Ağız bakımında gıdalar önemli rol oynuyor. Amerikan Diş Hekimleri Birliği, belirli gıdaların dişler için faydalı olabileceğini açıkladı ve bunları sıraladı
Diş hekimleri her gün diş ve ağız sağlığının öneminden bahsediyor. Bir beslenme uzmanı olarak bu konu benim için de çok önemli çünkü sindirimin ilk başladığı yer ağız.
1) ÇAY AĞIZ BAKTERİLERİYLE SAVAŞIYOR
Siyah ve yeşil çaylarda bulunan ‘polifenol’ adlı bileşikler, diş eti hastalığı ile çürüklerle ilişkili bakterilerin büyümesini yavaşlattığı belirtiliyor.
Chicago’daki Illnois Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, günde en az 10 kere ve bir dakika boyunca siyah çayla gargara yapanların, daha az plak sorunu yaşadığını bildiriyor. Araştırmacılara göre, çay diğer bakterilerle bir araya geldiğinde zararlı olanların yeteneğini zayıflatıyor.
'Dental Araştırma Dergisi’nde 2010 yılında yayımlanan bir çalışmada, Wu ve arkadaşları çayın, özellikle de siyah çayın ağız kokusu ve kötü nefesle mücadele ettiğini açıkladı: “Polifenoller, ağızda kötü kokulu bileşiklerin üretiminin kontrolünü sağlayıp, bakteri genlerini bastırıyor.”
Ramazan ayında insanın iştahını kontrol etmesi zorlaşıyor. Eş-dostun bir araya geldiği sofraların vazgeçilmezleri ise pide, hurma ve güllaç... Peki ne kadar yemeli?
Ramazan ayının en keyifli yanlarından biri kalabalık sofralar ve geleneksel yemeklerdir. Ramazan’da öğünler normalden çok daha görkemli oluyor. Bu sebeple de insanın iştahını kontrol etmesi zorlaşıyor. Tüm akrabalar, arkadaşlar, dostlar bir araya geldiğinde yeme düzeni oldukça değişiyor, bu sofraların vazgeçilmezleri ise pide, hurma ve güllaç oluyor, peki nasıl dengelemeli, ne kadar yemeli?
TEHLİKELİ İFTARİYELİKLER
İftarda şarküteri ağırlıklı ürünler, hamur işi yiyecekler, pide ve tatlılar, yüksek kalorili olmaları nedeniyle oruç tutanlarda kilo artışına neden oluyor. Kilo artışına bağlı olarak kan yağlarında ve tansiyonda artış olabiliyor.
Sucuk, salam pastırma ve benzeri ürünler doymuş yağ içeriği yüksek olduğu için yenilmesi riskli olan besin grubunda.
Yazın, Ramazan beslenmesi daha fazla özen gerektiriyor. Uzun açlık süresince bedene yardımcı olacak beslenme şekli önem taşıyor. Sahur ve iftar arasında geçen sürede yeterli ve dengeli beslenme kurallarına uyabilmek her zaman mümkün olmuyor. Yine de bu dönemde asıl amacın beden ve ruhu terbiye etmek olduğunu hep hatırlamak gerekiyor.
Ramazan ile birlikte öğün düzeni ve saati ile tüketilen yiyeceklerin miktarlarında artış beslenmedeki en önemli değişikliklerdir. Ancak yaşamın her döneminde olduğu gibi bu dönemde de amaç ‘yeterli ve dengeli beslenme’ olmalıdır.
‰ YETERLİ VE DENGELİ BESLENME
Yeterli ve dengeli beslenme her besin grubundan her gün dengeli bir tüketimi esas alır. Bu besin gruplarının bir günde, tek bir öğünde tüketilmemesi ve küçük öğünlere bölünerek tüketilmesi önemlidir. Ramazanda öğün sayısının 3-4 olması ve her öğünde her besin grubundan tüketilmeye çalışmak önemlidir. 5 temel besin grubu vardır:
1) Süt-yoğurt grubu
2) Et ve ürünleri (tavuk, balık, yumurta)
Glutensiz diyet asla bir zayıflama yöntemi değil; besin hassasiyetiyle karıştırılmamalı. Ancak çölyak hastalığına yakalanan kişiler kesinlikle gluten içeren tahılları ömrü boyunca yememeli
Aslında öncelikle gluten nedir tam olarak anlamak gerekiyor. Glutensiz beslenme kimler için önemli? Glutenin vücuda zararı var mı? Kafalar bence oldukça karışık çünkü kliniğimize gelen bazı danışanlarımız ısrarla “Ben artık gluteni hayatımdan çıkardım ama yine de zayıflayamıyorum” dediklerinde yanlış anlama apaçık ortaya çıkıyor.
Glutensiz diyet bir zayıflama yöntemi değil, her ilkbahar dönemi ortaya çıkan maalesef moda ve popüler diyet kategorisinde düşünülmemeli. Ancak son yıllarda gıda hassasiyeti testlerinin yaygınlaşması bu sonucun doğmasına ciddi katkıda bulundu diyebiliriz.
Gluten nedir?
Gluten; arpa, çavdar ve buğday gibi diğer tahıllar içinde bulunan doğal bir protein türü ve aslında tahılın önemli ve faydalı kısmı. Sağlıklı birey için gluteni kesmeye gerek yok. Ancak, çölyak hastalığına yakalanmış kişiler kesinlikle gluteni kesmek zorunda.
