AK Parti’nin iki hafta önce ani şekilde düzenlenen seçim beyannamesi gündemli MYK toplantısı bir süredir Ankara kulislerini ‘erken/ baskın seçim hazırlığı mı?’ sorusunun eşliğinde hareketlendirdi. Bunun üzerine bir de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Eylül’de düzenlediği ve ilan edildiği anda heyecan yaratan basın toplantısı eklendi. Ancak MHP lideri, erken /baskın ya da birkaç hafta öne alınmış seçim olasılıklarına dair bir soruya, “Seçime 9 ay 18 gün var” cevabını vererek bir kez daha zamanında seçimlere yani, 18 Haziran 2023’e işaret etti. Bu seçimlerin ‘organik’ tarihi. Organikten kasıt; TBMM ya da Cumhurbaşkanınca, seçimler konusunda farklı bir karar alınmadığı takdirde, 5 yılda bir milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin otomatik olarak yapılması gereken tarih olduğu. Aynı tarihi Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da Milliyet’e verdiği röportajda telaffuz etmişti. (https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/didem-ozel-tumer/secim-zamanini-hukumet-belirler-6809536) Dolayısıyla,
Eczacılar uzun süredir anlatmaya çalıştıkları dertlerine derman bulamayınca sonunda aşamalı bir eylem kararı aldı malum. Derdin temelinde İlaç Fiyat Kararnamesi (İFK) var ama tümü bundan da ibaret değil. “Kararname değişsin, günün ekonomik koşullarına göre güncellensin, bu işe başka bir formül bulunsun” diye yıllardır anlatan eczacıların isteğine geçen temmuz ayında bir karşılık verildi ama eczacıları tatmin etmedi.
Eczacılar özetle, “İFK’da ve SGK ilaç alım protokolünde günün koşullarına uygun düzenleme gerekiyor. İFK, tüm tarafların görüşleri alınarak yeniden kurgulansın. Enflasyon, ilaç fiyat artışları ve yeniden değerleme oranı gibi bir standartla güncelleme yapılacak bir model oluşturulsun” diyor.
Seslerini daha fazla duyurmak ve kamuoyu oluşturmak için çalışmalarını yoğunlaştıran eczacılar ekim ayının ortasında Ankara’da bir miting düzenleyecek. Bir grup gazeteciyle buluşarak sorunlarını anlatan Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Arman Üney, eczanelerin
Suriye’de yeni bir döneme geçiş konusunda, “Bu sadece iki başkentin çözebileceği bir mesele değil” diyen Önhon, uluslararası camianın dahlinin mutlaka gerekli olduğunu söyledi.
Ömer Önhon, 1985 yılında Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevine Ortadoğu Dairesi’nde aday meslek memuru olarak başladı. O yıllarda PKK ilk kez Suriye’den Türkiye’ye geçerek eylem yaptı. 28 Ağustos 1998’de Şam’a Büyükelçilik Müsteşarı olarak atandı. Bu görevi sırasında da, Türkiye ile Suriye arasında Adana Mutabakatı’nın imzalanmasına, Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışına ve Hafız Esad’ın yerine oğlu Beşşar Esad’ın yönetime gelişine tanıklık etti. Eylül 2009’da bu kez Türkiye’nin Şam Büyükelçisi olarak Suriye’ye gitti. Ülkedeki olayların başlangıcını ve gelişimini en iyi bilen isim olan Önhon, 25 Mart 2012’de, görev süresi henüz bitmeden, Türkiye Büyükelçiliğini tahliye ederek Suriye’den ayrılmak
Altılı masa dün Saadet Partisi’nin (SP) ev sahipliğinde gerçekleştirdiği buluşma ile liderler düzeyindeki ilk istişare turunu tamamladı. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş konusunda hem fikir olan partiler önce 2021 Ekim ayında bu konuda çalışmaya başladı. İlk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde 12 Şubat 2022’de bir araya gelen genel başkanlar, mutabakatlarına dair kamuoyuna bir metin açıklamayı kararlaştırdılar. 28 Şubat 2022’de Bilkent Otel’de düzenlenen toplantı ile güçlendirilmiş parlamenter sistemden kasıt anlatıldı, hem de atılan imzalar ile taahhütler mühürlendi.
Bundan sonra liderler her ay bir partinin ev sahipliğinde bir araya gelmeye başladı. 27 Mart’ta DEVA Partisi ile başlayan tur, 24 Nisan’da Demokrat Parti, 29 Mayıs’ta Gelecek Partisi, 3 Temmuz’da İYİ Parti ile sürdü ve Saadet Partisi’nin dün gerçekleştirdiği ağırlama ile tamamlandı.
