Sofraların lezzetli besini fasulye 80 farklı çeşidiyle sağlık saçıyor! Tansiyondan kolesterole, yaşlanmadan sindirime pek çok vücut sistemine olumlu etkisi var
Soğuğa duyarlı bir bitki olan fasulye, hemen her tür toprakta yetişiyor. Bu özelliğiyle ‘arsız’ sebzeler arasına giriyor. Fasulyenin dünyanın pek çok yerinde yaygın olarak tarımı yapılıyor. Çalı, Ayşe kadın, dermason, horoz, boncuk, şeker, göbekli, börülce, dombay derken birçok türüyle mutfaklarımızda yerini alıyor. Fasulyenin sağlığa faydalı olduğunu biliyoruz ama aşağıda sıralanan etkileri şaşırtıyor:
- Yaşlanmayı geciktiriyor: Kırmızı şarapla, Fransızlar’ın uzun ömürlü olması arasındaki ilişkiyi duymuş muydunuz? Bu ilişkinin temeli; şarabın içinde bulunan ‘resveratrol’ adlı maddenin yaşlanmaya yol açan DNA hasarlarını önlemesine dayanıyor. Azı fasulye türleri, şarapla kıyaslanacak miktarda resveratrol içeriyor. Bu madde, en çok siyah fasulyelerde bulunuyor.
- Güçlü antioksidanlar içeriyor: Serbest radikallerin neden olduğu hasar; deride, bağışıklık sisteminde ve beyinde gerçekleşiyor. Yaban mersini, yeşil çay, zerdeçal ve nar gibi besinlerden alınan antioksidanların bu hasarı önlemeye yardımcı olduğunu
Hem sağlıklı hem de lezzetli tariflerle hazırlanmış kekleri, pastaları tatmaya ne dersiniz? O halde mutfağınızda yapacağınız küçük değişimler size yardımcı olacak...
Mutfakta yeni tarifler denemeyi çok seviyorum ve kendimce farklı eklemeler yapmaya bayılıyorum. Şipşak hazırlanan çikolatalı kekler, kurabiyeler, turtalar ve evde pişen ekmeklere dayanmak kolay değil. Beslenme uzmanı olarak, bu lezzetli besinleri kendime ya da sevdiklerime hazırlarken aynı zamanda da sağlıklı olmalarını istiyorum. İşte pişirirken, hem besleyicilik özelliklerini artırıp hem de tadını ve dokusunu güzelleştiren beş farklı alternatif; (Lütfen deneyin bana güvenebilirsiniz!)
Mutfakta 5 değişiklik
1-Tereyağı yerine avokado; Avokadodan, ‘doğanın has tereyağı’ olarak bahsedildiğini okudum. Avokadonun, smoothie’lerle karıştırılan, tam buğday ekmeğinden yapılmış tostların üzerine sürülen ya da sosların içine karıştırılan kremsi tadını çok beğeniyorum. Pişirme tariflerinde kullanıldığında, pastalara ve keklere de harika bir tat kazandırıyor. Tarifte yazan her yemek kaşığı tereyağı yerine, aynı miktarda avokado kullanabilirsiniz. Aklınızda bulunsun; avokadoyu bazı tariflerinizde biraz
Yapılan araştırmalara göre günde en az 28 gram tahıl tüketmek ömrü uzatıyor
Tam buğday, tam çavdar ürünleri, bulgur, kinoa gibi tam tahıllılar; vitamin, lif ve antioksidanlar içerir. Beyaz un, beyaz pirinç gibi rafine edilmiş tahıllardaysa buğday veya çavdar tanesinin faydalı olan kabuğu ve çekirdek katmanları soyulmuş olur. Tahılların işlenmesi, onları esmerden beyaza çevirir, ancak besin değerlerini de azaltır. Ayrıca sağlığa faydalı fitokimyasallarda yüksek oranda kayıplar oluşturur. Tahılların içinde, üç katman vardır:
1. Lif zengini dış kabuk (kepek): Konsantre durumdaki birçok besleyici maddeyi içerir. Bunlar; lifler, B vitamini, mineraller, protein ve fitokimyasallar.
2. Nişastalı kısım (endosperm): Bitkinin ana enerji deposudur. Karbonhidratlar, proteinler, az miktarda B vitamini içerir.
3. Zengin iç kısım (tohum): Tahılın en küçük parçasıdır. Yağlar, mineraller, B ve E vitaminleriyle fitokimyasallar içerir. Araştırmanın sonuçlarına göre tam tahıllıları tüketmek daha uzun yaşamaya yardımcı oluyor. Tahıl ürünleri, yulaf, bulgur, kinoa gibi tam tahıllıları tüketmekle uzun yaşama arasında bir bağlantı var ve bu gibi besinleri tükettiğimizde 25 yıl içinde
Sosyal medya üzerinden anne ve anne adaylarından gelen soruları yanıtladım. İşte hamilelik öncesi kilonuza dönmeniz için tüyorlar ve merak edilenler...
Hamilelik ve emzirme dönemi kadınlar için hem özel, hem de çok önemli. Bu hassasiyeti çok yoğun yaşayan tüm anne ve anne adayları sosyal medya hesaplarımdan en çok soru soran grubun içinde yer alıyor.
Merak edilenler genelde şöyle:
* Hamilelikte aşırı kilo almadan bebeğimi nasıl sağlıkla dünyaya getirebilirim?
* Hamilelikte aldığım kiloları emzirme döneminde hangi hızda vermeliyim?
* Sütümü artıran ve beni yağlandırmayan beslenme modeli nasıl olmalı?
