Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2 Haziran 2012. TRT Haber’de yayınlanan haber metninden bir bölüm:

“Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ‘Aselsan’ın hisselerinin yüzde 51’inin İsrail’e satıldığı’ yönündeki haberleri değerlendirdi. Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

Müsteşarımıza ‘Bu işin aslı nedir?’ diye sordum. ‘Efendim öyle bir şey yok’ dediler. Aselsan’ın hisselerinin yüzde 85’i Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme (TSK) Vakfı’na aittir. Geri kalan yüzde 15 hisse ise, borsadadır. Onlarda da hisse devri yok. Türkiye’de birtakım çevreler rahatsızlar...”

Haberin Devamı

Ben devletin resmi yayın organındaki haberi örnek olarak tercih ettim. Google’a yazın, yakın tarihli birçok haber var. 2012 yılında Aselsan hisselerinin yüzde 85’i TSKGV’ye ait, yüzde 15’i İMKB’de işlem görüyordu. Bugün, hisselerin yüzde 25,80’i Borsada işlem görüyor, geri kalanı hâlâ Vakfa ait.

Bazı konular var ki, üzerine ne söz söyleseniz, doğrusuna yanlışına, mantığına, tutarlılığına, gelmişine geçmişine göz ucuyla dahi bakılmaksızın alıcı buluyor. ASELSAN’ın bu kez de Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) satıldığı iddiası bunun son örneği. Nereden çıktı bu söz diye bakıyorsunuz. ‘Duyum’ deniliyor. Peki. Bir gün önce BAE Veliaht Prensi onca gerilim arka bırakılarak kalkıp Türkiye’ye gelmiş, 10 milyar dolarlık yatırım açıklamaları yapılmış...Yani duyumun dayanağı bu olabilir belki. Çünkü satır aralarında geçen ‘savunmada iş birliği’ ifadeleri var bir yandan. Çok geçmiyor, ‘BAE’den heyet gelmiş ASELSAN’a geziyormuş’ haberleri de bu arada yayılıyor. Peki. ‘Alacaklar ondan bakıyorlar besbelli’ diyen bol hale geliyor birden. Muhalefet partilerinden ‘sattırmayız’ nidaları yükseliyor ayrıca. ‘Haberlerin’ yayılma hızının, “TSK’nın ihtiyaçlarını ele güne muhtaç olmadan karşılamak için kurulmuş savunma teknolojisi şirketleri, bugün artık kendi kendine yeterli olmakla kalmıyor ihracatçı olmuş, neden satılsın” sorusunu gerilerde bir yerde bırakması bir yana, ASELSAN’ın zaten BAE ile ortak olduğu çoktan unutulmuş.

ASELSAN’ın Abu Dabi’deki iştiraki

Haberin Devamı

1975 yılında kurulan ASELSAN’ın bugün yurtiçinde 15, yurtdışında 13 iştiraki var. Bunlardan biri de 2011 yılında kurulan, IGG ASELSAN Integrated Systems LLC. Abu Dabi-BAE’de. ASELSAN’ın payı yüzde 49, IGG’nin payı yüzde 51. ASELSAN ürünlerinin BAE’de üretilerek, başta BAE olmak üzere Körfez ülkelerinde satışı ve satış sonrası teknik desteğin sağlanması amacıyla kuruldu. BAE’den bir heyetin ASELSAN’da bulunması bu durumda ‘rutin’ sayılmaz mı?

Katar’ın yüzde 49 pay sahipliği nedeniyle Tank Palet Fabrikası üzerinde oluşan / oluşturulan hassasiyet nedeniyle, Katar’dan bir heyetin de yarın, öbür gün ASELSAN’da olduğu bilgisi yeni heyecanlara neden olabilir. Zaten bilenler için gereksiz bilgi olabilir ama ‘bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya hazır ve nazır’ olanlar için hatırlatma olsun. Yüzde 48 ASELSAN yüzde 51 Barzan Holding, yüzde 1 SSTEK A.Ş.’nin iştirak oranlarıyla BARQ QSTP LLC. 2018 yılından bu yana Doha / Katar’da faaliyette. Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayı nedeniyle ilişkilerin yakın zamana kadar tıpkı BAE gibi mesafeli seyrettiği Suudi Arabistan’dan bir heyete de ASELSAN koridorlarında rastlanabilir. Zira araya mesafe girmeden önce 2016’da da yüzde 50 ASELSAN, yüzde 50 TAQNIA ortaklığı olan SAUDI DEFENSE ELECTRONICS COMPANY LLC. (SADEC LLC.) Riyad / Suudi Arabistan’da faaliyete geçmişti. Ayrıca, Aselsan’ın 3 ülkede yüzde 100 pay sahibi olduğu üç şirketi var: ASELSAN BAKÜ / Bakü (1998), ASELSAN MALAYSIA SDN. BHD. Kuala Lumpur / Malezya (2017), ASELSAN UKRAINE LLC. Kiev / Ukrayna (2020). Bunların dışında yüzde 49 ASELSAN yüzde 51 KADDB Investment iştirakiyle ASELSAN MIDDLE EAST PSC. Amman / Ürdün (2012); yüzde 49 ASELSAN, yüzde 1 Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (SSB) ve yüzde 50 Kazakhstan Engineering’in iştirak oranlarıyla KAZAKHSTAN ASELSAN ENGINEERING LLP.Nur-Sultan / Kazakistan’da (2011)faaliyette. Ürün ihraç ettiği ülke sayısı 70’e ulaşan bir teknoloji şirketinde değil bir, aynı gün 4 ülkeden heyet birden görüşmede olsa, bu sıra dışı olabilir mi?

Haberin Devamı

Ve fakat...

ASELSAN, doğruluğu olmayan, - en hafif tabirle- ‘akıl yürütme duyumunu’ diyelim, bir süre sonra ‘yalanladı’. Lakin bu noktada, Ankara’da ne yazık ki hâlâ pek çok kurumda benzerini yaşadığımız bir durum ASELSAN açısından da geçerli hale geldi. Birçok kurum doğru olmayan söylentilere ya yaratacağı tahribat yeterince kestirilemediğinden ya yeterince önemsenmediğinden ya da bürokratik onay mekanizmaları gereğinden çok uzatıldığından, hızlı ve etkili karşılık vermekte gecikiyor. Yalanların, dedikoduların, gerçek dışı iddiaların sosyal medyanın çarpan etkisi nedeniyle kontrolsüz şekilde hızla yayıldığı ve yıprattığı günümüz koşullarında, tereddütsüz, etkili ve hızlı tavır alınmadığında sonra hasarı onarmak daha çok çaba gerektiriyor.