Emanet gitti, geldi

8 Mart 2011

İlk 20 dakikada iki farklı öne geçince bu maçı rahat kazanırız diye düşündü herhalde Fenerbahçeli futbolcular. Öyle ya, daha hiçbir şey oynamadan biri ofsayt tartışmalı, diğeri kaleci Serdar’ın neden olduğu penaltı golüyle öne geçmek, Trabzonspor’un Beşiktaş’ı yendiği haftada maçı stresten uzak oynamaları demekti sarı-lacivertli takım için.
Lakin doksan dakikayı bu mantıkla tamamlamanın mümkün olmadığını anlamaları için karşılarında teslim bayrağını erken çeken bir takım olması gerekiyordu. Gençlerbirliği’nin böyle bir niyeti olmadığını anlamak uzun sürmedi. Santos’un savunduğu sağ kulvarı son derece etkili kullanmaya başladı başkent ekibi. Orhan Şam ve Hurşut’un bindirmeleri gelen tehlikenin de sinyallerini verdi. Nitekim Orhan yine Santos’un müdahale etmekte geciktiği pozisyonda çok düzgün vuruşla topu Volkan’ın solundan ağlara yolladı. Golden sonra inisiyatif ev sahibi ekibe geçti. Fenerbahçe orta sahası top kontrol etmekte zorlanırken, ilk yarı boyunca sadece tek faul yapmaları son derece ilginç istatistikti. Emre oyunda yoktu. Savunmanın önünde görev yapan Mehmet Topuz’un fazla ileri çıkamaması, Alex’in ise Cem Can’ın markajında etkisiz kalışı Gençlerbirliği’nin hücumda

Yazının Devamı

Burak’la başladı, mutlu bitti

7 Mart 2011

Böylesi kritik maçta takımını 50 dakika on kişi bırakmak, Serkan gibi bir profesyonel futbolcuya yakışmayacak acemilikteydi. Lakin Serkan’ı hem sinirlendiren, hem de o gereksiz faulü yaptıran hemen önündeki Burak’ın o ana kadar ki umursamaz tavırlarıydı kuşkusuz. Beşiktaş’ın ısrarla kullandığı bu kanatta yalnız kalan ve gereğinden fazla efor sarf etmek zorunda kalan Serkan sonunda kontrolünü kaybetti.
Trabzonspor’un ilk yarıdaki etkisiz oyununun tek sorumlusu Burak değildi elbette. Necip’in markajından kurtulmak için sık sık boş alana kaçan ve dolayısıyla pas trafiğini yöneten Selçuk ile Colman’ın kendisini bulmakta zorlandığı Jaja da önemli bir faktördü. Nitekim Şenol Güneş son haftalarda belirgin bir gerileme gösteren Brezilyalı oyuncuya ancak 60 dakika dayanabildi.
Sahaya da yüreği ile oynayacak, savaşacak bir ismi, Ceyhun’u sürdü. Amacı on kişi mücadele eden takımının direncini artırmaktı. Güneş’in ne kadar isabetli bir karar verdiğini anlamak uzun sürmedi. Beşiktaş’ın Bobo ile öne geçmesinin hemen iki dakika sonrasında Selçuk-Ceyhun işbirliği skora eşitlik getirirken, Trabzonspor’un üzerindeki ölü toprağını da süpürdü adeta. Buna Sivok’un üç dakika arayla gördüğü iki sarı

Yazının Devamı

Ankara sizinle gurur duyuyor!

5 Mart 2011

Başkentte yaşayan bir futbolsever olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’ten şikayetçiyim.
Ben ve benim gibi on binlerce Ankaralı’yı dünyanın ikinci büyük futbol organizasyonunu izlemekten mahrum bıraktığı için kızgınım.
Tesis fukarası kenti yeni ve modern bir stadyumdan ettiği için de hakeza.
Melih bey!.. Kime ne Futbol Federasyonu ile olan kavganızdan...
Kaç kişiyi ilgilendirir kan davasına dönüştürdüğünüz, mahkeme kapılarına düşürdüğünüz Ankaraspor meseleniz?
Türkiye futbolda tarihinin en önemli turnuvasına ev sahipliği hakkını kazanıyor, ama başkent bu organizasyonda yer alamıyor.
Neden?