* Doğum kilolarımdan kurtulamadım ben böyle mi cağım?
Sigara içip gelecek planı yapıyorsanız, hayallerinizi görememe ihtimaliniz var!
Türkiye’de 17 milyon tütün kullanıcısı var. Bunlardan her yıl 100 bini tütüne bağlı hastalıklar yüzünden hayatını kaybediyor, bu da her sekiz saniyede bir kişinin ölmesi demek! Tiryakilerin yüzde 56’sını erkekler, yüzde 30’unu da kadınlar oluşturuyor. Ülkemizde sigara içme yaşı 14 - 15’e kadar düştü.
Dünyada akciğer kanserinin birinci sebebi sigara. Bireylerin bu kanser türüne yakalanma riski, içmeyenlere göre 20 kat daha fazla.
Peki sigarayı bırakmak için hâlâ neyi bekliyorsunuz? Bu konuda en çok duyduğum cümlelerden biri, “Sigarayı bırakmak istiyorum ama kilo almaktan korkuyorum.”
Korkulacak bir şey yok... Biz sigaranın zararlarından ve nasıl kilo almadan bırakabileceğinizden bahsedelim, siz de kararınızı verin; kilo almaktan korkarak kendi vücudunuza zarar vermeye devam mı edeceksiniz, yoksa korkularınızla yüzleşecek misiniz?
Amerika’da Tufts Üniversitesi araştırmacılarının fast food restoranlarla ilgili yaptığı çalışma ilgimi çekti çünkü benzer mekanlar bizde de var. Çalışmada, 1996-2013 yılları arasındaki porsiyon büyüklükleri incelendi.
Teknolojinin gelişmesi, kentleşme, kadının iş hayatına atılması, yoğun iş temposu, seyahat etme, yalnız yaşama gibi etkenlerle insanlar, beslenmelerine daha az zaman ayırıyor. Maalesef geleneksel beslenme alışkanlıkları yerini hazır gıdaya bırakıyor.
Tüm dünyada ‘slowfood’ ve ülkemizde ‘sefertası hareketi’ çalışmalarını bu sebeple çok önemsiyorum.
Az zamanda çok tüketici
Her geçen gün artan ve yaygınlaşan tüketim biçimi fast food; ‘ayak üstü beslenme’ ve ‘hızlı hazır yemek sistemi’ gibi ifadelerle dilimize yerleşti. Bu sistem, az zamanda çok sayıda tüketiciye hizmet veren, standart yöntemlerle hazırlanmış besinlerin üretildiği ve satıldığı yemek zinciri.
Günü evinden uzak geçirenlerin hem damak zevkine hitap ediyor hem de zaman problemine çözüm getiriyor.
Vücuttan kaybedilen yağların nereye gittiğiyle ilgili kafaları karıştıran bilgiler var. En yaygın inanış, eksilen kitlenin enerjiye ya da ısıya dönüştüğü. Araştırmalara göre, büyük bir bölümünü karbondioksit olarak dışarı veriyoruz.
Bir İngiliz tıp dergisinde yayımlanan çalışmada 10 kg. yağ kaybetmenin 29 kg. oksijen solumayı gerektirdiği ve bunun 28 kg. karbondioksit ve 11 kg. su ürettiği belirtiliyor. Ortadan kaybolan 10 kg.’ın içerisindeki atomlar incelendiğinde; kiloların 8.4’ünün karbondioksit olarak ciğerlerden dışarı verildiği görüldü. Kalan 1.6 kg.’sa vücut sıvıları halinde dışarı atılan suya dönüşüyor.
Dünyada obezite krizi varken, yağın nereye gittiğini bilmemiz gerekiyor. Bu soruya hiç kimsenin cevap verememesi şaşırtıcı.
Araştırmaya katılan 150 uzmanın yüzde 50’den fazlası yağın enerjiye ya da ısıya dönüştüğünü düşünüyor. Diğerleri, yağ metabolitlerinin dışkıyla atıldığını veya kasa dönüştüğünü belirtiyor.
SICAK SU YAĞLARI ERiTiR Mi?
Soğuk ve sıcak su arasındaki terk fark, mideyi terk etme hızları. Soğuk su, mideyi 20 dakika içerisinde terk ederken, sıcak su için bu süre,
Avokado, son yıllarda pek çok restoran menüsüne girdi ve market raflarında kendini gösteriyor; ben de diyetlerimde mutlaka kullanıyorum...
Avokado, kullanım sıklığı çok olmayan bir ürün diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü semt pazarlarında giderek yerini sağlamlaştırıyor. Hadi denemek için önce faydalarını okuyun, sonra da tariflerime göz atın.
Avokadonun kabuğu yeşil, yenilen kısımları beyaz ve ortasında iri bir çekirdeği var. Ortadan ikiye bölüp çekirdeğini çıkardıktan sonra kaşık yardımıyla yenilebilir veya elma gibi soyup daha sonra çekirdeği çıkartılabilir.
Ben ilk yöntemi tercih ediyorum, diğer türlü kaygan oluyor zorlanabilirsiniz. Tabii tam tadını almak için yumuşak olmasına dikkat edin, ham olursa maalesef hiç tat alamayacağınız gibi çekirdeği de zor çıkacaktır.
Günde bir avokado kötü kolesterolden koruyabilir
Amerikan Kalp Derneği dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, günde bir avokado tüketmek kalp sağlığının önemli bir parçasını oluşturuyor ve kolesterol azaltıcı orta yağ içerikli bir diyet kötü kolesterol seviyelerine ve obez olan bireylere iyi gelebiliyor.