Bir süredir bekliyor, bu sonucun geleceğini tahmin ediyor ancak duygusal düşündüğümüzde “hayır” diyorduk, “olmaz bir çözüm bulunur”
“Olmasın” dediğimiz yaşandı ve maalesef pek de kötü oldu.
Oysa biz bu sahnelerin benzerini yıllar önce görmüştük...
İzmir’in ilk EXPO adaylığında kurumlar kavga etti öyle ki finalden bir önceki akşam Paris’te Ticaret Odası Eyfel’de yemek verirken, Büyükşehir Belediyesi SEN nehrinin üzerindeki gemilerde yemek yedi.
BİE Genel Sekreteri bile şaşırdı. “Siz nasıl bu adaylığatalipsiniz. Daha kendi aranızda anlaşamıyorsunuz” demekten kendini alamadı.
Üzerinden çok sular aktı.
Herşey değişti dedik, öyle sandık.
Bu kez yapı baştan titizlikle oluşturuldu. Hükümet dümeni eline aldı, yerel dinamikleri de içine koyduğu bir yapıyla yola çıktı.
Başına da Federasyon Başkanlığı sırasında Türkiye’nin tanıdığı, İzmir’in tanıdığı, sevdiği bir ismi getirdi.
Sonuçta bazı kırılmalar da olsa bu yapı yola çıktı. Herkesin beklentisi büyüktü. Bu kez EXPO gemisi yola iddalı çıkıyordu.
Daha gemi rıhtımdan yeni yol aldı ki, buzdağına çarptı. Özgener’in istifası bu anlama gelir.
* * *
Kısa zamanda yaşananların öncelikli gerekçesi işleyişteki sorunlar. Özgener’in bir süredir bu işleyişten sıkıntılı olduğu biliniyordu.
EXPO Genel Sekreteri Ergüder Can’la çift imza yetkisi olması özellikle işleyişte bazı sorunlar yaşatıyordu.
Bugüne kadar İzmir Kalkınma Ajansı ile birkaç yılda başarılı çizgi izleyen ve Vali Cahit Kıraç’ın da güvenini kazanan Can’ın bürokratik deneyimiyle Özgener’in yeni tarzı örtüşmedi.
Elbette bilmediğimiz başka gerekçeler de vardır.
Ancak Özgener ile Ergüder Can arasındaki sıkıntı, BİE Genel Sekreteri’nin İzmir’e yaptığı gezide daha da açığa çıktı. Özgener bu sorunu Vali Kıraç’tan çözmesini istedi. Başarılı olamayınca da istifasını verdi.
Tabii bu duruma canı en çok sıkılanın İzmir Valisi Cahit Kıraç olduğunu tahmin etmek zor değil.
Kıraç, İzmir’in EXPO adaylığı gibi çok zor bir süreçte güvendiği iki ismin arasında kaldı. Yine aynı süreçte Can’ın üç kez sunduğu istifasını da kabul etmedi.
Bir kişi için diğer güvendiği ismi silmeyi de bunca yıllık Devlet anlayışına sığdıramadı ve “Herşeye rağmen” Özgener’in istifasının karşısında durmadı.
* * *
Şimdi geldik ‘herşeye rağmen’ noktasına. İkinci sunum 12 Haziran’da. Yalnızca 25 gün var. Vali Kıraç bu kez devlet ağırlıklı bir yapı kurduğu için çalışmaları yürüteceğini biliyor ama yaşananlar kimsenin içine sinmiyor.
Bu iş kısa sürede rayına girmezse en çok BİE Genel Sekreteri Loscarteles’in kafası karışacak ve belki de şöyle soracaktır:
“Hani siz de bir deyim vardı, sanırım şöyle diyorlardı. Kendini ayağından vurmak. Siz Türkler bu deyimi ne kadar çok seviyorsunuz!’