Leptin’in obezite ile ilişkisi araştırma safhasında... Leptin hormonuyla ilgili gerçekler ve sıkça sorulan sorulara bir göz atalım...
Aslında tıp dünyası için çok yeni sayılabilecek Leptin, 1994’de keşfedildi. Leptine ‘obezite hormonu’ ya da ‘açlık hormonu’ deniliyor. Bilim insanları bu hormonun kilo vermedeki etkisini düşünerek büyük bir heyecana kapıldı. Bugün bile internet leptin takviyeli ürünler satan web siteleriyle dolu. Ancak tıp otoritelerinin de henüz araştırma safhasında olduğu Leptin’e gelin biraz daha yakından bakalım...
KİLOYU NASIL ETKİLİYOR?
Leptin yağ hücrelerinden salgılanır, kanda dolaşır ve beyne tokluk sinyali gitmesinde etkilidir, yağ yakımı için önemlidir.
Yapılan klinik araştırmalar, şişmanlarda leptin hormonunun çalışmadığını gösteriyor. Ancak leptin hormonu eksikliğine bağlı şişmanlık vakalarının oranı çok düşük.
Bazı kişiler, kilo verme sürecinde kendilerini motive edecek bir diyet ve egzersiz arkadaşı edinerek daha başarılı olabiliyor. Hele de bu partner diyet yapıyorsa, hedefe daha çabuk ulaşılıyor
2009 yılında yayımlanan ‘Afiyetle Diyet’ kitabımda ‘Diyet arkadaşı başarıyı artırır mı?’ konusuna oldukça geniş yer vermiştim.
Beş yılda bu fikir gelişti, hatta yeni okuduğum bir makaleden, İngiltere’de bu konuya özel bir internet sayfası tasarlandığını öğrendim.
Amerika’da çok yaygın olan ‘Weight Watchers’, grup desteği için önemli bir örnek.
Bu sistemde diyet yapanlar, her hafta bir araya gelerek verdikleri kilo miktarını, o haftaki deneyimlerini paylaşarak birbirlerine destek oluyor. Doğruluğu kabul gören ve başarısı kanıtlanmış olan programın hedefi de bir araya gelen kişilerin birbirlerini desteklemesi.
İYİ PARTNER NASIL OLMALI?
Maden suyu ve soda, farklı içecekler olmasına rağmen çoğu zaman aynı sanılıyor. Oysaki maden suyu, mineral bakımından zengin doğal bir içecek; soda ise yapay!
Gün içinde iki litre su tüketmenin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu miktar, hem bedenin sıvı ihtiyacını karşılar, hem de atık maddelerden arınmanıza yardımcı olur. Ancak vücudumuzun kalsiyum ve magnezyum gibi minerallere de ihtiyacı var...
Doğal maden suları, bu ihtiyacın karşılanmasında bize destek veriyor.
Maden suyu; yer altındaki çatlaklardan yol bularak yeryüzüne çıkan ve içeriğinde çok miktarda kalsiyum, flor, magnezyum ve sodyum gibi mineraller bulunduran doğal bir içecek.
JEOLOJİK ÖZELLİKLERi VAR
Hareketsiz bir birey günde ortalama 3 bin adım atıyor. Siz de az hareketli bir kişiyseniz, bunun değişmesi için artık çalışmaya başlamalısınız
Her geçen gün yürüyüş alanlarında, sahillerde hem klasik adımsayarlarla hem de akıllı telefonlara entegre edilmiş bileklik ya da kolye şeklindeki adımsayarlarla yürüyen- lerin arttığını görüyorum.
Adım saymak disiplinli olmak için motive edici bir yol. En önemli tarafı da, ucuz olması ve herkesin uygulayabilmesi.
Özellikle durağan hayat süren kişilerde, yürüyüşün sağlığa sağladığı faydaları gösteren çok sayıda sonuç var.
İYİ BESLENME ÖNEMLİ
Siz de az hareketli bir kişiyseniz birinci hedefiniz; ilk hafta 3500 adım olabilir ve her hafta 500 adım daha ekleyebilirsiniz. Yürümeyi teşvik etmek için tüm dünyada son yıllarda daha çok yayılan ve referans olarak kabul edilen ‘Günde 10 bin adım’ hem sağlık hem de fazla kilolar için önemli bir aktivite. Bu aktivite bireysel özelliklere bağlı olarak, yaklaşık 500 kalori harcamak anlamına geliyor. En yüksek faydayı elde etmek için tavsiyem; yağ yakma nabzınızı gözeterek, süre ve tempoyu ayarlamanız. İyi bir beslenme planı olmaksızın bir saatten uzun egzersiz; glikojen depolarının
Çocuğun okul başarısının beslenmeyle doğrudan ilgisi var. O nedenle çocukların dengeli ve doğru atıştırmalıklarla beslenmesi önem taşıyor
Türkiye Beslenme Sağlık Araştırması sonuçlarına göre; bugün tüm dünyada 200 milyondan fazla çocuk obezite veya hafif şişmanlık sorunu yaşıyor. Araştırmaya göre 6-18 yaş aralığındaki çocukların yüzde 14,3’ü hafif şişman; 8,2’si ise obez sınıfına giriyor.
