Son dönemde tüm dikkat Rusya-Ukrayna savaşı ve onun ortaya çıkardığı yeni sorunlarda. Dünya'nın geri kalanında olup bitenler gölgede kaldı. Mesela Lübnan. 2019'dan bu yana derin ekonomik kriz içinde olduğu bilinen ülkede son olarak Merkez Bankası'nın iflası tartışması yaşandı. Ülkenin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerelerini yürüten heyetin başındaki isim, Başbakan Yardımcısı Saadeh Al-Shami söyledi bunu. Gerçi sonra Merkez Bankası Başkanı Riad Salameh bu teşhisi yalanladı ve Al-Shami de sözlerinin yanlış anlaşıldığına ilişkin açıklama yaptı. Salameh'nin sözlerine ne kadar itibar edilebilir, muamma. Çünkü hakkında hem Lübnan'da hem de yurtdışında kara para aklama ve mal varlığına dair şüpheler nedeniyle bir dizi soruşturma var. Üstüne üstlük ülkedeki çöküntü bariz şekilde ortada.
Kökü bir türlü kazınamayan çöp dağları sokaklarda tekrar yükselmiş durumda. Elektrik günde bir-iki saat anca verilebiliyor. Çünkü bu işleri yapan firmalara uzun süredir ödeme yapılamıyor. Elektrik ihtiyacının bir kısmını iki gemi ile sağlayan Türk şirketi, bir buçuk yıl ödeme alamamasının ardından 100 milyon dolar alacağı olduğunu belirterek ülkeden çekildi. Lübnan'ı besleyen tahıl siloları da 2020 Ağustos'unda Beyrut Limanı'ndaki büyük patlama ile ortadan kalkmıştı. Türkiye durumu yakından izliyor. Cumhurbaşkanının talimatıyla son bir ayda, 91 tır insani yardım malzemesi taşıyan üç gemi gitti Lübnan'a. TSK da Lübnan ordusuna gıda ve yedek parça gönderdi.
Lübnan neden bu durumda?
Ara başlıktaki sorumu Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde İktisat Bölüm Başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Sumru Altuğ'a sordum. Altuğ şunları anlattı:
"Merkez Bankası'nın iflas etmesi demek, rezervlerinin ve varlıklarının, depozitoları karşılayamayacak durumda olması demek. Dolar mevduatlarını çekmek hemen hemen imkânsız. Çok uzun yıllar Ponzi Scheme (Ponzi Piramidi) uygulamışlar. Dolara yüzde 8-9 oranında faiz ödüyorlardı. Bizim Türkiye'de en iyi şartlarda dolar mevduatına 1-1.5 aldığımız faizler, onlar için 8 veya 9'du. Yurtdışından yatırımcıların, diasporanın, emekliliğini almış Lübnanlının mevduatlarını dolara çevirip bu şekilde topladılar. Toplamakla kalmadılar. Bunları devlete borç verdiler. Devlet de bu paraları harcadı…"
Nereye harcadı?
"Bir kısmı çarçur oldu. Bir kısmı yolsuzlukla ortadan kalktı. Bir kısmı askerlerin, bürokratların, devlet görevlilerinin maaşlarını ödemek için verildi...Mesela Lübnan'da elektrik idaresi iflas etmiş durumda. Çünkü bürokratlar elektrik idaresine gelen bütün parayı herhalde yolsuzlukla ortadan kaldırmışlar. Benim oturduğum bölge, en işlek caddelerden birinde. Gece sokak lambaları yanmıyor. Devlet sokak lambasını yakamıyor. İnsanlar elektriği varsa jeneratörle sağlıyorlar. Üniversitede de öyle... İnternetinizi kendi kotanızdan kullanıyorsunuz."
IMF ile yürütülen programda hiç aşama kaydedilemedi mi?
"Biraz kaydetmişler sözde...Tabi buradaki siyasi yapı çok karışık...4 büyük grup devletin içinde. Anlaşamıyorlar. IMF açıklık istiyor. Merkez Bankası'nın depozitolarına ne oldu? Mevduatlara ne oldu? Merkez Bankası hissedarlarının ne kadar parası var? Merkez Bankası Başkanı Riad Salameh'nin mal varlığı nedir? Bankalar paraları nerelere harcadılar?.. Buna yanaşmıyor devlet, hükümet.
Türkiye'yi düşünün… Ecevit zamanında başlayan IMF programını, AK Parti devam ettirdi. Türkiye'de daha homojen bir yapı olduğu için kararlar daha süreklilik halinde alınabiliyor. Türkiye, çok zorlu bir IMF programını kabul etti. Bizim de bütün bankalarımız elden geçirildi. Yüzde 6 faiz dışı fazla vermek zorunda kaldı, bu çok büyük bir rakam. Bunu Lübnan'a söylediğiniz anda 'kesinlikle olmaz' derler. Merkez Bankası'nın da bir açıklık sorunu yoktu...Lübnan Merkez Bankası'nın denetlenmesine ise hükümet yanaşmadı. O zaman da IMF programı ilerlemiyor. IMF de 'ben ne anlayacağım, buradaki zararı göremiyorum' diyor. Zarar 84 milyar dolar. Lübnanlılar 'hayır o kadar değil' diyor."
Bir silkelenme, zor durumdan çıkış olasılığı var mı?
"Mayısta seçimler var. Bence mayısa kadar işi idare etmeye çalışıyorlar. Halk hoşnutsuz. Ekim 2019'da halk patladı. Bir şey çıkmadı. Aylarca sokaklarda gösteri yaptılar. Kovid-19 geldi insanlar kapandı. Sonra çok büyük patlama oldu. İnsanlar yurtdışına gitmeye başladı. Bizim tıp fakültesinin neredeyse yarısı, doktorlar, hemşireler yurtdışına gittiler. Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada, Avustralya, Mısır, Suudi Arabistan'a çok giden var. Kalanlar yaşlılar, emekliler veya gençler. Onlar da gitmek için uğraşıyorlar. Çok yoksullar kaldı."
Sohbetimizin sonunda Altuğ, Rusya-Ukrayna savaşının pek çok ülkede olduğu gibi Lübnan'da da tabloyu daha ağırlaştırıcı etkisi olduğunu belirtti.