Son günlerde harıl harıl eğitim sisteminde getirilmek istenen 4+ 4+ 4 formülünü tartışıyoruz.
Daha doğrusu bizler tartışıyoruz Hükümetse bu konuda hayli kararlı görünüyor. Ve bu yeni sistemin özellikle kız çocuklarının okuldan ayrılmalarına yol açacağı endişeleri gülümseyerek karşılanıyor: “Bu zamanda mı?” Öyle ya, çağ bilgisayar çağı, dünyanın en büyük ekonomilerindeniz, okuma yazma oranımız artıyor, akıllı tablet dönemini de başlattık.
Daha ne isteriz...
Sahi nedir bizim gerçeğimiz ?
8 Mart Kadınlar günü bana göre en çok bu işe yarıyor. Kadınlar hayatta ne kadar önemlidir, nasıl da ezilmektedir gibi beylik cümlelerin arasında bunalan benim için, bir durum tespit günüdür.
* * *
Rakamlar çok şey gösteriyor, çok şey anlatıyor ama en çok bazı gerçeklere karşı nasıl yabancılaştığımızı anlatıyor
Sık sık dalıp gidiyoruz; Daha iyisini alalım, daha iyi yaşayalım daha çok harcayalım. Daha, daha... Ve bizler her daha değişimizde, arada bir rakamlar çıkıyor karşımıza ve "Aha diyor biz aslında hala buradayız".
Eskiden mutlu azınlık vardı. Şimdi iyi bir eve, iyi bir arabaya, belki bir LCD televizyona bir ömür boyu çalışan mutsuz çoğunluklar var. Peki bu tablolarla nasıl olmasın ?
İşte iki rakam…
Yüzde 68 ortaokul mezunu
Ulaşılan sonuçları gördüğümde inanamadım...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İzmir Bölge Müdürlüğü muhteşem istatistiler koydu önüme. Hepsi birbirinden çarpıcı rakamlar.
2011 verileri tam çıkmadığı için 2010 yılını baz alarak hazırladılar ve uzun süre emek harcadılar. İzmir'de ve ilk kez kadınlara yönelik detaylı bir araştırmanın sonuçları ortaya çıktı. Önce şunu belirtelim. İzmir'deki kadınların nüfusu 1 milyon 986 bin 144
Kentte 15 yaş ve üstünde ise 1 milyon 169 bin 997 kadın yaşıyor ve bunların arasında okuma yazma bilmeyen ilkokul ve ortaokul mezunu kadınların sayısı 1 milyon 007 bin 742.
Bu sonuç; kadınlarımız cahil demek değil, aksine İzmir gibi medeniyetin başkenti, amazon ruhlu, tutuğunu koparan Ege kadınlarının dahi yüzde 68'i iyi bir eğitim almamış demek.
Dikkat edelim, burası İzmir ve eğitim düzeyinin en yüksek olduğu kentlerden biriyiz!...
Geçiyoruz bambaşka bir bilgiye…
Türkiye’de Çalışma Bakanlığının açıkladığı verilere göre, 10 milyon 984 bin sigortalı çalışan var ve bunun yaklaşık yarısı 4 milyon 988 bini asgari ücretli.
Ülkede net asgari ücret 701 bin 14 lira.
Yeterli eğitimi veremediğimiz kadınlarımız ki çoğu lise mezunu da buna dahil, eğer şanslılarsa ancak asgari ücrete iş bulacaklar.
Bugün ortalama bir kreşe tek çocuğunuzu vermenin bedeli ayda 700 TL'den başlıyor.
Bu tablolarla içinde yaşadığımız ne kısır döngüler biter, ne kadının erkeğe bağımlılığı, ne de şiddet.
Yoksa siz istediğiniz kadar 4'lerle 4'leri toplayın ya da çarpın. Ha öyle oyalanmışız, ha böyle...
İzmirliler 16. yılda boşanıyor
TÜİK’in değerlendirmelerinde dikkat çeken bazı bilgiler var. Örneğin hiç evlenmeyenlerin oranı 27.6 Yani nüfusun neredeyse üçte biri evlenmiyor. İzmir nüfusunun yüzde 62,3'ü evli, kentte boşanmaların yüzde 28.3'ü 16 yıldan sonra gerçekleşiyor.
Ve eşini kaybeden erkeklerin oranı yüzde 1,3'lerde kalırken kadınların oranı yüzde 9,8.
Yani kadınların önemli bir kısmı daha geç ölüyor...
Bu da belki de haksız geçen bir hayatın ilahi tesellisi!