Ukrayna ve Rusya’nın Antalya’da görüşmeyi kabul etmelerinin Türkiye’nin izlediği ilkesel politikanın teyidi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Hiçbir sonuç çıkmasa bile güven artırıcı adım olacak” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, tüm dünyanın gözünü çevirdiği Antalya Diplomasi Forumu (ADF) marjında gerçekleşecek Türkiye-Rusya-Ukrayna Dışişleri Bakanları üçlü toplantısından önce Milliyet'in sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, "Bu görüşmeyi bizden bağımsız olarak kabul etmeleri bile, her iki tarafın da üst düzeyde bu ciddi sorunu konuşmaya hazır olduğunun göstergesidir. Bu aslında ciddi bir güven artırıcı adım. Biz tabii ki bu ve sonraki toplantılardan ateşkese ve kalıcı bir barışa giden neticelerin alınmasını arzu ederiz" dedi. Çavuşoğlu, dünyadaki her üç dışişleri bakanından birinin katılacağı ADF'nin kalıpların ve konuşma notlarının dışına çıkılmasını teşvik ettiğini belirterek, ezberleri bozduğunu söyledi.
- Bu yılki Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF) teması “Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak”. Neden böyle bir tema seçildi?
Diplomasi bir dönüşümden geçiyor. Dili ve yöntemi değişiyor. Bugün diplomasi sadece devletler arasında klasik yöntemlerle yürütülmüyor. Farklı araçlar önem kazanıyor, yeni aktörler sahneye çıkıyor. Bir taraftan da, dünyamızda güvensizlik, ihtilaflar ve çatışmalar devam ediyor. Yeni sınamalar ortaya çıkıyor. Yanı başımızda patlak veren Ukrayna savaşı, diplomasiye ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuzu bir kez daha gösterdi. Dolayısıyla diplomasiyi yeniden kurgulamak ve günümüz şartlarına uyumlu hale getirmek acil bir ihtiyaç. Antalya Diplomasi Forumu’nda (ADF) diplomaside dönüşümü masaya yatıracağız. “Diplomasiyi yeniden kurgulamak” ile bunu kastediyoruz.
- Katılımcılar arasında kimler var?
Bu sene 100’den fazla ülkeden 3 bin katılımcı ADF’ye kayıt yaptırdı. Avrupa’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Asya’ya 14 devlet ve hükümet başkanı ile yaklaşık 70 bakanın ADF’ye iştirak etmesini bekliyoruz. NATO, AGİT, Avrupa Konseyi Genel Sekreterleri ve AB Yüksek Temsilcisi dahil 40’tan fazla bölgesel ve uluslararası kuruluşun temsilcisini de konuk edeceğiz.
- Yani adeta bir mini BM Genel Kurulu olacak…
Tabi ADF’nin formatı farklı ama organizasyonel büyüklük açısından benzetebiliriz. Geçtiğimiz yıl her 5 dışişleri bakanından 1’i Antalya’daydı. Bu katılım düzeyi, yeni bir oluşum için son derece önemli başarıydı. Bu yıl ise, dünyadaki her 3 dışişleri bakanından 1’ini Antalya’da ağırlıyor olacağız. ADF’ye artan bu ilgi, şüphesiz ülkemizin uluslararası alandaki ağırlığının ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüttüğümüz girişimci ve insani dış politikamızın bir yansıması.
- ADF programına da bir göz atalım mı?
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi ADF yine 3 güne yayılacak. 3’ü liderler paneli olmak üzere 30 panel oturumu, 3 yuvarlak masa toplantısı, 5/6 birebir söyleşi ve 2 gençlik etkinliği düzenlenecek.
ADF marjında ayrıca bu sene çok önemli toplantılara da ev sahipliği yapıyoruz. 10 Mart’ta tüm dünyanın gözü ve kulağı mevkidaşlarım Kuleba ve Lavrov’la düzenleyeceğimiz Türkiye-Rusya-Ukrayna Dışişleri Bakanları toplantısı için Antalya’da olacak. Aynı gün, 8. İstanbul Arabuluculuk Konferansı'nı da düzenleyeceğiz. Son olarak, Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan da ADF’ye katılımını teyit etti, bundan memnuniyet duyuyoruz.
