TBMM’deki milletvekili sayısı 600 değil, 583. TBMM’de temsil edilen parti sayısı da 5 değil, 14. 5 partinin Meclis’te grubu var. Bağımsız milletvekili sayısı da 5.
Geçen hafta Meclis’te kabul edilen, CHP’nin tavrı nedeniyle tartışmasının daha su kaldıracağı anlaşılan, Irak ve Suriye tezkeresinin oylama sonucu ise, 5 parti üzerinden aktarıldı. Cumhur İttifakı ortakları AK Parti (287), MHP (48) ve BBP (1) tezkereye ‘evet’ dedi. Millet İttifakı ortaklarından İYİ Parti (36) ve Demokrat Parti (2) de. Ama, İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz partisinin aksine ‘hayır’ oyu verdiğini açıkladı. Partisinden bir tepki de yansımadı. Millet İttifakı içinde olmayan, muhalefetteki Memleket Partisi (3) ve Zafer Partisi (2) de ‘evet’ dedi. Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz oylamaya katılmadı ama daha önceki tezkereleri desteklemişti. ‘Hayır’ tarafını ise CHP (135), HDP (56), DBP (1), TİP (4) oluşturdu. DEVA Partisi ise ‘çekimser’ kaldığını açıkladı.
CHP’nin tavrının tartışılmasının iki nedeni var. Birincisi, tezkere konusunda bu kez HDP ile
Brüksel’de Türkiye’nin Ufuk Avrupa, Erasmus+ ve Avrupa Dayanışma (ESC) Programlarına resmen katılımını sağlayan anlaşmalara imza atan Kaymakcı, anlaşmaların sağlayacağı katkılar konusunda Milliyet’in sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin bilim, araştırma, yenilik ve hareketlilik alanlarında Avrupa Birliği ile var olan iş birliğinin 2021-2027 döneminde de devamını sağlayacak Ufuk Avrupa, Erasmus+ ve Avrupa Dayanışma (ESC) Programlarına katılımını sağlayan anlaşmalar dün Brüksel’de imzalandı.
Anlaşmalara Türkiye adına Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Avrupa Birliği (AB) adına da Avrupa Birliği Komisyonu Yenilikçilik, Araştırma, Kültür ve Gençlik Komiseri Mariya Gabriel imza attı. Birlik Programlarının, Türkiye’nin iktisadi ve insanı kalkınmasına katkı sunmanın yanı sıra AB uyum sürecini desteklediğini ve AB ile ilişkilerinde bir iletişim aracı olarak da önemli bir görev üstlendiğini vurgulayan Kaymakcı, Milliyet’in anlaşmaların içeriği ve sağlayacağı katkı konusundaki sorularını yanıtladı.
- İmza atılan
Milli Eğitim Bakanı (MEB) Mahmut Özer, eğitim sisteminde sürekli reform yerine, sürekli iyileştirme kültürüne ihtiyaç olduğunu söyledi. Eğitimde fırsat eşitliği için üç öncelik belirlediklerini belirten Özer, bakanlığın ücretsiz olarak 18 milyon öğrenciye dağıtacağı yardımcı kaynaklar konusunda da iddialı konuştu. “Bizden daha iyi yardımcı kaynak hazırlayabilecek bir yer var mı? 1.2 milyon öğretmenin tamamı bende, istediğim üniversite ile çalışabilme imkanım var. Özel öğretim kurumları bile bizim gönderdiğimiz yardımcı kaynakları basmışlar ve öğrencilerine dağıtmışlar” diyen Özer “mış gibi” yapmayacaklarını söyledi. Özer, aralarında Milliyet’in de bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Özer, özetle şunları söyledi:
Sürekli iyileştirme: Eğitimde reform bir veya iki defa yapılır. Her bakanla reform yapılmaz veya sık sık reform yapılmaz. Yapılan reformların süreçlerinin nasıl ilerlediğini gözlemlemek gerekiyor. Onun sonuçlarını almadan yeni bir değişiklik, farklı
On ülke büyükelçiliğinin 18 Ekim’de, Türkiye’ye Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısı yaptığı açıklama ile başlayan ‘diplomatik kriz’, diplomasinin tüm araçları kullanılarak tırmandığı noktada durduruldu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘istenmeyen kişi’ talimatı için hazırlıklarını yaparken, öte yandan da tüm taraflar açısından daha fazla geri dönülmesi zor sonuçlar ortaya çıkmaması için, sessizce arka kapı diplomasisini işletmeye devam etti. Bakanlık kamuoyuna karşı sessiz kalırken, arkada hızlı ve çok taraflı bir trafik yürüttü. Gelinen nokta için Ankara’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumartesi günü Eskişehir’de sarf ettiği “Türkiye’yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler, bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler” sözüne atıfla “anladılar” yorumu yapılıyor.
