Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Nasılsa bu kez teğet bile geçmeyecek’ diye düşündüğümüzden mi yoksa ‘Bu sıcakta global dünya, kendi başının çaresine baksın’ rahatlığımızdan mı bilinmez, yaklaşan küresel resesyon tehlikesi, en azından Ege’nin, İzmir’in pek umurunda görünmüyor.
Oysa üreten kesim, sanayici, tüccarın gözü şu anda dünya piyasalarına kilitlenmiş durumda. Ama biz burada yerel sorunlara o kadar boğulduk ki, onların yaşanan sıkıntının büyüklüğünü gören yok.
Dünya, ekonomi tarihinin sayılı “kara” günlerinden birini yaşıyor. Amerika ve Avrupa borsaları tıngır mıngır... Döviz sepetinde tarihi rekor kırılıyor.
Doğrudur Türk ekonomisi için aşırı ısınma anlamında bir risk algısından söz etmek için erken. Ancak ABD’den kaynaklı dünya ekonomisinin ikinci bir resesyon sürecine girme ihtimali artık kapımızda.
Tüm risk göstergeleri rekor seviyede.
* * *
Dolayısı ile ABD ve Euro Bölgesi’nde uçağın burnu aşağıya döndü.
Dünya ekonomisinden yeni bir şok gelirse, bizim ekonomi yönetimimiz de yeniden ‘Türkiye uçağının burnunu havaya kaldıramayabilir’. Yani, Türkiye kendini uzun bir resesyon ve işsizlik sorunu yumağı içinde bulabilir.
Türk ekonomisinin 2008’in son çeyreği ile 2009’un 4. çeyreği arasında maruz kaldığı ciddi daralma henüz hafızalarımızda tazeliğini koruyor.
İşten çıkarmalar, ülkede yaklaşık tüm fabrikaların yararlandığı Devletin ‘Kısa çalışma ödenekleriyle’ ayakta kalabildiği bir sanayi kesimi, kimsenin düşü ya da kabusu değil, bizzat gerçeğin kendisiydi.
* * *
Piyasada iç canlılığı elbette korumalıyız ancak durgunluk ve daralma yalnızca global ekonominin sorunu değil.
Durgunluk ve kriz yalnızca fabrikatörlerin, ihracatçıların, zengin kesimin de sorunu değil. Üstelik en ağır bedeli, işsizlik rakamlarına bir artı olarak giren çalışanlar, emekçiler ödüyor.
Nasılsa Hükümet, bu kesimin kaybını “Az hasar’ olarak görüyor.
İzmir’de ise varsa yoksa belediye başkanlarının kavgası. Dünya yeni bir “ekmek” kavgasına giriyor, “ekmeğin partisiyiz” diyen CHP’li ilçe belediye başkanları; kendi siyasi amaçlarının peşindeler.
Ancak, Ankara’dan büyük yöneticiler İzmir’e gelerek, ‘kimsenin gözünün yaşına bakmayız, buluşun ve anlaşın’ deyince herkes yumuşuyor, hepsi birlikte bir işçinin iftar sofrasında buluşuyorlar..
Ne diyelim Allah kabul etsin!...



İşsizlikte 6. il İzmir

Ekmek kavgası kimin umrunda...



Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İzmir Bölge Müdürlüğü tam da bugünlerde, yine güzel bir çalışmaya imza attı ve İzmir’in resmi işsizlik rakamlarını açıkladı. İzmir’in 263 bin 381 işsizi bulunuyor. Bunun 160 bin 680 kişisi erkek, 102 bin 691 kişi kadın. resmi olmayan, İŞKUR’a başvurmayan ya da umudunu kesenlerle birlikte bu rakam en az 350 bine ulaşır. Aileleriyle birlikte 1 milyon kişi işsizliğin sorunlarıyla boğuşuyor demektir. İzmir’in nüfusu 3 milyon 948 bin 848. İzmir gibi, Türkiye’de ihracatın 4. şampiyonu kentte durum bu...
Bir de işsizlikte şampiyon olduk. Adana, Hakkari, Van, Muş, Bitlis’ten sonra 6.’yız. Göçün sembol kenti İstanbul bile 9. oldu.
İzmir’de işsizlik oranlarının erkeklerde yüzde 79’u, kadınlarda, 50.5’i; 20-24, 25-34 yaş grubuna ait.
Bunlar işsizliğin rakamlarla anlatımı. Bunun dışında okuyabilene, daha birçok anlatımı var işsizliğin.
Her gün gelen intihar haberleri, aile cinayetleri, eğitimsizliğin ve yoksuluğun girdabında bunalan insan öyküleri boşuna bu kadar artmıyor..