24 Ocak 2022 tarihli yazımın başlığı "Millet İttifakı'nın testi sürüyor"du. Sonu ise şöyle bitiyordu; "Daha çok barajın yüzde 10'dan 7'ye indirilmesi açısından tartışılan kanun değişikliğinde muhalefet partileri, iktidar kanadının ittifakların yapısını etkileyecek bir sürpriz yapabileceği ihtimaline karşı temkinli. Bu nedenle de düzenleme son halini almadan, ittifaklara da son şekli vermenin mümkün olmadığı belirtiyor. Bu da yeni ittifak tablosunu, Cumhur İttifakı'na bağlı kılıyor."
Öyle de oldu. Bir AK Partili yetkilinin ifadesiyle, "son dönemdeki en önemli siyasi hamle yapıldı". Cumhur İttifakı'nın seçim yasasında yapılmasını sağladığı değişiklik ile yüzde biri çok değerli kılan "küçük partiler", eski önemlerini yitirdiler. Yeni düzenleme hem ittifaklar içindeki "büyük partilere" yarıyor, hem de ortak listeye zorluyor. İttifak oluşturacak partilerin, güçlü oldukları il ve seçim bölgelerini dikkate alarak "rasyonel bir ince hesap" yapması gerekiyor.
Dolayısıyla bu durum bazı siyasetçilere göre, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatı çerçevesinde bir araya gelen ve 6'lı ittifak olup olmayacakları da merak edilen partiler açısından, "çarşıyı daha da karıştırır". Çünkü 6 partinin ortak liste yapmasının zorluğu bir yana, daha en başında, bazı partilerin tabanlarından, diğer bazıları için oy istemek sıkıntıydı. Daha da açığı, 6'lı birlikteliğin daha erken hayata geçmemesinde de zaman zaman "sağda yeni ittifak", "İYİ Parti öncülüğünde SP-GELECEK-DEVA" ya da "SP-GELECEK-DEVA" birlikteliği tartışmalarında, adı geçen partilerin tabanlarından gelen "neden CHP'nin peşine takılıyorsunuz" söylemleri etkiliydi. Hatta, SP-GELECEK ve DEVA arasında üçlü ittifak trafiği de işledi ama o dönem özellikle DEVA'nın tercih etmemesi nedeniyle hayata geçmedi. Ayrıca, bazı CHP'li ve İYİ Partililer de yıllarca AK Parti hükümetlerinde görev almış GELECEK ve DEVA liderleriyle yol yürünmesini sorguluyor.
Tablo buyken, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, "Türk milletinin Cumhurbaşkanı adayı ile beklentisinin üç ölçüsü var" diyerek sıraladığı şartlarla, DEVA ve GELECEK Partilerinin liderini hedef aldığını düşündürttü. Üstüne SP lideri Temel Karamollaoğlu, "Seçim kanunuyla şartlar değişti. Üçüncü ittifak olabilir" sözleri, "6'lı masanın ayakları çatırdıyor" yorumlarına neden oldu. Daha sonra her iki isim de sözlerine açıklık getirip, özetle beklendiği gibi masanın devrilmediğini söylediler ama fitil bir kez ateşlendi.
Karar yine masadan çıkar yaklaşımı
Şimdi konuşulan "İttifak içinde İttifak" formülü. Herkes buna farklı anlamlar yüklese de muhalefet partilerinden konuştuğum isimler bunu şöyle özetliyor: 6 partinin biraradalığının sürmesi, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda yine birlikte hareket edilmesi, seçimden sonra sistemi değiştirmeyi sağlayacak milletvekili sayısına ulaşılması için gereken her türlü ittifak / liste formüllerine de birlikte karar verilmesi. DEVA Partisi'nden bir isim bunu, "Siyaset statik değil, dinamik bir yapı. Muhalefet partileri olarak 6 siyasi partinin yarattığı sinerjinin dağıtılmaya çalışıldığının farkındayız. Şu aşamadan sonra bir karar verilecekse 6'lı masa etrafında müştereken verilmesi gereken bir karar olacaktır." sözleriyle özetledi.
Kuruluşları pandemiye denk gelen GELECEK ve DEVA ilk seçimlerine parti amblemleri ile girerek, ağırlıklarını ölçüp, rüştlerini ispatlamak istiyorlar. Bunun için şimdiden konuşulanlardan biri bu partilerin bazı illerde, örneğin liderlerinin memleketlerinde, güçlü oldukları illerde, kendi amblemleriyle seçime girerken, bazı yerlerde de ittifak listesinden girmesi formülü. Misal Gelecek Partisi'nin Konya listesinde Ahmet Davutoğlu'nun liste başı olması, Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'nun da Sivas'ta SP'nin birinci sırasında yer alması gibi. Partilerin seçime girebilmek için en az 41 ilde milletvekili listesi sunma zorunluluğu bazıları için "çarşıyı karıştırıcı" nokta olarak değerlendirilse de "güçlü olunmayan yerlerde ortak liste yapılır" bu aşılır deniliyor.
Bu noktada muhalefet partilerinden verilen örnek ise, 1991 seçimlerindeki "Kutsal İttifak". Seçime Refah Partisi çatısı altında giren, Alparslan Türkeş liderliğindeki MÇP ve Aykut Edibali'nin lideri olduğu Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP) baraj altında kalırlar diye düşünülürken 62 milletvekilliği kazanmıştı. Dönemin iktidarının bu partilerin hazırlıksız yakalanacağı bir seçimde baraj altında kalacağı hesabı yaparken, üç partinin bir araya gelerek bu sinerji yaratarak azımsanamayacak milletvekili çıkardığı vurgulanıyor. Muhalefet temsilcileri, "Centilmenlikler işletilir ve benzeri yapılabilir" diyor.