Aphrodisias Karya'nın güzeli

29 Ekim 2019

Herodot, Karyalılar için kralları Kar önderliğinde geldiklerini, Strabon ise Minos egemenliğinde iken Lelegler olarak bilindiklerini söyler. Homeros’a sorduğumuzda, “Deniz tarafında Karyalılar, kıvrık yaylı Paionlar, Lelegler ve Tanrısal Pelasglar vardı” der. Kıssadan hisse önemlidir, Karya ve Karyalılar. Peki, “Neresidir?” derseniz, bugün Aydın, Muğla’nın büyük bir kısmıyla Denizli’nin bir bölümünü kapsar. İşte bu coğrafyanın içinde yer alır, adını Afrodit’ten alan kent Afrodisias... Ama öncesinde Lelegonpolis, Megapolis ya da Ninoi isimleriyle de bilinir. Hafta sonu bu güzel ve de özel kentteydim, birbirinden değerli konuklarımla... Önce Afrodisias’ı adımladık, sonrasında Karya’nın bir başka özel kenti Nysa’yı... Hâl böyle olunca, bu haftanın konusu da kendiliğinden belli oldu, Afrodisias...

Dünden bugüne...

Geç Neolitik Çağ’dan başlar kentin tarihi ama MÖ 2. yüzyılda Roma egemenliğinde önem kazanır ve Aphrodisias’ın bilinen hikayesi başlar. Sadakati vergi muafiyeti,

Yazının Devamı

Gerçek Philadelphia Anadolu'da!

15 Ekim 2019

Sonbahar, gezmek ve Anadolu’yu keşfetmek için en ideal zaman... Dolayısıyla Mahşerin Yedi Kilisesi rotasında yer alan son iki şehri de sonbahar bitmeden yazalım ki, isteyenler programlarını yapabilsinler dedim.
Bu hafta Aziz Yuhanna’nın yedi mektubundan altıncısının adresi Philadelphia’yı ya da bugünkü adıyla Alaşehir’i, haftaya da sonuncusu Laodikya’yı konuk edeceğiz bu satırlara... Böylece yedi kiliseler diye bilinen programda yer alan tüm antik yerleşimler tamamlanmış olacak.

İsim anlamı nedir?

Philadelphia, Türkçe’ye çevrildiğinde ‘kardeş sevgisi’ demek... “Neden bu isim verilmiş?” derseniz, hikayesi 2’nci yüzyılda hüküm sürmüş olan Bergama Kralı II. Attalos’a kadar gidiyor. Denir ki bu Attalos kendisinden önceki kral ağabeyi Eumenes’e derin sevgisinden dolayı, kardeşini seven anlamına gelen ‘Philadelphus’ lakabıyla bilinirmiş.
Rivayete göre Bergama Kralı Eumenes II, Roma’dan dönerken konvoy saldırıya uğrar ve öldüğü haberi gelir. Attalos II ağabeyinin yerine tahta çıkar ve onun

Yazının Devamı

Rüya gibi rotalar

8 Ekim 2019

Gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi sevenler için, sonbahar bir başka güzel... Avrupa’da bağbozumu zamanı, Kuzey Amerika Ormanları göz kamaştırıcı renkleriyle kışa hazırlanırken, güney yarımküre ilkbahara göz kırpmaya başladı.
Kanada ve ABD’nin kuzeyi artık serinken, Arjantin ve Brezilya’da havalar gezmek için ideal. Avrupa’da ise sonbahar kendini iyice hissettirmeye başladı. Kuzeyde yağışlar artarken, güney hâlâ ılık. Asya’da ama özellikle de Tibet bölgesinde ise havalar pek bir sert. Güneye tropik bölgelere inersek, muson yağmurlarına daha bir ay var.

