Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

Sen misin geçenlerde ‘herkese plaket verilmesinden, yerli yersiz plaket törenlerinden sıkıldım’ diye yazan...
Plaketçilerin ahı mı tuttu nedir, bu kez “üç isme plaket verilmeli” diye yazmak yine bana düştü.
Ama ender zamanlarda da olsa bazen gerekiyor....
Mesala şimdi...
İzmir’in EXPO yarışında tam yol alır ve hız kazanırken bu hafta içerisinde yaşanan istifa krizi, bu dünya yolculuğunda bizi yine başa döndürdü.
İstifanın perde arkasını, tam olarak ne olduğunu işin tarafları biliyor.
Sonuçta herkes bu yarışta İzmir için koşturuyordu. Ancak belli ki işleyişte bazı konular, uyumsuzluklar yaşandı.
Ve o gerekçeler ne olursa olsun, ben sonucu şöyle yazmıştım;
“Biz yine kendimizi ayağımızdan vurduk”
Keşke,sıkıntılar bu boyuta varmadan önce bir çözüm iradesi ortaya konulabilseydi...
Olmadı..
HHH
Şimdi öğreniyoruz ki, Yürütme Komitesi’ndeki boşluklar 12 Haziran’da Paris’teki sunumdan sonra doldurulacakmış.
Bu da bir tercih ancak şu kesin ki var olan hava dağıtılmalı.
İzmir için saygın üç isim, Mahmut Özgener’in yanı sıra Borsa Başkanı Işınsu Kestelli ve Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, ‘bir taraf ve kırgın taraf’ olarak bırakılamaz.
Sonuçta onlar, İzmir adına gece gündüz, hummalı bir çalışmayı göze alarak bu görevleri kabul etti.
Daha önemlisi var; onlar EXPO’nun sivil kanadının öncülerindendi.
Şimdi EXPO yapısında devlet yanı gerçekten güçlü ve sağlam görünüyor ancak İzmir’in sivil kanadını kıran, onların moralini bozan bir yönetim bu zorlu yarışta istenileni veremez.
HHH
Elbette İzmir güçlü bir kent ve bu yolculuğu sonuna kadar yürütecek ama kimseyi “karşı taraf”, “mutsuz taraf”, “o bir taraf, bu bir taraf” yaparak değil.
Onun için bana göre olması gereken, istifalarla geri dönüşsüz görünen bu yolda ayrılanlara Sayın Vali Kıraç’ın özel bir geceyle teşekkür etmesidir.
Kamu ve yerel dinamikler bu yolculuğun partneri mi olacak, yoksa Büyükşehir Belediyesi ve tüm yerel dinamikler, pastanın süsü mü kalacak....
Yeniden bunları tartışmak istemeyiz.
Tam yol alırken, yapılan kazaların büyük kısmı atlatılsa da, tek kanatla uçulamadığı kesin !...

Haberin Devamı

Bu üç isme plaket verilmeli

Haberin Devamı

19 Mayıs böyle kutlanmaz!

Bilmiyorum farkında mısınız ya da benim gibi mi hissediyor musunuz.
Ancak bazı şeyler çok hızlandı.
Sanki Türkiye hızlandırılmış bir değişime alındı.
Darbe sorgulamaları tam gaza ulaşırken, 4+4+4 sistemi derken, Ordu’da cüppeyle girişin serbest bırakılması, 19 Mayıs kutlamalarının okul bahçelerine hapsedilmesi ve daha bir çok şey...
En son bir söz almıştık. Toplumsal sorunlar uzlaşmayla masaya yaratılacak, demokratik açmazlar varsa dahi diyalogla çözüm aranacaktı.
Aksine, devir hızlandı sanki, hepsi kendi içinde Türkiye’nin geleceğini, yapı taşlarını derinden etkileyecek kararlar arkadan atlı koştururcasına alınıyor.
Bırakın tek başına bazı olayların canınızı sıkmasını, şu tablo bile ‘neler oluyor’ dedirtiyor.
Gelişen bir Türkiye’de ileri gidelim derken, 19?Mayıs’ları kutlanmasını engellemeyi marifet gören anlayışlara mı yaklaşılıyor...
Ateşler yakılıp, konserler verilse, şarkılar söylense de yetmez.
Stadyumlar boş, okullar renksiz, silik.
19 Mayıs coşkuyla kutlanmalı, buruklukla değil.
Yüzünü güneşe çeviren insana gölge düşmez derler. Oysa yaşananlar, ?“Demokratik, çağdaş bir Türkiye” için çalışıyoruz” anlayışının üzerine aynı hızla gölge düşürüyor.