Soğan-sarımsak deyince ilk akla gelen kokudur; sağlığa faydası sonradan gelir. Özel bir bileşen içeren soğan ve sarımsağın faydaları yıllardır konuşulur. Peki, bu gıdaların vücuda ne gibi yararları var?
Allium cinsi ‘organosülfür bileşikleri’ni içeren besinleri; soğan, arpacık soğanı, pırasa, taze soğan ve sarımsak olarak sıralayabiliriz.
Bakın, bu sebzeler hangi özelliklere sahipler?
* Anti-oksidan özelliklere sahip oldukları çeşitli araştırmalarla ortaya kondu. Anti-oksidanlar, kalp ve kanser hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterir.
* Soğan ve sarımsağın içerisinde bulunan sülfürlü bu maddeler, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olduğu gibi, kanser riskini artıran bileşiklerin vücuttan atılmasına destek verir. Tümör gelişimini engelleyici özelliklere de sahip olduğu düşünülüyor.
* Allium gibi sebzelerdeki kuarsetin de önemli bir besin öğesi. Eklem iltihabını önlemeye yardımcı olur.
Çeşitli çalışmalarda, “Kuersetin maddesi, tümör nekroz faktörünün iltihabik etkilerini azaltmaktadır” deniliyor.
"Her gün meyve ve sebze yemelisin" nasihatını ailesinden duymayan yoktur. Peki bu nasihatı neden sıkça duyduğunuzu düşündünüz mü hiç?İşte size nedenleri...
“Her gün meyve-sebze tüketmelisin” lafını, çocukluktan beri çok duyduk.
İstisna olarak hâlâ duymamışsanız, şu anda neredeyse tüm iletişim kanallarında sağlıklı beslenme önerileri veriliyor olması sebebiyle sıkça kulağınıza çalınmıştır. Gerek danışanlarım gerekse bireysel önerilerim, verdiğim seminerler, kitaplarım ve köşe yazılarımda bu konudan hep bahsederim.
Peki bu fayda nereden geliyor? Temeli nedir, sadece vitamin-mineral mi? Özellikle de diyete veya sağlıklı yaşamaya yeni başladıysanız; bu meyve ve sebzelerin neyi çok yararlı?
İşte sizi adeta bir tavşan gibi hissettirecek, taze sebze-meyve yedirtecek 4 önemli neden.
HEM VİTAMİN HEM MİNERAL DEPOSU
Birkaç düzeltmeyle günlük şeker alımınızı azaltabilirsiniz. Küçücük bir iyileşme uzunsüreli bir alışkanlığa dönüştüğünde, hastalık riskinizi azaltır ve sağlınızı koruyabilir.
Son yıllarda popüler diyetlerin baskısıyla karbonhidrat konusunda kafalar karışık. Aslında karbonhidratlar, beslenmenin temelini oluşturuyor ancak burada hangi karbonhidratı seçtiğiniz çok önemli.
Tam tahıllar, sebze ve meyveler, karbonhidrat kaynağı olarak her gün mutlaka tüketilmeli çünkü yetersiz alımı da sorun yaratıyor. Ancak önerilen karbonhidrat türü, şeker gibi rafine edilmiş olanlar değil.
Maalesef günlük yaşamda pek çok hazır besin, neredeyse şeker içinde yüzüyor.
Amerika’da yapılan bir çalışma, her gün 22 çay kaşığından daha fazla ‘ilave şeker’ alındığını gösteriyor. (Yemek veya sos içine eklenen, kahveye karıştırılan şeker, kek, kurabiye gibi)
Bu durumda her yıl kişi başı 14-15 kiloluk çuvaldan daha fazla şeker tüketildiğini söyleyebiliriz. Bu durum, kaloriyle beraber kalp hastalığı gibi ölümcül riskleri de beraberinde getiriyor. Beslenmenizi hızlıca gözden geçirip, birkaç düzeltmeyle günlük şeker alımınızı azaltalabilirsiniz.
1-EN ÇOK KALORİ İÇECEKLEDE
Günlük beslenmede şeker t
Yazın habercisi, en sevdiğim meyve kirazın zamanı geldi. Peki diyette olanlar nasıl tüketebilir? Faydası nedir? Ne kadar yemeli, hemen bakalım
* Karaciğer dostu olan kiraz; yüksek alkol tüketimi, fazla ilaç alımı ve zehirlenmeler sonucu zorlanan karaciğerin yükünü hafifleterek yenilenmesine yardımcı olur.
* Kirazda yaz ayları için ihtiyacımız olan potasyum, A ve C vitamini bulunur.
* Laksatif etki gösterip bağırsakların temizlenmesine ve kabızlık sorununun giderilmesine destek verir.
* Kirazdaki flavonoidler, gut ve romatoid artrit gibi eklemlerle ilgili hastalığı olan bireylerde inflamatuvar rahatsızlıklarının şiddetini hafifletmeye yardımcı eder.
* Kirazda bulunan kinik asit, böbrekleri temizleyici ve toksinleri vücuttan atıcı etkisiyle böbreklerde taş ve kum oluşumunu önleyebildiği gibi, bunların zamanla dökülmesine olanak sağlar.
* Kirazda da önemli miktarda bulunan melatonin hormonunun, yaşlanmaya bağlı hafıza kayıplarını önleyebildiği ve azaltabildiği bilinir.