylece birlikte hareket etme kültürünü de öğreniyor. Kentin dünya vitrinine tek ses olarak hazırlanması önemliydi. Herşeyden önce bu başarıldı. Ayrıca kentin kolay kolay biraraya gelmeyen, gelse de bir süre sonra çatırdayan kurumlarını düşünürsek, “umarız ‘nazar boncuğu’ artık bu birliktelikleri de korumayı başarır” demekte yarar var!