Krizde yatırımla Avrupa 3.’sü oldular

3 Temmuz 2011

Ege sanayisinde, 1950’lerde küçük bir atölyede başlayarak zorlu mücadelelere dayanan öykülerden biridir CMS Jant.
Öykünün sonrası malum.
CMS, Türkiye’nin büyük sanayi kuruluşlarından birine dönüşür. Kurucular, Hüseyin Özyavuz ve Tonguç Ösen’in vefatlarının ardından, ikinci kuşak anlaşmazlığa düşerek şirketi ayırırlar.Bugün Tonguç Ösen’in oğulları jant üretimini CMS markasıyla sürdürüyorlar.
Yönetimde oğullar ve dümeni yaklaşık 10 yıldır teslim ettikleri CEO Ünal Kocaman var.
Kocaman, finans kökenli bir CEO. Alanı ise risk yönetimi. Şirkete geldiği günden bu yana yönetim anlayışı ile dikkat çeken Kocaman, krizden yoğun etkilenen bir sektörde var olmalarına karşın, önce yeni firma satın alma arayışları ile daha sonra büyük bir yatırımla karşımıza çıktı.
Avrupa’da otomotiv yan sanayinde krizde fon yaratan tek istisna şirket CMS oldu.
İzmir’in aile şirketlerinde çoğunlukla aileler CEO’larının alanlarını daraltır ve risk alan CEO’larla da çalışmazlar. Tonguç Ailesi ve Ünal Kocaman bunların dışında kalan örneklerden.

Yazının Devamı

Devler liginde İzmir’in gücü azalıyor

1 Temmuz 2011

Dünyanın en güçlü 500 kuruluşunu her yıl geleneksel olarak açıklamasıyla tanınan Fortune dergisi, Türkiye için çıkarttığı ‘Fortune Türkiye’de, ülkenin en büyük 500 şirketini açıkladı. Açıklanan kuruluşlarda büyük sürprizler yok.
Listeyi bir yönüyle Türk reel sektörünün gücü olarak görmek mümkün.
İstanbul her zamanki gibi ağırlığını koyarken, listede yer alan İstanbullu şirket sayısı 2010’da, 250’den 263’e yükseldi.
İzmir ve Ege için ise erime var.
Ege’nin güçlü şirketlerinin genel olarak birkaç sıra kaybettiği görülüyor. İzmir’de ise geçen yıl ilk 500’e 32 İzmir’li şirket girerken bu yıl sayı 27 oldu. Tukaş, Bak Ambalaj, Ekoten, Viking Kağıt, Karakaş Hediyelik Eşya, Dalan Kimya, Verde Yağ, Ataer Enerji ve İlsed Akaryakıt bu yıl listede yer almadı.
* * *
Güçlü bir iç talebin varlığı, Türk şirketlerini genel anlamda büyütürken, konsolide finansal tablolar incelenerek, net satışlarına göre sıralanan şirketlerde listeye girmenin çıtası da 38.6 milyon liraya yükseldi.

Yazının Devamı

Çeşme’ye termal eziyet

29 Haziran 2011

Seçim döneminde Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın İzmir’den adaylığı açıklandığında, işinin zor olduğunu düşünmüştüm. Bakanlığın, kent ve ilçelerde elle tutulur çalışması pek yoktu üstelik çözülemeyen, katmerlenmiş sorunlar vardı.
Çeşme’de yeni planlamalar bir türlü onaylanmıyor, turizmcilerin ecrimisil sorunu yılan hikayesine dönerken, bu kez gürültü genelgesiyle sıkıntı yaşanıyor, İzmir’in merkezine yapılacak mega müzeye yönelik de adım atılamıyordu.
Aslında şu ayracı da açmak gerekiyor. Bazı sorunlar Bakan Günay’ın iyi niyetine rağmen de çözülemedi.
Bakanlıklardaki ağır dönen bürokrasi çarklarında sonuç alınamıyordu.
Ancak siyaset öyle bir şey ki; elinde kamu gücü olduğu takdirde, tüm yapılamayanları vaade döndürmek mümkün. Seçim süreci; biriken sorunların üzerini vaatlerle örtmekle geçti.
* * *
Seçim bitti, sorunlar çözülmeye başlanıyor diye yazmak isterdim ama maalesef öyle değil...Üstelik akıl almaz bir taleple sorunlara bir yenisi eklendi.

Yazının Devamı

“Bitkisel yağ tohumu ekin Ege şahlansın“

26 Haziran 2011

Geçen hafta içinde İzmir’de sessiz sedasız bir kongre yapıldı. 102 yıllık geçmişiyle dünyanın en büyük yağ organizasyonu olan AOCS (Amerikan Yağ Kimyacıları Derneği), sektördeki yeni teknolojiler, prosesler, ürünler ve hammadde fiyatlarını tartışmak üzere Dünya Yağ Konferansı’nı gerçekleştirdi. Dünyada 45 ülkeden 455 katılımcı geldi.
AOCS ‘a bu organizasyon için desteği Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) verdi. Ham yağların, likit yağ margarin ve biyo yakıtların proses ve sanayi uygulamaları konusunda teknik konferansların da gerçekleştirdiği buluşmada 107 sunum yapılırken 30 oturum düzenlendi.
Besler (Ülker), Unilever, Marsan ve Küçükbay, Unilever, Nestle, Dr. Oetker, Doğadan gibi firmaların üye olduğu MÜMSAD’ın başkanlığını Türk işdünyasının yakından tanıdığı, uzun yıllar Ülker’in İcra Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Metin Yurdagül yapıyor.
Açıkçası toplantıya giderken fikrim, ‘Amerikalı Yağ Sanayicileri, Türkiye’ye daha fazla nasıl yağ satarız diye gelmişlerdir, ne de olsa dünyanın önemli pazarlarından biriyiz” yönündeydi.
Peşin hükümlü olmak doğru değil.
Herşeyden önce oraya gelen konukların bazıları bu fikirde olabilirler ama hem