Ve yurt içi

Antik dünyanın en önemli yerleşimlerine ve Hristiyanlığın ilk yedi cemaatine ev sahipliği yapan İzmir, Bergama, Akhisar, Salihli, Alaşehir, Laodikya ve Efes’i gezmek için ekim ayı ideal...
Dört gün ayırmanız yeterli olacaktır. ‘Mahşerin Yedi Kilisesi’ diye anılan bu yedi yerleşim, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen yerleri...
Diyarbakır’ı da ekim ayı listenize ekleyin. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Surları ve Hevsel Bahçeleri,

Yazının Devamı

Sonbahar, İstanbul'u adımlama zamanı

1 Ekim 2019

Şehr-i Konstantiniye her daim çekici, her daim güzel... Bahar ayları ise şehri adımlamak için ideal. Yaz sıcakları ve nem terk-i diyar etmiş, soğuklar yola çıkma hazırlığında, güneş pırıl pırıl aydınlatırken, yapraklar altın rengine bürünmekte...
Gezmekle bitmeyen bir şehir İstanbul! Yıllardır gezip, araştırıyor ve yazıyorum ama hâlâ bilmediğim görmediğim ve büyük bir ihtimalle bir kısmını hiç keşfedemeyeceğim daha nice güzellikler, hazineler saklamakta bağrında...
Dolayısıyla durmak yok, şehri adımlamaya devam.
Geçtiğimiz pazar günü Fest Travel’in değerli misafirleriyle Boğaziçi’nin Anadolu Yakası’nı Üsküdar’dan Anadolu Hisarı’na doğru adımladık beraberce. Osmanlı ve Müslüman kimliği öne çıkan Üsküdar’dan başlayan gezimizin ikinci durağı, bir zamanların Musevi Köyü Kuzguncuk oldu. Sonrasında Beylerbeyi’nde saraya konuk olduk, Çengelköy’de bir nefeslendik ve Anadolu Hisarı’nda günü tamamladık.

Üsküdar’dan çıktık yola..

Her dönem

Yazının Devamı

Mahşerin Beşinci Kilisesi: Sardes

24 Eylül 2019

Poktolos Çayı kenarında Meles tarafından kurulan ve muhtemelen de hiç kimsenin bu kadar ünlü ve bu kadar güçlü olacağını düşünmediği Sardes şehri, mahşerin yedi kilisesinin yollarının kesiştiği noktada yer alır yüzyıllar sonra...
Hermos havzasında Tmolos’un eteklerindeki bu şehir, yani Sardes. Yüzyıllar boyunca zenginliğin, gücün ve ihtişamın merkezi olur, namı dünyaya yayılır. Yüzyıllar içinde Hermos, Tmolos ve Poktolos unutulur gider, ama Karun’un şehri
Sardes hariç!

Para, para, para

Ve para bulunur, Karun kadar zengin olunur... Tmolos eteklerinden doğup, kentin ortasından geçen Poktolos Çayı’nın getirdiği altın tozlarıyla zenginleşir, güçlenir şehir. Koyun postlarıyla çayın getirdiği altın tozlarını toplayan Sardesliler, bunları sahile kurdukları atölyelerde işler. Kralları Alyattes, tarihe ilk madeni parayı basan kişi olarak geçer. Ardından tahta çıkan oğlu Kroisos ise muhteşem zenginliği ve ilk altın parayı basan kişi olmasıyla anılacaktır. Dilden dile aktarılarak günümüze kadar ulaşan ‘Karun