Edindiğim bilgilere göre, her ne kadar başkentlerinden onay almadan tavır almayacakları aşikâr
Birleşik Krallık 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında COP 26 olarak anılan 26’ncı BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na hazırlanırken, Sir ünvanlı Türkiye Büyükelçisi Dominic Chilcott Türkiye’nin Glasgow’a avantajla gittiğini söyledi. Büyükelçi Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de çekimser tek bir oy olmaksızın ve COP 26’dan önce onaylanmasını kastediyor. Büyükelçilik konutunda COP 26’ya bir hafta kala düzenlenen Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) “İklimce Sohbetler” özel oturumuna ev sahipliği yapan Chilcott, Emine Erdoğan’ın himayesindeki Sıfır Atık projesini, ağaçlandırma faaliyetlerini ve yenilenebilir enerji yatırımlarını da Glosgow’da anlaşma daha onaylanmadan anlatılabilecek ‘güzel hikayeler’ olarak nitelendirdi.
UNDP İyi Niyet Elçisi Mert Fırat’ın moderatörlüğünde Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Mehmet Emin Birpınar’ın Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum
İç politikada son bir haftadır ön plana çıkan iki konu var. Birincisi anketler, diğeri de AK Parti’nin ‘tebdil-i kıyafet’ saha çalışması. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika seyahatine çıkarken yaptığı basın toplantısında anketlere güveninin kalmadığı açıkladı. Bu açıklamayı, son dönem anket sonuçlarına bağlayan, sonuçlar iyi olmadığı için Erdoğan’ın böyle söylediğini işleyenler var. Oysa Erdoğan’ın Mart 2019 yerel seçiminden önce de benzer değerlendirmeleri vardı. Şubat 2019’da katıldığı televizyon programında, en az 3 anket firmasıyla çalışarak sonuçları kontrol ettiklerini belirtmiş, “Neticeler bir geliyor hiçbirisi bir tanesini tutmuyor. Ama şimdi biz bu seçimde daha farklı bir yöntem kurduk. Böyle marka şirketlerle çalışmaktan çok, bu işi şimdi adı sanı duyulmamış bir şekilde bu çalışmamızı yürütüyoruz” demişti. Erdoğan anketlere güvenmediğini belirterek, “O zaman diyorum ki ‘sen işine bak’. Biz de işimize bakıyoruz”
Milliyet Gazetesi olarak iklim değişikliğinin etkilerini yakından takip ediyoruz. Müsilaj sorunu, kuruyan göller yazı dizimiz, kirletilen akarsulara ve Meclis İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarına ilişkin haberlerimiz bir çırpıda akla gelen en yakın örnekler. Sadece karşı karşıya kaldığımız felaketlerin fotoğrafını çekmekle de kalmıyoruz. Ürettiğimiz haberlerle tartışmalara katkı sunmaya, özellikle de bizden sonraki kuşaklara onlara devredilecek sorunlar ve çözüm yolları hakkında fikir vermeye gayret ediyoruz.
İklim değişikliğinin en görünen sonucu korkunç doğal afetler olsa da beraberinde gıdaya ve suya erişim ve kıtlık, salgın hastalıklar, ekonomi ve güvenlik sorunlarını da getiriyor. Artık iklim göçlerine tanıklık ediyoruz. Gelişmeler ne yazık ki bu tür göçlerin artarak süreceğini gösteriyor. Bu nedenle konuya ilişkin farkındalığın artması, iklim değişikliğinin sonuçlarıyla mücadele edebilmenin de ilk şartı. Paris İklim
Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban’ın geçici hükümeti kış iyice bastırmadan ülkeye yapılan insani yardımları ve kalkınma desteğini artırmaya çalışıyor. Katar’daki temaslarının ardından sürpriz bir şekilde Türkiye’ye gelen Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki başkanlığındaki heyet, Ankara’daki görüşmelerinde, kuraklığın vurduğu ve yaklaşık 4 aydır memurlara maaş ödemesi yapılamamasından kaynaklı sıkıntılar nedeniyle gıda sorunu yaşayan ülkeye, sert kış koşullarına hazırlık amacıyla kışlık kıyafet, yakacak, çadır ve özellikle gıda yardımı talebinde bulundu.
Taliban Geçici Hükümeti Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki’nin başlığında 8 kişiden oluşan Taliban heyetinin Ankara’ya sürpriz ziyaretinin ardında “acil yardım arayışı” yatıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü David Beasley’in önceki gün yaptığı açıklamaya göre, Afganistan’da açlık rekor seviyelere ulaştı. Beasley, acil uluslararası yardım çağrısında bulunduğu