Yazının Devamı

Yeni yardım modeli “çevre ekonomisi”

24 Haziran 2011

Bir zamanlar İzmir’in bazı merkezi yerlerine; cam, plastik ve diğer çöpler diye üç ayrı kiosklar konulmuştu.
Az yerde vardı ama duyarlı vatandaşlar üşenmiyorlar, çöplerini tasnifleyerek buralara atıyorlardı.
Zamanla, bu kioskların sayısı azaldı, pes edenlerin sayısı arttı.
Açıkçası, yorulanlar arasında ben de yerimi aldım.
Önceleri, plastik şişeleri ayrı ayrı toplayıp taşırken, etrafımdaki gülümseyen bakışlara dayanamadım sonra da o geri dönüşüm kutuları tek tek kaldırıldı.
Yine de tam pes etmedim, evde bir süre daha özellikle kağıt ve plastikleri ayırmaya devam ettim.
Sokaktan çöp toplayacı arkadaşlarla başta aramız iyiydi sonra aralarında kavga etmeye başlayınca tamam dedim, benden de ‘pes’... Hala daha içim acır ve onları birarada çöpe atmak ‘önce çevreyi bozarak sonra doğada tatil yapmak için milyarlar harcatan bir sistemin oyuncağı olmak’ gibi gelir bana..

Yazının Devamı

Kentsel Dönüşüm Konseyi kuruluyor

22 Haziran 2011

Fransa Hükümeti’nin önde gelenlerinden biri, Napolyon’u bir muharebede eleştirmeye kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
“Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz” gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon: “Evet, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım” demiş.
Bu anekdot İzmir’de seçim süresince sık sık aklıma düştü.
Seçimde İzmir, Ak Parti ile CHP arasında seçimin gözde kenti olunca, fikirler, öneriler, projeler havalarda uçuştu. ‘Ben olsam şöyle yapardım ‘diyen diyene.
Bunların arasında kalan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun durumu biraz Napolyon’a benzedi... Elinde belediye bütçesi, kentin bitmez tükenmez sorunları, bir yandan operasyon sıkıntısı derken neredeyse kendi partisinden bile, sağdan soldan herkes Başkan’a öneri verir hale geldi.
O ise büyük projelerin kolay olmadığını, berisinde uzun araştırmalar olduğunu anlatmaya çalışıyor.
* * *

Yazının Devamı

Koç Holding’den Pasaport’a marina teklifi

19 Haziran 2011

İzmir iş dünyası, Aykut Güsar ismini özellikle iki nedenle yakından tanınır. İlki, dünya elektronik devi Siemens’in 39 yıl boyunca Ege temsilciliğini yapması ve bu arada birçok kapsamlı çalışmayı gerçekleştirmesi, ikincisi ise kente dair birçok projeyi ortaya atmasıdır...
1963 yılında İTÜ Elektrik Fakültesi’nden mezun olan Güsar, Ege’de 190’ın üzerinde fabrika ve tesisin elektrifikasyonuna imza attı. Bölgedeki ilk fiber optik kablo şebekesini de kuran Güsar halen, Koç Grubu iştiraklerinden Setur’un Proje Danışmanlığı’nı yürütüyor. Güsar aynı zamanda, İzmir Koç Lobisi (İZKOL) kurucu ve onursal başkanı.
İzmir’le ilgili birçok projesini konuşmak için biraraya geldiğimiz Güsar, öncelikle Setur ve Yüksel İnşaat adına İzmir’in kent merkezinde yer alan Pasaport bölgesi için hazırladıkları “Marina projesi”ni gösterdi.
İlgnç yanı, konsorsiyum bu projeyi benim aylar önce yazdığım Konak Pier’de yaşananları anlatan “Pasaport Marina karmakarışık” yazımdan etkilenerek hazırlamış.
Setur olarak önceleri, ‘Konak Pier’in işletmecileri arasında anlaşmazlık biter, o zaman böyle bir projeyi birlikte gerçekleştiririz’ diye düşündüklerini anlatan Güsar, yazının ardından bu anlaşmanın

Yazının Devamı

Alsancak’a da bir proje lütfen

17 Haziran 2011

Hazır proje bombardımanı başlamış, hatta kara parçalarını ikiye yaracak kadar uçan kaçan projeler ortaya atılmışken, birileri şu kentin ortasındaki Alsancak’a da özel bir proje üretse diyorum.
Yerel yönetimler ya da Merkezi Hükümet fark etmez... Sadece 2023’e kadar beklemeyelim yeterli.
* * *
İlçe belediyelerinin yetkilerinin azlığı, kentin daha birçok sıkıntı yaşayan semtlerinin yanında ‘Alsancak’ın sahip oldukları’ derken es geçtiğimiz sorunlar, küçük tepecikler halini aldı.
Başarılı çalışmalar yürüten Alsancak’ı Güzelleştirme Derneği’nin dikkat çektiği problemler bugün dosyalara sığmıyor.
Özellikle geceleri belli bir saatten sonra kentin ortasında keşmekeşlik başlıyor.
‘Senin de sorunun Alsancak olsun’ diye düşünmüş olabilirsiniz ama bugün özellikle kruvaziyerle gelen turist kent ilk buradan adım atıyor. Kenti görmek isteyen yabancı önce Alsancak’a, Kordon’a geliyor.

Yazının Devamı