Yazının Devamı

Akhisar sizi bekliyor

17 Eylül 2019

Eğer rota Ege ise, Akhisar’da mola vermek, artık neredeyse tüm yolculukların olmazsa olmazı oldu. Özellikle de son yıllarda çıkardığı Ramiz ve Keskinoğlu gibi ulusal markalarla başlayıp, Akhisarspor’la taçlanan yükseliş, zengin tarihine rağmen pek de tanınmayan ilçeyi, yurt
çapında bilinir hale getirdi. Getirdi getirmesine ama
sahip olduğu tüm tarihi, kültürel ve doğal zenginliğe rağmen hâlâ hak ettiği noktada değil Akhisar...
Haydi gelin, bir sonraki yolculukta bir moladan fazla zaman ayırın Akhisar’a, kaybolup tozlu sokaklarında keşfedin sakladıklarını... İnanın pişman olmayacaksınız.
Yıllar boyu Akhisar dendi mi, akla ilk gelenler, tütün, zeytin, zeytinyağı ve üzüm oldu. Ama bu ağırbaşlı ilçe, yolu Anadolu’ya düşen neredeyse tüm medeniyetleri, dinleri ve iz bırakmış isimleri ağırlamış tarih boyunca... Listede yok yok! Hititler, Akadlar, Frigler, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Saruhanlılar ve Osmanlılar hüküm sürmüş, Hıristiyanlığın ilk yedi cemaatinden birinin kurulduğu, İncil’de adı geçen yerlerden biri

Yazının Devamı

Sonbaharda gidilesi yerler

10 Eylül 2019

Geçtiğimiz hafta üniversitedeki bölüm başkanım telefonu kapatırken, “Hocam unutmayın, dersler
23 Eylül’de başlıyor” diye hatırlatınca, yazın bittiğini fark ediverdim bir anda... Bizim Kuşadası hâlâ yazı yaşıyor... Güneş pırıl pırıl, sıcaklık 30 derecenin üzerinde... Dün, deniz suyu bile 26 dereceydi. Dedim ya, söylemeseler sonbaharın geldiğini anlamak mümkün değil.
Sonbaharı bırakın, kışın bile geldiğini anlamak pek mümkün olmuyor buralarda... Yazlıkçıların ve turistlerin kaybolmasıyla sakinleşen sokaklar ve erken kapanmaya başlayan dükkanlardan anlıyorum şehrin biz gerçek sahiplerine kaldığını... Bir de Lozan Meydanı’na bakan gecekondu kılıklı apartmandaki iki gece kulübünün yarattığı gürültü kirliliğinden... Nedendir bilinmez Kuşadası Belediyesi bu ikisi ve benzerlerine sebep oldukları görüntü ve gürültü kirliliğine rağmen gözünü kulağını tıkıyor. Ömer Günel başkan seçildiğinde bir nebze umutlanmıştım ama anlaşılan, o da hiç rahatsız değil bu tip

Yazının Devamı

Efsaneler diyarı Girit

3 Eylül 2019

Girit demek, mitler ve efsaneler demek... Bu efsanelerin merkezindeyse her daim Zeus ve Kral Minos yer alıyor. Kral Minos Europa ile Zeus’un oğlu... Çapkın Zeus, gönlünü Fenikeli Prenses Europa’ya kaptırır ve tanınmadan yanına gidebilmek için beyaz bir boğa kılığına bürünür. Boğayı sevimli bulan Europa, onu sevmeye başlar. Tam bu sırada boğa kılığındaki Zeus Prensesi sırtına atar ve onu Girit Adası’na kaçırır. Bu ilişkiden Minos, Rhadamanthys ve Sarpedon adlarında üç çocukları olur. Bunlardan Minos daha sonra Girit Adası’nda doğacak büyük Minos Uygarlığı’nın kralı olarak Zeus’un da desteğiyle güçlü bir donanma oluşturur ve rakip şehir Atina’yı alt eder.

Minos ile Pasiphae

Minos, Helios ve Crete’in kızı Pasiphae ile evlenir. Dördü erkek, dördü kız sekiz çocuğu olur. Günlerden bir gün, Poseidon’a kurban etmesi için kendisine gönderilen beyaz boğaya kıyamaz ve onun yerine başka bir boğayı kurban eder. Ancak bu Poseidon’un hiç hoşuna gitmez ve Minos’u cezalandırmak

Yazının Devamı