Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İki maddeden oluşan anayasa değişikliği teklifini çok net ve sade bir metin olarak tanımlayan Keşir, muhalefetin samimiyetinin de bu teklifle test edileceğini söyledi.

AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir ile AK Parti’nin başörtüsü ve aile birliği ile ilgili anayasa değişikliği teklifini, AK Parti’nin kadın politikalarına yaklaşımını ve sahada kadın rekabetini konuştuk.

Anayasa değişikliği teklifinin pazartesi günü (bugün) TBMM’ye sunulması bekleniyor. Muhalefet partilerinin teklife destek vermemesi, ortaya nasıl bir sonuç çıkarır sizce?

Haberin Devamı

Türkiye’de fiilen bir başörtüsü sorunu yok zaten. AK Parti bunu bir yönetmelikle çözdü. Fakat nasıl olduysa bir gece, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir sosyal medya açıklamasıyla, yasal düzenlemeye girildi. Sabah gelen metin ise hem yasama tekniği açısından, hem de -bu işi uzun yıllar yaşayan birisi olarak söylüyorum – ileri süreçlerde konuyu daha da kilitleyecek bir metin. Mesela başörtü kelimesi hiç geçmiyor metinde.

‘Çok sade ve net ’

Sayın Cumhurbaşkanımız da ‘Samimiyseniz bunu daha kökten anayasa değişikliği ile çözelim..’ dedi. Biz çalışmamızı yaptık. Son derece sade, çok net bir metin geliyor. Samimilerse, tabii ki destek olmaları gerektiğini düşünüyorum. Değillerse, bir siyasi malzeme konusuysa, süreç milletin önünde cereyan edeceği için, milletimizin bunu takdir edeceğini düşünüyorum. Kalıcı olarak çözelim deniliyorsa, kalıcı olarak çözecek bir metin hazırladık. Oraya buraya çekilmeyecek, çok net bir metin.

Bireyi topluma hazırlayan yegâne kurum ailedir

Muhalefet partileri teklifte yer alacak maddelerden sadece birini, örneğin başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi destekler de, aile ile ilgili olanı desteklemezse…? Çünkü aile ile ilgili düzenlemenin teklifte olmasını eleştiren, şüphe ile yaklaşan kesimler var...

Tekrar söyleyeyim, milletin gözünün önünde cereyan edecek. Bu milletten oy istiyorlarsa gerçekten, kabul oyu vereceklerini düşünüyorum. Göreceğiz.

‘Bir kamplaşma var’

Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye Yüzyılı belgesinde bir cümle kullandı, ‘Kadın hakları ve aile bütünlüğü, aile birliği birbirinin alternatifi değildir’ dedi. Buradan farklı okumalar yapanlar oldu. Şunu söylemem lâzım; AK Parti kurulduğu günden itibaren, kadın hakları ve aile konusunda, ‘hem, hem de’ diyen bir parti. Ne yazık ki kadın ve aile üzerinde, Aristo’nun siyah-beyaz mantığı gibi bir kamplaşma var. Ama sokak öyle değil. Her birimiz farklı dünya görüşlerine, siyasi görüşlere sahip olabiliriz. Sokakta her birimiz için; kız çocuklarımız ve kadınların hakları, şiddet görmemesi, eğitim alması gibi temel haklar çok kıymetlidir. Evde akşam yemeğini bir arada, ailece yemeyi de bir o kadar önemseriz. Peki o zaman siyaseten bu kamplaşma niye var? Biz her ‘aile’ dediğimizde, anayasa değişikliği için de söylüyorum bunu, ‘kadınlara karşısınız, kadınların hakları elden gidiyor, Cumhuriyet kazanımları elden gidiyor.’ deniliyor. Biz 20 yıldır, ‘hem ve hem de’ diyen partiyiz.

Haberin Devamı

Pergelin sabit ucu: aile

Anayasaya eşitlik ilkesini 2004 yılında biz getirdik, ‘kadın erkek eşittir’ dedik. Yetmedi, 6 yıl sonra 2010’da pozitif ayrımcılık dedik. Muhafazakâr bir iktidar için hakikaten, o günkü Türkiye şartlarında, devrim niteliğinde düzenlemeler yaptık. Öbür taraftan da diyoruz ki, aile de bizim için çok kıymetli. Niye kıymetli? Biz şuna inanıyoruz; Hz. Mevlana’nın Pergel Metaforu vardır ya, orada pergelin ucunun sabit olduğu yer aileyi temsil ediyor. Niye? Çünkü biz, bireyi topluma hazırlayan yegâne kurum olarak aileyi görüyoruz. Çatışma çözümünden tutun, takım ruhundan tutun, büyüklere saygı, küçüklere sevgiye kadar, bireyin öğrenmesi ve toplumda ihtiyaç duyduğu şey her neyse, bunların her birinin ailede öğrenilerek, topluma hazırlanıldığını düşündüğümüz için, aileyi önemsiyoruz. Bunu Pergel Metaforundaki gibi yapıyoruz. Bir yeri evet sabit tutuyoruz ama dünyanın gerçekleri; kadın hakları var, çocuk hakları var, engellilerin hakları var. Bütün bunları da güçlendirerek, ailedeki bireylerin her birini, tek tek güçlendirerek aileyi de güçlendirmek istiyoruz.

