İç politikada son bir haftadır ön plana çıkan iki konu var. Birincisi anketler, diğeri de AK Parti’nin ‘tebdil-i kıyafet’ saha çalışması. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika seyahatine çıkarken yaptığı basın toplantısında anketlere güveninin kalmadığı açıkladı. Bu açıklamayı, son dönem anket sonuçlarına bağlayan, sonuçlar iyi olmadığı için Erdoğan’ın böyle söylediğini işleyenler var. Oysa Erdoğan’ın Mart 2019 yerel seçiminden önce de benzer değerlendirmeleri vardı. Şubat 2019’da katıldığı televizyon programında, en az 3 anket firmasıyla çalışarak sonuçları kontrol ettiklerini belirtmiş, “Neticeler bir geliyor hiçbirisi bir tanesini tutmuyor. Ama şimdi biz bu seçimde daha farklı bir yöntem kurduk. Böyle marka şirketlerle çalışmaktan çok, bu işi şimdi adı sanı duyulmamış bir şekilde bu çalışmamızı yürütüyoruz” demişti. Erdoğan anketlere güvenmediğini belirterek, “O zaman diyorum ki ‘sen işine bak’. Biz de işimize bakıyoruz” ifadesini kullanmıştı.
Haziran 2020’de İletişim Başkanlığı “Seçimlere Yönelik Kamuoyu Araştırmaları Güvenilir mi?” başlıklı bir duyuru yayınladı. Duyuruyu o dönem AK Parti AR-GE Başkanı olan Hamza Dağ’ın da anketlere dönük tepkisi izleyince, kendisi ile yaptığım görüşmeyi “Nerede bu oylar?” başlıklı yazıda aktarmıştım (15 Haziran 2020). Dağ, anketlere güven eksikliğinin 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde başladığını, bazı anket şirketlerinin AK Parti’ye gönderdikleri yoklama sonuçları ile kamuoyuna açıkladıkları arasında fark olduğunu tespit ettiklerini söylemişti. Ayrıca Ankara’da siyasi parti koridorlarında bazı anket şirketlerinin kendileriyle çalışmayı bırakan partilere ‘ceza kesmek’ ya da ‘çalışmaya zorlamak’ için anketleri kullandıkları sıkça konuşulur. Üstelik tepki gösteren sadece AK Parti de değil. Konuyu ilk gündeme getiren ve Meclis gündemine taşıyan MHP’ydi. 24 Haziran seçimleri öncesinde partiyi sürekli baraj altında gösteren anketlere gazetelere ilan vererek cevaplayan MHP, araştırma şirketlerine ciddi yaptırımlar öngören kanun teklifini de TBMM’ye sunmuştu. Dolayısıyla Erdoğan’ın ya da AK Parti’nin anketlere tepkisini son dönem sonuçlarıyla bağlantılandırmak doğru değil.
Muhalefete göre tebdil-i kıyafet
Peki AK Parti anketlerden tamamen vazgeçti mi? Hayır. Anketler hâlâ kullanılıyor. Ancak tek ölçüm aracı değil. Milletvekilleri ve teşkilatlardan gelen raporlardan da faydalanıldığı biliniyor. Bunlara eklenen bir başka ölçüm yönteminin, ‘tebdil-i kıyafet’ yapılan tespitler olduğunu ise AK Parti Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in, Tanıtım ve Medya’dan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ile pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında duyduk. Kandemir, “Milletimizin sıkıntılarını Genel Başkanımıza aktarmak teşkilatların vazifesi. Gerek teşkilatlarımız, gerek genel merkezden sahaya gönderdiğimiz, vatandaşlarımızın arasında dolaşan tebdil-i kıyafet ekiplerimiz üzerinden ciddi bir çalışma yürütüyor, raporluyor ve genel başkanımıza arz ediyoruz. Milletimizin sıkıntılarının farkındayız” dedi. Milliyet muhabiri Ayşegül Kahvecioğlu da, tebdil-i kıyafet çalışmayla kontrolleri yapılmış, vatandaştan gelen 20 maddelik “şikâyet ve öneriler” raporunu dünkü Milliyet’te haberleştirdi.
Ancak Kandemir’in açıklaması muhalefet partilerinin bir süredir işlediği “AK Parti sahada yok” söylemine eklendi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında, tebdil-i kıyafet açıklamasını, ‘AK Partili kimliği ile sokakta gezilemiyor’ olmasına bağladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmelerinin ardından da benzer görüşleri dile getirdi. Kılıçdaroğlu da, “Allah aşkına ekonominin durumunu bilmek için tebdil-i kıyafet ile gezmeye gerek var mı? Akıl alacak şey değil” diyerek başladığı değerlendirmeyi “Türkiye güllük gülistanlık mı? Bütün dünyanın bildiği gerçeği bunlar bilmiyorlar mı? Efendim gerçeği öğrenmek için tebdil-i kıyafet yapıp halkın arasına girecekler, hangi çağda yaşıyorlar bunlar ya” diye tamamladı.
AK Partili yetkili: 2 yıldır sürüyor
Bu yorumlar, bir süre daha ‘tebdil-i kıyafet’ meselesinin tartışılacağına işaret ediyor. Bu nedenle AK Partili isimlerle konuştum. ‘Sahada olmadıkları’ iddiasını reddeden AK Partili kaynak, ‘tebdil-i kıyafet’ çalışmanın yaklaşık 2 yıldır sürdüğünü anlattı. Genel merkezden il büyüklüğüne göre farklı sayılardan oluşan ekiplerin, değişik zamanlarda, teşkilatlara hiç uğramadan kentlerde nabız tuttuğunu söyledi. Siyaset deneyimine sahip eski belediye başkanları ya da il başkanlarının ekiplerdeki isimlerden bazıları olduğunu ifade eden yetkili isim, ekiplerin genel merkezce belirlenen programı takip ettiklerini belirterek, “Örneğin, ‘bir öğlen vakti merkez camisinde namaz kılacaksın oradaki cemaatle konuşacaksın, sabah esnafla kahvaltı yapacaksın, ikindi de bir sivil toplum kuruluşuna gideceksin orada hoş beş edeceksin, ertesi gün köye kalkan minibüslerin olduğu çay ocağında oturacaksın orada köylüleri dinleyeceksin, bir taksiye bineceksin taksiciyle sohbet edeceksin’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
Çalışmanın, o şehirdeki AK Parti’nin genel politika uygulamaları ve kadrolarının performanslarına dair algı konusunda kendilerine hem yeni bir fotoğraf, hem de anketlerle, milletvekili ve teşkilat raporlarını kontrol imkanı sağladığı kaydeden AK Partili kaynağa göre, tutulan nabız sadece vatandaşın beklentisi değil. “Teşkilatın ve milletvekillerinin fotoğrafı çekiliyor, belediye başkanı, parti, hükümetin sahadaki karşılığı” görülüyor. Tebdil-i kıyafet ekiplerinden gelen raporların örtüşmesi halinde “bu ilde sokaktaki algı şu, beklenti bu” dediklerini sonra da bunları teşkilatlar ve milletvekillerinden gelen raporlarla yan yana koyduklarını kaydeden yetkili, “Bunlara göre de o şehirlerdeki yol haritamızı çıkarıyoruz” ifadesini kullandı.