Türkiye ‘okul sütü projesini’ yeni ve sancılı öğreniyor.
Aynı proje İzmir’de ise dört yıldır sorunsunsuz sürüyor.
Bizde yaşanan tek sorun, bu sütü dağıtan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne Sayıştay Denetçilerinin sorularıydı.
Büyükşehir Belediyesi, Tire Süt Müstahsilleri Kooperatifi ile yaptığı anlaşma sonucu, 4 yılda 250 okulda 200 binin üzerinde öğrenciye süt dağıtmıştı. Soğuk süt zinciriyle yapılan günlük süt dağıtımında hiçbir sorun çıkmadı. Dağıtılan süt günlük pastörize süttü. (Günlük sütler soğuk zincirde 3 gün, normal koşullarda 3 saat bozulmadan dayanabiliyor.)
Çünkü bu süt “Yerel üret, Yerel Tüket ve Sağlıklı Kal” zinciriyle çocuklara ulaşıyordu. Sütün çocuklara ulaşma süresi zaman ve ulaşım açısından ne kadar kısa ise besinler kalitelerini o ölçüde koruyor.
Bu nedenle, Avrupa’da büyük dev süt fabrikaları yerine kentlerin etrafında, onların gereksinmelerini karşılayacak kapasitelerde fabrikalar kuruluyor. Türkiye’de ise dev fabrikalar yüzlerce kilometre uzaktan aldıkları sütleri işleyerek binlerce kilometre uzaktaki kentlere pazarlıyorlar.
Dağıtımı yapılacak sütler soğuk zincirin kurulmasıyla günlük pastörize süt olmadıkça çözüm yerine sorun getirecek. Böyle bir döngüyü başarmak kolay değil...
Aslında tüm yaşananlar Türkiye’nin tartışmaktan çekindiği, üstünü örtmeyi yeğlediği bir başka tartışmaya daha bizleri bu kez sürükler mi asıl mesele bu ve asıl soru şu;”Uzun ömürlü sütün besin değeri” nedir ?
Ben bugüne kadar ‘dikkate değer besin değeri var’ diyen bir uzmana nedense rastlamadım!...
İspanyolların çevre devi yatırım için Tire’yi seçti
Ekonomi dünyasında üst üste iki gelişme moral bozucuydu. Önce Türkiye’nin Nisan ayı ihracatı, 25 ay sonra ilk kez 2,9’lık düşüş yaşadı ardından uluslararası derecelendirme kuruluşu Standart&Poors, Türkiye’nin not görünümünü pozitiften durağana indirdi. Açıkçası iki gelişme de en azından beni şaşırtmadı. Türkiye’de mevsimsel etkilerle iç piyasada olumlu yönde seyreden talep üzerini ne kadar örtse örtsün küresel riskler artıyor.
* * *
Özellikle Avrupa pazarına çalışan Türk firmalardan gelen sinyaller çoğu firma açısından ‘can sıkıcı’ boyutlara ulaştı. Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırımlarda da sıkıntı yaşadığı bir süreçte, İzmir için yeni bir yabancı yatırımın bilgisini aldık.
* * *
Büyük ölçekli yabancı yatırımlardan biri Tire OSB’yi seçti ve bu karar Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu’ndan geçti. Merkezi Kuzey İspanya’da bulunan, İspanyol & Kanada ortaklığındaki Avrupa’nın en büyük çevre şirketi olarak tanımlanan Befesa Silvermet Inc. yaklaşık 50 milyon euroluk yatırımını Tire OSB’de başlatıyor.
* * *
Befesa Silvermet, çelik tesisleri tarafından üretilen elektrik ark ocağı tozunu işliyor. Silvermet, elektrik ark ocağı tozundan elde ettiği konsantre çinko oksidini dünyaya pazarlıyor. Bu gelişme Tire OSB’yi de oldukça mutlu etti. Bu yıl 20 tesisin açılışına hazırlanan OSB için de İspanyollar sürpriz oldu.
Tire OSB Başkanı Metin Akdaş, yeni teşvik yasasında hayal kırıklıklığı yaşadıklarını ancak şimdi bu önemli yatırımın kendileri için sevindirici olduğunu söylüyor. Görüşmelerin 1,5 yıldır sürdüğünü, sürekli bölgenin avantajlarını İspanyollara anlattıklarını belirten Akdaş, yabancı yatırımcılardan gelen taleplerin son zamanlarda arttığını da belirtiyor.
* * *
Evet benim de dikkat çekmek istediğim asıl nokta burası. Son zamanlarda Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcılar özellikle Ege ve İzmir’i seçmeye başladı. İran menşeili, Kiasa Co, Belçika menşeli Hamon Termal, Çinli Biyomedikal Firması, Enercon Aero Rüzgar Endüstrisi firması ilgi gösteren isimler oldu.
* * *
Ekonomide kritik bir denge sürüyor. Bir yanda Avrupa’daki durgunluğun artan etkileri öte yanda, bu durgunluktan ayakta kalmak için tesislerin bir kısmını farklı ülkelere kaydırmak zorunda kalan Avrupalı firmalar 2012’de ekonomide oyun zor. İzmir ve Ege’de avantajlarını iyi anlatan bu zor oyunda şansını yükseltiyor.