Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun, medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileriyle bir araya gelerek bakanlığının geçen yılki çalışmalarını ve 2022 yılı hedeflerini anlattığı toplantıdaki gündem maddelerinden biri de eski milli yüzücü Derya Büyükuncu oldu. "Sporcu olmak öncelikle insan olmayı gerektirir" diyen Kasapoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlığı hakkında yaptığı paylaşım nedeniyle Türkiye Yüzme Federasyonu'nca 'daimi hak mahrumiyeti' cezası verilen Büyükuncu’nun 'millilik lisansı'nın da iptal edilmesi için sürecin başladığını açıkladı. Kasapoğlu, "İnsanlığın bir takım asgari vasıfları vardır. Bu vasıfları taşımak her insan için gereklidir. Açıkçası ben gelinen nokta itibarıyla gerekenin yapıldığını ve bu anlamdaki çalışmaların da hızlı bir şekilde neticelendirileceğini ifade etmek istiyorum. Kimsenin bu anlamda hiçbir şekilde insani vasıftan yoksun olarak bir açıklama yapma hakkı yoktur. Dolayısıyla hem federasyon hem bakanlık süreci en güçlü şekilde yönetecektir"
Geçen haftanın gündem maddelerinden biri "Millet İttifakı'nda anlaşmazlık" iddiasıydı. Ortak bir güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi için bir araya gelen 6 partinin temsilcilerinin üst üste iki haftadır toplanmıyor olması da bunun kanıtı olarak gösteriliyordu. Parti temsilcilerinin nabzını tuttuğunuzda, toplanmamanın altında çalışmaya dair bir sorun olmadığı tüm taraflarca teyit ediliyor ama yine de 'evet bir sıkıntı var' izlenimi veriliyordu. Bu arada Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun önce İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener sonra da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile baş başa görüşmesi, sorunun 'Gelecek' ile ilgili olduğu söylentisini güçlendiriyordu.
Tüm tarafların en baştaki ketum tavrı zamanla gevşedi ve ortaya çıktı ki, 4 Ocak'ta bir televizyon programına 6 partiden sadece 3'ünün davet edilmesi ve davetlilerin de bunu kabul etmesi sorun olmuştu. Sitemkâr taraf, Gelecek Partisi'ydi. CHP ve İYİ Parti liderlerine ve hatta program yapımcısına daha program başlamadan ulaşıldığı söyleniyor. Sonrasında işte o hem
Milliyet'ten Ayşegül Kahvecioğlu, geçen hafta AK Parti MYK'ya ilişkin haberinde, partinin yeni ekonomi modeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 Aralık açıklamasına ilişkin yapılan son ankette, "Cumhurbaşkanı'nın ekonomi ile ilgili yürütmüş olduğu mücadelede samimi olduğunu düşünüyor musunuz?" şeklindeki soruya katılımcıların yüzde 56,4'ünün "evet" cevabını verdiğini; Erdoğan'ın faiz indirimiyle ilgili tutumunu destekleyenlerin oranının ise yüzde 56,1 olduğunu aktardı. Söz konusu anket, siyaset kulislerinde konuşulan başlıklardan biri olmanın yanı sıra, AK Parti'de 20 Aralık akşamı yapılan açıklamadan bu yana yükselen moralin de bir kanıtıydı.
Parti yönetimindeki isimlere göre; genel merkez, teşkilat ve grup 20 Aralık'tan bu yana "çok daha iyi". 20 Aralık açıklamasının, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğini daha da pekiştirdiği" ve "serzenişleri de büyük oranda dindirdiği" belirtilirken, bunun yeterli olmadığının bilincinde olunduğu da vurgulanıyor. Bu çerçevede, AK Parti'nin ekonomiye ilişkin son dönem söylemine de dikkat çekmek
Pandemi dönemi boyunca Ankara'da yabancı misyon etkinlikleri içinde belki de en kalabalığı 16 Aralık 2021'de düzenlenen Kazakistan'ın 30. Bağımsızlık Yıl Dönümü resepsiyonuydu. Konukları ilk önce Kazakistan'ın Türkiye'de öğrenim gören askeri öğrencilerinin karşıladığı resepsiyon salonuna, geleneksel kıyafetleri içerisindeki heybetli Kazak Alpleri arasından geçilerek giriliyordu. Geniş salonu hem Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı ve AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım başta olmak üzere tüm siyasi partilerden temsilciler, hem de hemen hemen Ankara'da mukim tüm misyonların temsilcileri doldurmuştu. Salondaki resim, Kazakistan'a hem Türkiye'de, hem de uluslararası düzeyde verilen önemi yansıtıyordu. Fakat o resim, sadece birkaç hafta sonra ülkeden yansıyan fotoğraflarla o kadar çelişiyor ki…
"Zam protestosu" olarak başlayan ve Kazak yetkililere göre artık 'terörist faaliyet' olan olayların ardında, aslında 30 yıllık bir birikimin olduğu belirtiliyor. Bolluğu ve ucuzluğu nedeniyle, otomobilden evdeki ocağa, lambadan
Yunanistan'da yapılan "karasularını 12 mile çıkarmanın tam zamanı" değerlendirmelerine sert tepki gösteren Milli Savunma Bakanı Akar, "Sakın bir hataya düşmesinler. Böyle bir maceraya girişmesinler. Bir hesap yapmasınlar. 9 Eylül tarihinde 9 Eylül Üniversitesi'nde yapılan sempozyumu bir okusunlar" ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, dün basın yayın kuruluşlarının Ankara Temsilcileri'yle bir araya gelerek 2021 yılını değerlendirdi. Bakan Akar'ın açıklamalarında özellikle Yunanistan ile Ege, Akdeniz ve Kıbrıs konusunda yaşanan anlaşmazlıklara yönelik mesajlar öne çıktı. Geçen yıl Yunan makamlarının Türkiye'nin dibindeki adalara toplam 90 üst düzey ziyaret yaptığını belirten Akar, Yunanistan'ın savunma bütçesini sürekli artırması için de "Normal savunma için çok fazla, Türkiye için çok az bunlar" değerlendirmesini yaptı. Akar'ın açıklamaları özetle şöyle:
AFRA TAFRAYI SEVİYORLAR: Yunanlı komşularımız, siyasiler, askerler afra tafrayı seviyorlar. Bana haftada üç beş davetiye geliyor.
