Geçen ay 50 yaşıma girdim, her yaşımda olduğu gibi bu yıl da en büyük dileğim elbette sağlıkla yaş alabilmekti. İlk olarak yaş almaya da olaylara iyimser yaklaşmaya da çalışmak önemli. Yeni bir araştırmaya göre iyimser olmanın pek çok faydası var. Hayatınız boyunca daha iyimser bir bakış açısına sahip olmak, sağlıklı yaşam süresini yüzde 5 oranında uzatabiliyor.
7 ADIMDA MEME KANSERİ
1- Kanser artık yaştan bağımsız artışta
Dünya çapında en sık görülen kanser türlerinden olan meme kanserinin, kadınlarda kanser kaynaklı ölümlerin en yaygın nedeni. Ekim, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı”. Ben de bir kadın olarak bu konuda alınacak önlemleri ve bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyorum. Teknoloji ilerledikçe daha fazla tarama yapılıyor olması çok umut verici. European Journal of Cancer raporuna göre Avrupa’da son 30 yılda meme kanseri ve buna bağlı ölümlerin azaldığı görülüyor. European Journal of Breast Health dergisinde yayımlanan çalışmaya göre ise ülkemizde son 20 yıla bakıldığında meme kanserinde iki katından fazla artış görülüyor. Kendi kendine el muayenesi ve düzenli mamografi taraması, bu konuda alınacak önlemlerin başında geliyor. Yayımlanan son raporlar, son 30 yılda 50 yaş altı bireylerde kanser tanılarında yüzde 79’luk bir artış olduğunu gösteriyor. Bu artış ile ilişkilendirilen faktörlerin başında ise obezite, aşırı alkol kullanımı ve yaşam tarzı alışkanlıkları bulunuyor. 2019’da kansere bağlı ölümlerde yüzde 27.7’lik bir artışla 3.26 milyon erken başlangıçlı kanser vakası belirlendiği belirtiliyor. Bu kanser türlerinin başında ise meme kanseri var.
2- Yapay zekâ çözüm olabilir mi?
The Lancet Oncology dergisinde yayımlanan, 80 binden fazla kadın üzerinde yapılan çalışmada yapay zekâ destekli meme taramasının, mamogramların iki radyolog tarafından iki kez okunmasına kıyasla yüzde 20 daha fazla kanser tespit ettiği bildiriliyor. Aynı zamanda kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, yapay zekâ destekli teknikler kullanıldığında radyologların ekran okuma iş yükünün yüzde 44.3 oranında azaldığı görülmüş.
Önceki aylarda hepimizi gururlandıran Canan Dağdeviren’in buluşunu da bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Giyilebilir ultrason tarama cihazı, sutyen içine takılarak kadınların kolayca ve sık sık tarama yapıp, olası kanser vakalarını erken teşhis etmesine olanak sağlıyor.
3- Bağırsaklara iyi bakmak formül
Sevgili kadınlar, sağlıklı yaş almanın ve hastalıklardan korunmanın bir diğer yolu ise bağırsakları beslemekten geçiyor. Dünya genelinde artışta olan bir diğer kanser türü de maalesef kolon kanseri. Pathogens dergisinde yayımlanan çalışmada, sağlıklı mikrobiyotanın, steroid hormon seviyeleri, genotoksinler ve lipopolisakkaritler gibi metabolitler üzerinden bağışıklık sistemini destekleyebileceğini ve meme kanseri riskini azaltabileceğini belirtiyor. Günümüzde bedenimizin maruz kaldığı pek çok madde, çevresel faktörler, bağırsakların işini zorlaştırabiliyor. Doğaya ve doğala karşı direnmemek, mevsiminde ve rengârenk beslenmek bağırsakları beslemenin ilk adımı.
4- Çevresel faktörler de genler gibi etkili
İsmini “breast cancer” yani meme kanserinden alan BRCA genini daha önce duymamış olabilirsiniz, bu gen önemli bir tümör baskılayıcı bir gen. Mutasyona uğradığında ise hormona duyarlı kanser gelişmesi ihtimali artabiliyor. Öte yandan BRCA meme kanserinin en yaygın nedeni değil. Tükettiğimiz gıdalar, kullandığımız kozmetik ve temizlik malzemesi gibi birçok faktör maalesef burada rol oynuyor. Yani aslında yaşadığımız çevresel faktörler hem epigenetik hem de metabolik reaksiyonlarla hastalık riski oluşturabiliyor.
5- Diyabet ile ilişkili mi?
Nature Cell Biology dergisinde yayınlanan bir çalışma, meme kanseri ve tip 2 diyabetin farklı hastalıklar gibi görünseler de birbirlerinin gelişimini ve büyümesini destekleyebileceğini ve bununla ilgili bir mekanizma keşfedildiğini ortaya koyuyor. Konuyla ilgili diğer araştırmalar da iki hastalık arasında ilişki olduğunu gösteriyor. Örneğin meme kanserinin insülin üretimini baskıladığını ve bunun kan şekeri dengesini bozarak diyabete yol açabileceğini, tümör büyümesini destekleyebileceğini belirten çalışmalar da var. Bu noktada ise en iyi çözüm elbette beslenme ve fiziksel aktiviteden geçiyor.
6- Egzersizden gelen güç
Kaslarımız egzersize moleküler düzeyde nasıl tepki veriyor, hiç düşündünüz mü? Cell Metabolism dergisinde, araştırmacılar, fiziksel aktivitenin genel sağlığımız üzerindeki olumlu etkisinden sorumlu olan sinyal yollarını ele almış. Bir tür bağışıklık hücresi olan T hücreleri, uygun kas fonksiyonunun sağlanmasında rol oynuyor. Geçen hafta yayımlanan çalışmada, egzersizin sadece hastalıkların önlenmesinde etkili olmakla kalmadığı, aynı zamanda bağışıklık sistemine destek ve inflamasyon üzerinde de önemli etkileri olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
7- Akdeniz tipi beslenmeden uzaklaşmayın
Kanser oluşumuna yol açabilecek birçok faktör bulunduğunu, fakat sağlıklı beslenmenin koruyucu kalkanınız olduğunu hatırlayın. Sağlıklı kilonuzu korumak, fiziksel bakımdan aktif olmak, yeterli ve dengeli beslenmek, tüm hastalıklarda olduğu gibi meme kanseri riskini azaltmada da rol oynuyor. Meme kanseri vakalarının başlıca risk faktörleri arasında da ilk sıralarda obezite var. Bu noktada fazla kilolarınız varsa sağlıklı bir şekilde bu kilolardan kurtulmak ilk hedefiniz olsun. Hem sağlıklı kilo kaybı sağlamak hem de birçok hastalıktan korunmak için Akdeniz diyetinden faydalanabilirsiniz. American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan bir araştırmada, Akdeniz diyetini benimseyen postmenopozal kadınların meme kanseri riskini azaltabileceği belirtiliyor. Çalışmada Akdeniz tipi beslenmeye daha fazla uyum sağlayan menopozal kadınların meme kanseri riskini yüzde 22 oranında azaltabileceği bulunmuş. İşlenmiş etler, rafine şeker, fazla tuz, alkol ve sigara gibi etmenlerden uzaklaşmaya çalışarak sürdürülebilir bir Akdeniz tipi beslenmeyi uygulayın. Beslenme planınızda antioksidan kaynağı sebze ve meyvelere yer vermeyi unutmayın, sağlıkla kalın, sağlıkla yaş alın.