Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önceki gün gündeme, İzmir Ticaret Odası’ndan bir haber düştü.
İfadelerin özenle seçildiği dikkat çeken haberde, Başkanvekilleri Jak Eskinazi ve Akın Kazançoğlu ile Sayman Üye Necmi Çalışkan’ın “rotasyon” gereği istifa ettiği yazıyordu.
Evet doğru... Ama bir yönüyle...
2009 yılında yapılan seçimlerde, İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, dört yıllık yönetim süresi boyunca geleneksel bir kuralı işletmiş ve başkanvekilliklerini iki yılda bir değiştireceğini söylemişti.
Birçok gerekçe öne sürüldü değişim ısrarla yaşanmadı. Ve öyle bir nokta gelindi ki, artık istifalar kaçınılmazdı.
Çünkü İTO Yönetim Kurulu üyeleri arasında hiçbir dönemde olmadığı kadar huzursuzluk ve kavgalar yaşanıyordu.
* * *
Yaklaşık 17 yıllık başkanlık tecrübesine rağmen ve TOBB yasası nedeniyle bir dönem daha başkan olmamanın rahatlık yaratması gerekirken Ekrem Demirtaş’ın hiçbir döneminde bu kadar stres yaşanmadı.
Oda tarihinde yönetim ilk kez mahkemelik oldu. Yönetim kurulu kararları ya çok zor alınıyor ya da alınamıyordu.
Sıkıntı özellikle başkan vekilleri konusuna kilitlendi. Başkan vekillerinin görevlerini yerine getirmediği, Meclis veya yönetim kurulu toplantılarına vekalet edemedikleri, kendilerini diğer üyelerden farklı gördükleri öne sürüldü. Oklar özellikle Akın Kazançoğlu’na yöneldi.
Belki de bazı yönetim kurulu üyeleri, kendilerinin yeterince dikkate alınmadığını düşünerek, sözlerini özellikle başkanvekillerinin değişimi konusunda dinletmek istedi.
Tarih Eylül ayıydı.
Ancak Demirtaş bu diretmeleri de dikkate almadı ve tartışmalar sertleşti. Daha demokratik olacağına daha otokratik tavırlar, Demirtaş’a karşı olanların sayısını artırdı. Öyle ki, Demirtaş’ın yakın arkadaşı, Oda’nın kasası olarak bilinen Necmi Çalışkan, manevi oğlu olarak gösterilen Fatih Dalan dahi bazı uygulama ve yaklaşımları tasvip etmemeye başladı.
Nihayet başkanvekilleri ve sayman üye bu diretmeler karşısında istifa etti.
* * *
İstifalar bugün gerçekleştirilecek yönetim kurulunda ele alınacak. Nasıl bir değişim olacağını göreceğiz.
Beklenti, Demirtaş’ın başkanvekillerini yönetimde bırakarak karşı direnişini sürdüreceği yönünde. Şimdilik yönetimde 6’ya 5 oranında Demirtaş tarafı daha güçlü. Ancak bu arada, arasının uzun süredir sıcak olmadığı Çalışkan’la yollarını da bu gerekçeyle ayırabilir. Tabii yönetimdeki arkadaşları tarafından doğru bulunmayan isimlerin, yeniden başkanvekili olması da kendi adlarına pek doğru olmayacaktır.
Özetle, bugünkü yönetim kurulu toplantısında Demirtaş’ı zor bir denklem bekliyor.
* * *
Yaşananlar, sürtüşmelerin görünen nedenleriydi, belki de sürtüşmelerin bir kısmı görünmeyen ama hissedilen niyetlere tepki olarak doğdu. Hissedilen nedeni pek kimse söylemiyor, biz söyleyelim.
Asıl denklem bu yılın Kasım ayında yaşanacak. TOBB’a bağlı odalarda seçimler bu yılın kasım ayında ve hayli hareketli günler kapıda görünüyor.
Demirtaş, yasalara göre bir dönem daha Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilemez. Ancak Meclis Başkanı olması yolunda bir engel yok.
Bu durumda iki ayrı senaryo var. İlki Demirtaş’ın, siyasi kazaya kurban giden eski Meclis Başkanı Necip Kalkan’ın Yönetim’in başına gelmesini sağlayarak kendisinin de Meclis Başkanı olması yönünde.
İkinci senaryo ise bize daha olası geliyor ve aklımıza Rusya’yı getiriyor. Başbakan Putin bir dönem daha görev yapamayınca Mart ayında Cumhurbaşkanı Medvedev’le görevleri değişime hazırlanıyor.
İTO’da da Demirtaş’ın, Meclis Başkanı Selami Poyraz’la böyle bir değişim için çalıştığı öne sürülüyor.
İşte belki de asıl bu denklemi kurma çabası, oda tarihi yönetiminde görülmemiş tartışmalara, ‘ne vartalar atlatmış Demirtaş’ın dahi’ engelleyemediği sürtüşmelere yol açıyor.