Kazakistan Büyükelçisi Abzal Saparbekuly Milliyet’e ülkesindeki olayları anlattı.
Sadece birkaç hafta önce bağımsızlığının 30. yıldönümünü kutlayan Kazakistan, bugünlerde çatışma ortamına dönüştü. Ülkenin Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, protestoların barışçıl ve haklı taleplerle başladığını ancak 4 Ocak itibariyle provokasyon halini aldığını söyledi. Kazakistan’daki gelişmeleri konuştuğum Saparbekuly, yaşananların soruşturulacağının altını çizdi ancak bir fırsatın beklendiği, önceden hazırlığı yapılmış bir durumun olduğunu söyledi. Saparbekuly'un sözleri şöyle:
BARIŞÇIL BİR GÖSTERİ DEGİL: Bu artık barışçıl bir gösteri değil. Emniyet mensuplarının darp edilmesi, sokaklarda çıplak dolaştırılması, bazı taciz olaylarının yaşanması olayların farklı bir yere gittiğini gösterdi. Önemli devlet güvenlik binalarına saldırılar başladı. Cumhurbaşkanımız, 'Gençler eve dönsün, talepler duyuldu. Adımlar atılacak' dedi. Bu artık sınırını aşmış bir eylem. Şu tespit edildi: Bu tamamen
Yeni yılın ilk yazısını, 2022'de 'izlenecek işler listesine' ayırmaya karar verdim. Şüphesiz listeye yıl içinde başka başlıklar da eklenecek. Ancak yenileri olmadan da, önümüzde hayli uzun ve dikkat gerektiren konu başlıkları var. O nedenle en iyisi öne çıkanları aktarmak.
Ekonomide sürprizli gündem beklentisi
2021'i pandemi yorgunluğu yılı olarak tanımlamak mümkün. Sağlık endişesi ve kısıtlamaların yarattığı bıkkınlığın üzerine ekonomik kaygıların eklenmesi, özellikle dar ve orta gelirliler ile bazı meslek grupları açısından katlanılması zorlu bir durum ortaya çıkardı. 2022'nin dolayısıyla en çok konuşulan, tartışılan başlığı öncelikle, geçim derdine bağlı olarak ekonomideki gelişmeler olacak.
Hükümetin memur ve emekli aylıklarında da asgari ücrettekine benzer bir artışa gitmesinin yanı sıra, 3600 ek gösterge gibi, bazı meslek kollarının talep ettiği konulardaki kararları yakın takipte olacak. Elbette, seçime doğru yol alınan bir ortamda, iktidarın toplumsal desteği artırmaya dönük, kimisi sürpriz olabilecek başka bazı adımlar atabileceği
CHP lideri Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde başlattığı özel teftişle ilgili "50 tane, 100 tane müfettiş göndersinler. Biz tüm müfettişlere bilgileri belgeleri açıyoruz zaten" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) başlattığı özel teftişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin yerel yönetimlerdeki başarısını "sindirememesine" bağladı. Kılıçdaroğlu her yıl sonunda geleneksel hale getirdiği gazetecilerle genel değerlendirme toplantısını, gazetelerin Ankara temsilcileriyle sürdürdü. CHP lideri özetle şunları söyledi:
HANGİ MANTIKLA YAPIYORLAR: (İBB'ye teftiş) Erdoğan, CHP'nin yerel yönetimlerdeki başarısını bir türlü sindiremedi, hazmedemiyor. 'Ankara’yı, İstanbul’u nasıl kaybettik'. Sindirememesi demokrasi kültürünün olmamasından kaynaklanıyor. En ağır suçlamalar yapıldı. Akıl var, mantık var. Belediye başkanlıklarının İstihbarat Teşkilatı mı var? Bu saldırıyı hangi mantıkla yapıyorlar, anlamak