Bu süreçte üç de komisyon oluşturuldu. Bunlar:
2023 seçimi sonuna kadar çalışacak olan
Erdoğan’ın adaylığına yönelik tartışmaları değerlendiren Bozdağ, “18 Haziran 2023’te yapılacak seçim cumhurbaşkanımızın aday olacağı 2. seçimdir. Burada yoruma hacet yok” dedi. Seçimin 18 Haziran 2023’te yapılacağını vurgulayan Bozdağ, “Seçimin zamanlamasını muhalefet belirleyemez” diye konuştu...
Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet partileri, iktidarı beğenmedikleri yargı kararlarına karşı hakim ve savcıların görev yerlerini değiştirmekle suçluyor, hatta zaman zaman örnekler veriyor. Kılıçdaroğlu’nun yargıya dönük başka eleştirileri de var. Son olarak geçtiğimiz günlerde Kılıçdaroğlu, “Erdoğan ve atadığı Adalet Bakanı; bugün ayarını bozduğunuz kantar, yarın sizi tartar. Yapmayın bunları” paylaşımı yaptı. Bakan Bekir Bozdağ’a hem Kılıçdaroğlu’nun sözlerini hem de cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 seçimlerinde tekrar adaylığı konusundaki tartışmalara ilişkin değerlendirmesini sordum.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun da, diğer muhalefet partilerinin de iktidara
Türkiye, İsveç ve Finlandiya’dan PKK ve FETÖ mensuplarına ilişkin iade taleplerini yerine getirerek tutmasını bekliyor. Adalet Bakanı Bozdağ, “Türkiye’ye adi suçluları iade ederek, sözlerini yerine getirdiklerine inandıracaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Kimse Türkiye’yi test etmesin” dedi.
Türkiye, NATO’ya üyelik başvurusu yapan İsveç ve Finlandiya’dan terör örgütlerine karşı iş birliği sözünü, başta PKK ve FETÖ mensuplarına ilişkin iade taleplerini yerine getirerek tutmasını bekliyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 6 Temmuz 2022’da Türkiye’nin iki ülkeye ilettiği iade taleplerini yenilediği belirterek, “taleplerimizi hatırlatan yazılar Dışişleri Bakanlığımıza ve oradan da ilgili ülkelere gönderilmek üzere yola çıktı” demişti. Hatırlatma yazılarından yaklaşık bir ay sonra, 12 Ağustos 2022’de İsveç, dolandırıcılık suçundan 14 yıl 7 ay hapis cezası bulunan Okan Kale’nin iadesi talebinin kabul edildiğini Adalet Bakanlığına bildirdi. İsveç Başbakanı
YOZGAT - 2023 seçimlerine doğru yol alırken ilk miting izlenimi ve sohbet daveti DEVA Partisi’nden geldi. Cumartesi günü, milliyetçi – muhafazakar seçmenin ağırlıkta olduğu, Cumhur İttifakı partilerinin kalesi Yozgat’ta yeni kurulan partinin meydan performansını yerinde izleme fırsatı buldum.
Yozgat Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde ilk dikkat çeken, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın konuşma yapacağı platformun hemen arkasındaki binaya asılan büyük boy Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Atatürk fotoğrafları ile Türk Bayrağıydı. DEVA Partisi yetkilileri bir aydır miting yapacakları bilinmesine rağmen AK Parti İl Teşkilatının fotoğrafı üç gün önce astığını ve defalarca rica etmelerine rağmen indirmediğini söyledi. DEVA’lılar da bunun üzerine bir vinçe astığı Türk bayrağını tam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafının üzerine denk getirmiş. Meydana tam cepheden bakan bir başka binada da AK Parti İl Teşkilatı vardı. DEVA’lılar o binanın önüne yerleştirdiği bir başka vinçin üzerine astığı Atatürk
Pelosi’nin Tayvan ziyaretini kışkırtma olarak niteleyen Weihua, ABD’nin Çin’e verdiği taahhütlerin yanı sıra uluslararası konsensüse de aykırı davrandığını belirtti.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin Tayvan ziyareti Çin ABD arasındaki gerilimi daha da artırmakla kalmadı, Dünya’nın Rusya Ukrayna arasındaki savaşa benzer bir durumun Pasifik’te yaşanabileceğine dair endişesini de körükledi. Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Cheng Weihua, Pelosi’nin ziyaretinin ortaya çıkardığı tabloyu, Çin’in pozisyonunu ve Tayvan’a uygulanan yaptırımları Milliyet’e değerlendirdi.
Nancy Pelosi’nin ziyaretinden sonra bütün dünyanın gözü, Çin’e ve Tayvan’a döndü. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanana benzer bir çatışma yaşanabileceğini düşünenler var. Bu mümkün mü?
Öncelikle burada çok çok önemli bir noktayı düzeltmem gerekiyor. Tayvan bir ülke değildir. Tayvan, Çin toprağının bölünmez bir