Bu yaş aralığındaki çocuklar okula gitme çağında olduğundan; şişmanlık sorunu ve beslenmelerindeki problemler, okul başarısını da olumsuz etkiliyor.
Okul çocuklarında; besinlerin yetersiz, dengesiz veya fazla tüketilmesi sonucunda büyüme geri kalabiliyor, enfeksiyon hastalıkları sık ve ağır seyredebiliyor, çocukluk döneminde ortaya çıkan şişmanlık, ileriki yaşlara yansıyarak yüksek tansiyon, kan yağlarında artış, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklara zemin hazırlayabildiği gibi psikolojik sorunlara da neden oluyor.
Bu nedenlerle çocukların doğru beslenmesi ve okul başarısı için ailelere önemli görevler düşüyor.
Öncelikle çocuklara doğru beslenme anlatılmalı ve öğretilmeli. Onlara bu imkanı sunma konusunda okullara çok büyük rol düşüyor ancak anne ve
Burcu Çakır Keskin önce kendi oğlu Mehmet’e, sonra da tüm albinizm sahibi çocuk ve bireylere faydası olsun diye Albinizim Derneği’ni kurmuş. Keskin’in azim ve sabır dolu hikayesini sizlerle paylaşıyorum...
Bir cumartesi günü doğum yaptım. Doktorum perdenin üzerinden güler yüzünü gösterdi. Yanımda olan eşime ve bana, doğacak oğlumuzun adını veya göbek adını Mehmet koymak isteyip istemediğimizi sordu.
Eşimle birbirimize baktık çünkü hamileliğimin altıncı ayında, oğlumuza Mehmet adını koymayı ve hatta kısaca “Memo” olarak hitap etmeyi kararlaştırmıştık!
Mehmet, doktorumuzun babasının vefatından sonra doğumunu gerçekleştireceği ilk erkek çocuktu ve rahmetli ile adaş olduklarını orada öğrendik.
Doğduğu ilk saniye...
Bir hamburgerde kaç kalori olduğunu biliyor musunuz? Çoğu insan bunun cevabını bilmiyor ama tahmin ettiğinden daha fazla kalori alıyor
Geçen hafta okuduğum bir araştırma, bireylerin yedikleri besinlerin kalorileri hakkında eksik bilgiye sahip olduklarını anlatıyordu. Amerika’da yapılmış bu çalışmada; bireylere çok sık tüketilen yiyeceklerin kalorileri sorulduğunda gerçek değerinden çok daha az bir kalori tahmininde bulundukları ortaya çıkmış.
Araştırma sonuçlarına göre insanlar yedikleri gerçek miktardan daha az yediklerini düşünüyor. Bir hamburgerde kaç kalori olduğunu biliyor musunuz? Araştırmaya göre çoğu insan cevabı bilmiyor.
Araştırmacıların söylediğine göre; insanlar yedikleri fast-food ürünlerin sağlıklı olmadığını biliyor fakat bunların gerçek anlamda ne kadar kilo aldırdığını bilmiyor.
Yiyeceklerin gerçek kalorileri ile tahmin edilen kaloriye bakıldığında; 175-500 kalori daha eksik düşünerek cevap verenler var. Üç binden fazla yetişkinle yapılan bu çalışma, kalori konusunda bilgi düzeyinin düşük olduğunu gösteriyor.
Etiket okunamuyor
Kahvaltı seçimleriniz tüm gününüzü, hatta uzun dönemdeki sağlığınızı etkileyebilir
Peki sizin kahvaltınız nasıl?
Bu hafta kahvaltı ile ilgili yayınlanan birkaç araştırma sonucu, kafaları karıştırdı.
Bu çalışmalar; kahvaltı edenlerle etmeyenlerin günlük kalori alımında değişiklik olmasa da, kahvaltı edenlerin gün içinde daha iyi seçimler yaptığını gösteriyor.
Araştırmanın bir bölümüne bakarak, kesin ifadeler kullanmak; kafa karıştırıcı olabilir. Her toplum ve bireyin yaşam şekli ile beslenme alışkanlıkları yorumlandığında; bu sonuçlar daha anlamlı hale geliyor.
Araştırmayı okuyup “Kahvaltı etmesek de olurmuş” demek, benim yorumum değil ancak kahvaltı yapanların seçimlerini gözden geçirmek daha doğru bir bakış açısı olacak.