*31 Temmuz Pazar günü KPSS sınavı yapıldı.
* 2 Ağustos Salı günü sosyal medyada, sınav sorularının çalındığı iddiası ortaya atıldı. İlerleyen saatlerde CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, 20-30 soruda benzerlik tespit ettiklerini duyurdu.
*2 Ağustos Salı günü, saat 15:22’de, ÖSYM konuya ilişkin ilk açıklamasını sosyal medya hesabından yaptı. Eski Başkan Prof. Dr. Halis Aygün’ün de kişisel hesabında alıntılayarak paylaştığı açıklamada, şu ifadeler dikkat çekti:
“Oturumlar güvenli bir biçimde gerçekleştirilmiştir”
“Sosyal medya platformlarında ortaya atılan iddiaların incelemelerimiz neticesinde asılsız olduğu anlaşılmıştır”
*ÖSYM’nin açıklamasından tatmin olunmadığı 2 Ağustos salı saat 20.08’de İletişim Başkanlığı’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Devlet Deneteme Kurulu’na (DDK) inceleme talimatı verdiğini duyurmasıyla anlaşıldı.
*3 Ağustos Çarşamba günü (daha doğrusu 2 Ağustos gece yarısı) Aygün’ün görevden alınması daha ileri bir adım oldu. Aygün’ün görev süresinin bitmesine bir ay vardı ancak bu da beklenmedi.
*4 Ağustos Perşembe günü Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, ÖSYM Başkanlığına atandı.
*4 Ağustos Perşembe günü saat 13.00’te, yani göreve atanmasından saatler sonra, yeni ÖSYM Başkanı kameralar karşısına geçti. Ersoy sınavın iptal edildiğini, diğer sınav takviminin ertelendiğini açıklarken, “ÖSYM’nin milletimizin kalbindeki yerini güçlendirmekte kararlıyız. Hiç arzu etmediğimiz şekilde iptal ve ertelemelere sebebiyet veren bu talihsiz süreçten dolayı tüm adaylardan özür diliyoruz.” dedi…
*DDK, Savcılık hızla harekete geçti, baskınlar yapıldı, soruşturma sürüyor….
Geçen hafta boyunca sadece sınava giren 1 milyondan fazla kişinin ve onların ailelerinin değil, Türkiye’nin hâlâ çok taze yarasının üzerine tuz döken KPSS sınavına ilişkin gelişmelerin kronolojisi böyleydi… Olayların akışının gözlerinizin önünde canlanmasını ve dikkatinizi çekeceğim konuya hazırlanmanızı istedim.
Sıralamaya bakınca, hükümetin, aslında tam olarak Cumhurbaşkanlığı’nın, hızla organize olarak tepki vermesi üzerine, ilgili kurumların da bu hıza ayak uydurduğu dikkat çekiyor.
Öyle ki buradaki reaksiyon hızı, AK Parti içinden isimleri bile bir parça şaşırtmış ve memnuniyet de yaratmış durumda. Bir süredir, aleyhe kullanılabilecek gelişmelere karşı, olması gereken hız ve tonda ya da doğru argümanlarla karşılık verilemediğinden şikayet edenlerin bile, ‘yüreklerine su serpilmiş’ gibi.
Görüşüne başvurduğum, konuyu yakından takip eden bir isim, hızlı tepkinin arkasındaki gerekçeleri madde madde açıkladı. Kaynağım 4 gerekçe sıralarken özetle şunları söyledi:
“Bu iş iki açıdan da FETÖ’cülere yarayacak bir gelişmeydi.
Birincisi; ‘demek soru çalan biz değilmişiz, herkes soruları çalıyormuş’ diyebilme imkânı tanıyordu.
İkincisi; yine FETÖ’cüler tarafından ‘Hâlâ her yerde varız’ şeklinde kullanılmaya müsait bir konuydu.
Üçüncüsü; AK Parti’nin gençlerle arasındaki köprüyü ortadan kaldıran bir olaydı.
Dördüncüsü; seçim”
FETÖ’cülerin algı oluşturma konusundaki kapasitesi, ortada bir usulsüzlük, yanlış olmadığı durumlarda bile malumken, olayda adı geçen yayınevi bu nedenle ayrıca mercek altında.
Sıralanan gerekçeler arasında yer alan, partinin gençlerle ilişkisi meselesine gelince… 2023 seçimlerinde genç oyların belirleyiciliği bir yana, bir yandan da muhalefet partilerinin gündemde tuttuğu, kamuda liyakatsiz atamaların ve mülakatların kaldırılacağı vaatleri var. Dolayısıyla özellikle seçime gidilen bir ortamda, bu sınavlarda ter dökenlerin ve onların ailelerinin yanı sıra bundan sonra bu tür sınavlara, seçmelere katılacakların kafasında soru işareti bırakmamak için, müdahale kapasitesinin daha da artırıldığı anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Soçi dönüşünde uçakta gazetecilere, “Biz orada boşta bulunsak veya boşluğa düşsek bunu seçime kadar satacaklardı.” dedi.
Bir seçime daha giderken…
Siyaset meraklıları, bir ülke seçime giderken patlayabilecek skandal, yapılabilecek provokasyon ve daha beter durumların sayısında olağanın üzerinde artışa aşinadır. Ankara’da cem evlerine saldırı olsun, ardından KPSS sınavına ilişkin şaibe olsun, bu olayların peş peşe gelişi, nitelikleri, Ankara’daki siyaset profesyonellerinin de, güvenlik kurumlarının da, basının da algılarını açtı.
Özellikle seçime doğru yol alındığında sık sık tekrarlanan bir söz de, ‘kurt puslu havayı sever’dir. Çok örnek sıralamaya ya da uzağa gitmeye gerek yok. 2015 seçimlerine ilişkin bir hafıza tazelemesi bile yeterli olur, kastımı anlamak için.
Serinkanlı ve çok daha dikkatli olunması gereken bir döneme girdiğimize şüphe yok.
Ankara’da diplomatlar haftası
Dünyanın dört bir yanındaki başkentlerde görevli Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçileri bu hafta Ankara’da. Dışişleri Bakanlığı’nın 2008’den bu yana düzenli olarak gerçekleştirdiği Büyükelçiler Konferansı’nın, “2023 ve Ötesinde Akil ve Müşfik Türk Diplomasisi” temalı 13.sü Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun açılış konuşması ile bugün resmen başlıyor. 12 Ağustos’a kadar sürecek konferans, Rusya Ukrayna Savaşı ve ortaya çıkardığı pek çok etkinin yanı sıra, Balkanlardaki ve Pasifikteki gergin atmosfer sırasında gerçekleşiyor oluşuyla ayrıca önemli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Şentop tarafından da kabul edilecek olan büyükelçilere, Adalet, Hazine ve Maliye, İçişleri, Kültür ve Turizm, Milli Savunma, Sanayi ve Teknoloji, Ticaret Bakanları ile Savunma Sanayii Başkanı da hitap edecek.