Haberin Devamı

Onun için tekrar söylüyorum; kadın hakları, aile bütünlüğü, aile birliğinin korunması birbirinin hasmı, alternatifi, rakibi değildir. AK Parti’nin özellikle Millet İttifakı’ndaki diğer partilerden en önemli farkı budur. ‘Hem, hem de’ diyebilmesidir. Her ikisinden de vazgeçmemesidir.

Diğer partilerin aile kavramına sizin kadar hassasiyet göstermediğini mi düşünüyorsunuz?

Çok gündemlerinde olduğunu düşünmüyorum. Bir kamplaşmayla anladıklarını düşünüyorum aileyi. Çocuğun iyi eğitim almasını istemek, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, özel günlerde bir araya gelmek... Herkes bunu önemsiyor. Ama ‘bunu daha iyi yapalım, o çocuk o ailede daha iyi yetişsin konusunda politika geliştirelim’ dediğimizde, karşımıza kadın haklarını koyuyorlar. Bunlar birbirinin alternatifi değil ki.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili kadınların çalışmasını ayrı bir yere koyuyor. Seçime giderken konuşmalarına bakıldığında yine önce kadınları işaret ediyor…

Cumhurbaşkanımızın kadınlarla siyasette yol yürümesi aslında AK Parti’den çok daha önce, Beyoğlu Belediye Başkanı adaylığı döneminde başlayan bir yol hikayesi. Cumhurbaşkanımız kadınları omuz omuza yürüdüğü siyasi birer yol arkadaşı olarak görüyor.

2002’deki ilk seçim beyannamemize baktığınızda kadınların sorun alanlarını; töre – namus saikiyle işlenen cinayetler, kadın yoksulluğu gibi, görürsünüz. İkincisi, AK Parti’nin sorun görünen alanlarda yapılması gerekenlerle ilgili sorumluluk taşıdığı ve bunlarla ilgili her seçimde mesafe kat ettiği görülür. Mesela, Türkiye’de bundan 20 yıl önce en çok konuştuğumuz konu kız çocuklarının eğitime erişimiydi. Yasaklar ve katsayı vardı, üniversiteler uzaktı, terör dönemleri vardı...Anadolu şehirlerinden kalkıp, büyük büyük şehirlere okumaya gelemedik. Ama bugün 2002’de 13.5 olan üniversite çağındaki kızların üniversiteleşme oranı yüzde 49’a ulaştı.

‘Kadınlar memnun’

Büyük Türkiye idealinde, kadınla erkek omuz omuza yol yürüyerek sorun alanlarını çöze çöze geldik. Bugün KOSGEB’den destek alan toplamın içinde, kadınların oranı yüzde 41. İŞKUR’un İşbaşı Eğitim Programlarına katılanların yüzde 49’u kadın. Kamuda çalışan kadın oranı yüzde 40’ı aştı. Bütün bunlar kadınların kazanımları. Kadınlar da yol yürürken, elde ettikleri kazanımların farkındalar. Kadınlar bu yoldaşlıktan memnunlar, onu söyleyeyim. Ve hemen her seçimde rakamlar değişse de, AK Parti’yi kadınlar erkeklerden daha fazla destekliyorlar.

Kadınlardan saha çalışmalarınızda en çok hangi talepleri duyuyorsunuz?

Tabii şu an, konjonktürel olarak yaşadığımız, dünyadan da etkilendiğimiz, genel ekonomik sorun var. Bir araştırma yaptırdık ve ‘Ne olursa oy verirsiniz?’ diye sorduk. Kadınlar hâlâ, anneliği önde tutuyorlar. Çocuklarının geleceği, eğitimi, çocuklarının iş bulması gibi konuları öncelikli buluyorlar. Çocuklarıyla ilgili kaygı taşımak istemiyorlar.

Cumhurbaşkanı’nın seçime giderken, size özel bir talimatı oldu mu?

Kadın kolları teşkilatı yüz yüze iletişimi en ince kılcal damarlara kadar yapabilen yegâne yapımız. Bunu partinin tüm kategorileri de kabul ediyor. Esnafa gidersiniz ama o esnafın evine gidebiliyor musunuz? Esnafın iş hayatıyla ilgili sorununun dışında, evinde yaşanan bir sorunu görüp, ona çözüm üretebiliyor musunuz? Bütün cevaplar kadın kolları teşkilatları üzerinden geçiyor. Cumhurbaşkanımız o yapıyı biliyor ve güveniyor. O anlamda bizden temel beklentisi, bu yüz yüze iletişimi yoğunlaştırarak artırmamız.

Sahada siyasi partilerin kadın teşkilatları arasındaki rekabet nasıl?

Bu konuda rakipsiziz. AK Parti Kadın Kolları’nın hacminde, bir kadın teşkilat yapısı Millet İttifakı’nda hiçbir partide yok. Bir de en çok deneyime sahip olan biziz. Kadın kolları örgütlenmesi, bir hafıza ister, iki fedakârlık ister. Kuruluşundan bugüne, cumartesi pazar, yağmur - çamur, kar - kış, yaz - sıcak, iş - evdeki sıkıntıları bilmeden, gece gündüz çalışan, 20 yıllık bir hafıza var. Her kongremizde aşağı yukarı yarı yarıya yenilenerek bu hafızayı yeni nesillere hep aktardık. Onun için yeni kurulan siyasi partilerin, AK Parti’nin fedakârlığını, azmini, teşkilatlanma modelini yakalaması mümkün değil.