- Tarihi bir üçlü görüşmeye ev sahipliği yapacaksınız..İki dışişleri bakanının Türkiye'de bir araya gelmesi önerisi nasıl hayata geçirildi?
Bu görüşme hem çabalarımızı hem de Türkiye'nin bugüne kadar izlediği ilkesel politikanın ne kadar doğru olduğunu teyit ediyor. İkisinin ortak ürünü. Bir politika izlersiniz ama bir araya getirme çabasını samimi olarak sarf etmezseniz, kimse gelip de 'siz yapın' demez. Şartlar oluşuncaya kadar bu konuyu gündemde tutmak da önemliydi. Her iki tarafın da toplantıda özellikle 'siz de olun' demesi, 'siz de olursanız olur' demesi, izlediğimiz politikadan dolayı her iki tarafın bize olan güvenini gösteriyor. Bir taraf güvenir, bir taraf güvenmez ise o zaman taraf tutmuş olursunuz.
- İsrail, Fransa gibi ülkeler de iki tarafı görüştürmek için çabaladılar....
Fransızlar doğru, soyundu, onlar da çaba sarf etti. Fransa, Avrupa Birliği (AB) içinde olduğu, AB'nin aldığı kararlarda da öncü olduğu için belki bu girişimi netice doğurmamıştır. Bence savaştan önce herkes samimi çaba sarf etti. ABD, Fransa, İngiltere'nin de çabaları oldu. Ama İngiltere ile Rusya arası zaten epeydir gergin. Savaştan önce iki tarafla da görüşebilen ülkelerden biriydik. Sonrasında da biz aynı çabalarımızı devam ettirdik. İzlediğimiz politika ilkesel, hakka hukuka uygun, yanlış-doğru ne ise onu söyledik.
- Görüşmeden ne bekliyorsunuz? Ne çıkabilir?
Bu toplantıdan hiçbir sonuç çıkmasa bile her şeyden önce güven artırıcı bir adım olacak. Siyasi düzeyde ilk görüşme olacak. Toplantının gidişatını görmek lazım. Nihai kararları liderler vereceği için orada liderlere doğrudan sorma imkanı olmayabilir. Dolayısıyla, eğer tam yetkili geldilerse toplantıdan bazı sonuçlar çıkabilir. Ama son kararları liderler vereceği için oradan kesin kararlar da çıkmayabilir. Bu görüşmeyi bizden bağımsız olarak kabul etmeleri bile, her iki tarafın da üst düzeyde bu ciddi sorunu konuşmaya hazır olduğunun göstergesidir. Bu aslında ciddi bir güven artırıcı adım. Biz tabii ki bu ve sonraki toplantılardan ateşkese ve kalıcı bir barışa giden neticelerin alınmasını arzu ederiz.
‘Ezberleri bozuyor’
- Sizce ADF’yi diğer birçok benzer uluslararası toplantıdan farklı kılan nedir?
Tarih boyunca medeniyetlerin kesişme noktası olan Akdeniz’in kalbinde yer alan Antalya, farklı coğrafyalardan farklı fikirlerin serbest tartışma ortamında buluşması için ideal bir konumda. Ülkemizin misafirperverliği ile Antalya’nın doğal güzellikleri ve elverişli alt yapısı da ADF’yi ayrıcalıklı kılıyor. ADF’nin en önemli özelliklerinden biri de rahat ve dostane görüş alışverişine imkan sağlaması, kalıpların ve konuşma notlarının dışına çıkılmasını teşvik etmesi ve ezberleri bozması. Zaten tüm bu nedenlerden dolayı ADF çok kısa sürede takdir edilen ve dünyanın her yerinden katılımcıların ilgi gösterdiği bir platform haline geldi. Önümüzdeki yıllarda ADF’nin uluslararası toplantı takvimindeki yerinin daha da pekişeceğine inanıyorum.
Tabii diğer uluslararası toplantılardan bahsetmişken, ADF’nin benzer platformlarla ortaklık geliştirmesine, bu şekilde de bir ağ oluşturmasına büyük önem veriyoruz. Örneğin, geçtiğimiz yıl Almanya, İspanya, Meksika, Singapur ve Katar’daki kurumlarla işbirliği tesis ettik. Bu yıl bazı panelleri bu ortaklarımızla birlikte düzenliyoruz.
