Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda CHP ile İYİ Parti arasında baş gösteren gerilimin yatışması için altılı masa üyelerinin 2 Ekim buluşmasından sonra el birliği ile çaba gösterdiğini yazmıştım (Altılı masada toparla(n)ma haftası). Verilen ortak mesaj, adaylık meselesinin, geçiş süreci yol haritası ve temel politikalar belgeleri üzerindeki mutabakata kadar ertelendiği idi. Ama bu karar elbette, o zamana kadar partilerin adaylık konusunda kendi stratejilerine şekil vermeyeceği anlamına gelmiyor...

Ne demek istediğimi açayım...

Haberin Devamı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Sözcü Gazetesi’nde cuma günü yer alan demecinde başörtüsü meselesine ilişkin Kılıçdaroğlu’nun çıkışına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı restine yönelik, “Kapanmış yaraların üzerine konuşmayı doğru bulmadığımı ifade etmek isterim” diyordu. Türkiye’de çok fazla kanayan yara olduğunu, “derin yoksulluk içindeki evleri gezdiğini” belirterek, konuyu ekonomiye getiriyordu. Kılıçdaroğlu’na yöneltilen. “Nereden çıktı şimdi bu, ekonomik sorunların üzeri örtülecek”, “laiklik”, “başörtüsü değil türban” eleştirileri düşünüldüğünde, Akşener’in konuya yaklaşımı, CHP liderine kendi muhitinden yöneltilen eleştirileri kucaklıyor.

Bir taş iki kuş

Bu da bir süredir siyaset kulislerinde dillendirilen iki tespiti akıllara getiriyor. Birincisi; Akşener’in Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programında adaylık meselesi başta olmak üzere, kendi partililerinin gönlüne su serperek CHP’ye ‘posta koyma’ tavrını sürdüreceği. İkincisi de “Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı İYİ Parti’yi eritir” tezini savunanların vurguladığı “Meral Hanım’ın hem Kemal Bey’den rahatsız CHP’lilere hem de milliyetçilere hitap etme zorunluluğu.”

İYİ Parti’nin 2018’de aldığı oyların çoğunluğu ‘küskün CHP’liler’ ve ‘milliyetçiler’ bileşiminden oluşuyor. Partinin geçen zamanda Cumhur İttifakı tabanına daha fazla hitap ederek, oradan oy çekmesi hedeflenirken, partinin “CHP’nin peşine takılır, onun yaptıklarını açıklar tavrı” ile Akşener’in kimseye danışmadan verdiği “Ben cumhurbaşkanı adayı değilim, Başbakan adayıyım” kararının bunun önünü kestiği de bir başka tespit. Siyaset profesyonelleri, partinin pandeminin başında yakaladığı çıkış ivmesinin tüm bu nedenlerle durduğunu belirtiyor. Akşener’in ‘aday değilim’ açıklamasının ardından tabanının, anketlerde birinci ya da ikinci sırada yer alan milliyetçi kökenli Mansur Yavaş’ın adaylığına yöneldiğine işaret ediliyor. İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun ‘en çok Mansur Yavaş adını duyuyoruz’ açıklamasını bu noktada hatırlatalım. “Milliyetçi kökenli ve anketlerde Kılıçdaroğlu’nun önündeki Yavaş’ın adaylığı halinde, cumhurbaşkanlığı seçimi kazanılamasa bile, İYİ Parti kazanır” yorumu Ankara’da bu çerçevede kulaklara çalınıyor.

Haberin Devamı

Ankara’da çeşitli mahfillerde, “Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, ‘yeniyoruz motivasyonu’ ile birleşirse aslen İYİ Partili olmayan bir kısım seçmen CHP’ye döner. Ayrıca Cumhur İttifakı’ndan kayabilecek oylar da bu partiye yönelmez. Kılıçdaroğlu’nun adaylığından en fazla İYİ Parti zarar görür” diyenler de var.

Haberin Devamı

Hesap kitap

Bunun yanında seçim kanunu değiştiğinden beri partilerde simülasyonlar yapılıyor. Bazı hesaplamalarda, yeni kanununa göre, hiçbir seçim çevresinde birinci parti olmadığı için İYİ Parti’nin yüzde 15 oy ile çıkarabileceği milletvekili sayısı yaklaşık 40 olarak gösteriliyor. Oysa HDP’nin birinci parti olduğu bölgeler nedeniyle oyu yüzde 11 bile olsa milletvekili sayısının 80’i bulabileceği ifade ediliyor. İşte bu hesap da bazı İYİ Partililerin rahatsızlığını anlaşılan katlıyor. Ez cümle; bazıları Yavaş ile İYİ Parti’nin bulunduğu yerden daha yukarı taşınacağına inanıyor. Sadece bu değil. Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemeyen, ‘kazanamayacağını’ düşünenlere bir adres göstermek gerektiğini belirterek Yavaş’ın adının öne sürüldüğünü söyleyenler de var.

Tabi burada akıllara başka sorular geliyor. İYİ Parti ilerde Yavaş’ın adını masaya getirirse CHP kabul eder mi? Yavaş kabul eder mi ya da hangi şartla kabul eder gibi...Ama o aşamaya gelene kadar, Yavaş’ın adının gündemde tutulmasının, milliyetçi seçmenin, “Biz onun aday olması için çabaladık ama CHP izin vermedi” çıkarımına katkı sağlayacağı söyleniyor. Yavaş’ın ismini cumhurbaşkanı adayı olarak öne süren Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ için de “O da Mansur’un oyunu istiyor” deniliyor. Özdağ kısa süre önce bir sosyal medya paylaşımında şöyle dedi: “…Erdoğan karşısında kazanacak tek aday Mansur Yavaş’tır. Meral Akşener masadan kalkar ve Yavaş’ı aday gösterirse Zafer Partisi ve adı bende şimdilik saklı başka partiler de destekleyecek...”

Akşener’i ikna edebilecekler mi?

Gelelim kulislerdeki bir başka iddiaya... O da İYİ Parti içinden bir kesimin Akşener’i tekrar cumhurbaşkanlığı adaylığını düşünmesi için ikna etmeye çalışacağı, bunun için uygun zamanı kolladığı... “Ortağımızın yaptıklarını izah etmekten kurtulalım” diyen bu kesimin, Akşener’in adaylığı ile girilecek seçimin parti için daha hayırlı olacağını düşündüğü belirtiliyor. İddianın aktarıldığı partili bir kaynak da “Meral hanımı ikna etmek için çalışacağız. Onun adaylığı hem partiyi toplar hem oyu toplar hem de bizim ikinci tur şansımız olur” dedi. Ancak, buna hazırlananlar, Akşener’in kolay ikna olmayacağını, kamuoyu önünde kendisini gereğinden fazla bağladığını da biliyorlar.

Akşener’in “aday olmamanız yanlış bir karar” eleştirilerine, “Biz adayı belirleme hakkını elimize geçirdik” karşılığı verdiğini aktaran bazı siyasiler ise, “Hem aday olmadığı için partisi oy kaybedecek, hem adayı belirleyemeyerek inisiyatifi kaybedecek. O zaman ne olacak?” diye soruyor.

Velhasılıkelam, adaylık meselesi masada tekrar gündem olana kadar da strateji takibine devam...