Son genel seçimler öncesi, İzmir milletvekili olacağı belli olduğu andan itibaren, ziyaretleriyle kentin bir parçası haline gelen Bakan Binali Yıldırım, biraraya geldiğimizde; ilk kez bu kadar rahat, bu kadar keyifli ve bu kadar İzmirliydi.
Altı ay öncesine değin, kentin yollarını anlatırken etrafından yardım alan Yıldırım, bu kez ara yolları da bize tarif etti. Altındağ Ayakkabıcılar Çarşısı ile Gıda Çarşısı arasındaki yolları anlatırken, 35 büyük projeden söz ettiği anlardan bile keyifliydi.
Bakan Yıldırım İzmir’le ilgili geçmişten daha emin konuşuyor çünkü artık İzmir’i içselleştiriyor.
Tabii buna kentin son 15 yılda ezberlediğimiz, otoyol, Çandarlı Limanı, körfez geçişi, marinalar, yeni havaalanları, tersane vs. vs. ihtiyaçlarına karşılık “biliyoruz, araştırıyoruz, inceliyoruz” yerine “yapıyoruz, başladık” demenin rahatlığını da ekleyin. Bakan Yıldırım’dan ilk bakışta çıkan izlenim bu.
* * *
Bakan Yıldırım İzmir’in kamu yatırımlarından geçmişte de önemli pay aldığına değinse de, gerçek şu ki, bu pay son bir yılda kentin yıllardır ihmal edilmişiliğini aşan ölçülere ulaştı.
Hükümetin yatırım ibresini İzmir’e döndürmesiyle birlikte beklentilerin büyük kısmı, yeni adıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın alanına giriyor.
Bakan Yıldırım, takipçiliği ve işbitiriciliği kadar şanslı bir bakanlığı temsil ettiğini de biliyor.
O nedenle Bakanı dinlemek öncelikle İzmir’in geleceği için umutlu olmak demek. Ama bu kentin, kamu yatırımlarının yönünü İzmir’e döndürmek kadar önemli acil farklı beklentileri de var. Örneğin işsizlik ve genç işsizliği konusunda...
* * *
İzmir yüzde 21’oranıyla genç işsizlikte Türkiye rekoruna sahip. Genel seçimler öncesi bu konuda hemen düğmeye basacaklarını söylemişti, Bakan Yıldırım.
Basıp basmadıklarını sorduğumda önce kamu kurumlarının digital arşivlemeye geçme aşamasını anlatıyor:
“Gençlerin bilişim alanında istihdamı için çağrı merkezlerini İzmir’de topluyoruz. İlk çağrı merkezimizi açtık. Dijital arşiv çalışmaları da başladı. Ericcson, İzmir Yüksek Teknoloji Bölgesi’ne geldi. Kamu kurumlarının arşivlerini bilgisayara geçiş işlemlerini birkaç kurumda İzmir’den başlattık. Bu proje daha da büyüyecek. 1000’e yakın genç ilk etapta işe başlıyor. Bu arada bir başka büyük projemiz daha var.”
İzmir’e yeni müjde aslında İzmir’den başlayarak, Türkiye’ye ülkedeki tüm KOBİ’lere büyük müjde olarak görünüyor. Proje bu şekliyle hayata geçtiğinde her KOBİ ve esnafın, internet üzerinden sanal satış dükkanı olacak.
Proje üzerinde PTT’nin iki yıldır çalıştığını anlatan Bakan Yıldırım, Türkiye’de internet alışverişinin büyük hızla geliştiğini, 15 milyar dolarlık bir pazara ulaşıldığını anlatarak, bu pazarın “Sanal dükkan” projesiyle derinleşeceğini anlatıyor.
Projeyle, web sitesi olmayan KOBİ’lere ücretsiz web sitesi kurulacak.
Ayrıca esnaf ve KOBİ’lerin gerçekleştirdiği mal teslimatları da yine PTT tarafından ulaştırılacak. KOBİ’ler bu hizmetin müşterisi değil, ortağı olacak.
Proje İzmir’den başlayacak, çalışma ilk etapta İzmirli KOBİ’lerle yürütülecek. Bakan’ın verdiği bilgiye göre bu yapının iletişim ve altyapı ağı da yine İzmir’de kurulacak.
Tüm bu çalışmalarla Yıldırım, 3 bin değil 5 bin İzmirli genci, iki yıl içinde işe almış olacaklarını söylüyor.
Açıkçası Bakan Yıldırım’ın daha önce açıkladığı, Urla yarımadasını kanallarla bölmek gibi bazı projeleri bana ‘Geçim sıkıntısı yaşayan aileye ‘dişini sık yakında senin de pırlantan olacak’ der gibiydi.
Belki bundan mıdır bilmiyorum, bu proje bana, milyar dolarlık projeler kadar heyecan verici geldi.