94 üniversiteden 400 öğrenci
- Gençler için ADF’de hep özel bir yer ayırıyorsunuz. Gençler neden ADF’ye ilgi duymalı?
Gençler ADF’nin olmazsa olmazları. Diplomasi artık geniş kesimlere hitap etmek, çok farklı aktörlerin katkılarını gözetmek zorunda. Bu yılki temamızın belirlenmesinde gençlerden aldığımız görüşler de etkili oldu. Gençlerimiz de ADF’ye büyük ilgi gösteriyor. Bu sene ülkemizin her köşesindeki 94 üniversiteden 400 öğrencimiz ADF’ye fiziken katılacak. Bunların çoğu kız öğrenciler. Binlerce gencimiz ise sosyal medyadan canlı olarak yayınlanacak panelleri izleyebilecek. Ayrıca, “ADF Gençlik” temasıyla iki ayrı etkinlik planlıyoruz. Bunlardan ilki kültürel diplomasi bağlamında TRT’yle işbirliği halinde düzenlediğimiz Türk dizilerine ilişkin panel. Çıkış noktamız ülkemizin en fazla dizi ihraç eden ülkelerden biri olması. Panele Fahriye Evcen, Gülsüm Ali, Barış Arduç, Bülent İnal ve Büyük Selçuklu dizisi yapımcısı Emre Konuk da katılacak. İkincisi ise sporla ilgili olacak. Gurur kaynağımız Kadın Milli Voleybol takımımızın başarısının sırrını Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Mehmet Kasapoğlu, Federasyon Başkanımız Sayın Akif Üstündağ ve Milli Takım Kaptanımız Eda Erdem ile birlikte ele alacağız.
Uluslararası basından yoğun ilgi
- Tekrar ADF’ye dönelim. Organizasyonla ilgili çarpıcı bilgiler var mı?
ADF, NEST Kongre Merkezi’nde toplantı salonları, sergi alanları ve basın merkezi dahil 16.000 m2’lik bir alanda düzenleniyor. Organizasyonda Bakanlığımız personeli dahil yaklaşık 2 bin 500 kişi görev alıyor. Basın mensuplarının da ADF’ye gösterdiği yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz. Bu sene 25 ülkeden 600’e yakın basın mensubu kayıt yaptırdı.
Tabi böyle büyük bir organizasyonda Kovid-19 tedbirlerini de titizlikle uygulayacağız. Katılımcılardan aşı sertifikaları istendi, ayrıca üç gün boyunca her gün PCR testi yapılacak. Kişiye özel yemek paketleri hazırlanacak.
Görsel boyuta yine önem veriyoruz. Bu yılki “Diplomasi Tüneli”nde diplomasinin tarihi kökeni, modern diplomasi ve diplomasiyi yeniden kurgulamak başlıkları altında 397 görsel katılımcıların ziyaretine sunulacak. Ayrıca, İletişim Başkanlığımız’la “Nakkaş Osman Surname-i Hümayun” sergisini, Foto Muhabirleri Derneği’yle “Türkiye’nin Güzellikleri” sergisini dijital ortamda göstereceğiz. ADF’deki program akışı bu sene “ADF Kulesi” olarak adlandırdığımız dijital bir ekrandan takip edilebilecek.
- Sizce bu yılki en sıra dışı panel hangisi olacak?
ADF’deki tüm oturumlar birbirinden ilginç ve güncel küresel meseleleri konu alıyor. ADF’yi daha zengin içerikli, daha görünür ve daha geniş kitlelere hitap edecek şekilde planlandık. Coğrafi ve tematik olarak geniş bir yelpazeyi kapsadık. Ama bu yıl belki de en dikkat çekici panellerden birisi “yapay zeka, metaverse ve diğer her şey” başlıklı oturum olacak. Bu panel, kurgulanış biçimi bakımından diğerlerinden farklı olacak. İlk 10 dakikasında sanal gerçeklik gözlükleriyle moderatör ve panelistler bu oturumu görebilecek. Seyirciler de özel olarak hazırlanan salonda moderatör ve panelistlerin ne gördüğünü takip edebilecek. Akabinde panel “normal” şekilde devam edecek.