Yazının Devamı

Öfke kontrolü ve Trabzonspor

28 Şubat 2011

Şenol Güneş belli ki oyuna tempolu başlayıp, rakip savunmayı hataya zorlayarak erken bulacağı bir golle rahatlamayı planlamıştı. Nitekim santra vuruşuyla birlikte Trabzonsporlu futbolcular bu baskıyı kurup Jaja ile istediğini elde ederken, iştahlı oyun sadece 20 dakika sürdü. Bu arada bordo-mavililerin bulduğu en ciddi pozisyonu Burak’ın uzak mesafeden rakip kaleyi yoklaması idi. Kaleci Souleymanou yediği goldeki hatasını affettiren bir hamleyle topun ağlara gitmesini ve belki de maçın kopmasını engelledi.
Kayserispor Teknik Direktörü Şota’nın sahaya müdahalesi ise oyuncu değişikliği değil, oyuncusunun yerini değiştirerek oldu. Aslında bu hamle maçın da kaderini etkileyen bir sonuca dönüştü. Gürcü hoca maça sağ kanatta başlayan Amrabat’ı ofansif yanı güçlü olan Hasan Ali’nin önüne çekti. Serkan bu ikili karşısında çaresiz kalırken Amrabat’ın sol kulvardan yaptığı bindirmelerden birinde savunmanın göbeğindeki anlaşmazlığı Abdullah affetmedi. Eşitlik sayısı oyuna da denge getirdi. O çok koşan, orta alanı iyi kullanan Trabzonspor’da Jaja ve Ceyhun, Colman’a ayak uyduramayınca Kayserispor bu bölgede yaşadığı sıkıntıyı çabuk atlattı.
Trabzonspor ikinci yarıya da aynı istekle başladı.

Yazının Devamı

Hacettepe’ye vurun, ama öldürmeyin!

26 Şubat 2011

Hacettepe Üniversitesi Doping Kontrol Merkezi'nin numune analizinde yaptığı fahiş hata Fenerbahçeli kadın basketbolcusu Taurasi'ye denk gelmeseydi, ortalık bu kadar karışır, utanç verici bu durum günlerdir tartışılıyor olur muydu? Sanmam.
Ne Gençlerbirliği kaptanı Orhan Şam, ne Karssporlu Ali Mesut, ne de Ceyhan Belediyesporlu Monique yakalarına iliştirilen "dopingci" yaftasından bu kadar kolay sıyrılabilirdi.
Yaşadıkları sürece bu unvanla anılır, genç yaşlarında sporla vedalaşmak zorunda kalabilirlerdi.

Taurasi ne yaptı?
Dünyaca ünlü bir sporcu olmanın sorumluluğu ve kulübünün desteği ile bastırdı parayı, İsviçre'deki merkezden masumiyet sertifikasını alıp, gözümüzün içine soktu.
Peki, Orhan Şam veya Ali Mesut, onun gibi haklılıklarını kanıtlayacak bir girişimde bulunabilir miydi? En basitinden maddi güçleri yeter miydi?

Yazının Devamı

Hangi Trabzonspor?

22 Şubat 2011

Şampiyonluk iddiasındaki bir takım kalesinde erken gördüğü gol sonrası konsantrasyonunu bu kadar kolay yitiriyorsa ortada ciddi sıkıntılar var demektir. Bu psikolojideki futbolcu topluluğunun ya hedefe inancı kalmamıştır ya da özgüven sorunu yaşıyordur.
Trabzonspor koskoca ilk yarı boyunca işte böyle bir görüntü sergiledi. Savunmada dağınık, orta alanda top yapamayan, dolayısıyla gol yollarında etkisiz bir takım. Buna Jaja ve Colman’ın inanılmaz lakayt oyunu da eklenince Manisaspor karşısında sıradan bir takımdan farksız kaldı bordo-mavililer. Bu psikoloji ile bırakın maçı kazanmayı, puan çıkarmaları bile mucizeydi.
Devre arasında ne olduysa (!) ikinci yarıyla birlikte bambaşka bir takım sahne aldı Manisa’da. O üzerinde ölü toprağı serili ekip gitti, koşan, mücadele eden kazanmak için canını dişine takan bir takım geldi adeta. Jaja önde oynamaya başladı. Sağda Serkan, solda Cale kanatları kullanmaya başladı. Dolayısıyla Umut ve Burak ceza alanı içinde daha çok topla buluştu. İlk bilinçli hücum organizasyonunda ise gol geldi. Haftalardır suskun kalan Umut, Jaja’nın mükemmel pasında kaleci İlker’i avladı. Şenol Güneş’in Colman’ın yerine Alanzinho’yu sahaya sürmesi oyunun da

Yazının Devamı

Ey spor medyası, prangaya hazır mısın?

19 Şubat 2011

Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair yasa tasarısı Adalet Komisyonu’ndan geçti, TBMM genel kuruluna sevk edildi.
Aylardır tartışılan, en ince detaylarına kadar irdelenen tasarıdaki bazı cezalar komisyon aşamasında hafifletildi, bazıları ise suç unsuru olmaktan çıkarıldı.
Yasanın spor gazetecilerini ilgilendiren bölümünde ise kalem oynatılmadı.
Nedeni açık, basın meslek kuruluşları, örneğin TSYD ve Gazeteciler Cemiyeti gibi örgütler tasarıya hiç ilgi göstermedi.
Gösterdiyse (!) bile ilgili madde komisyondan aynen geçtiği için görüşlerin hiçbiri dikkate alınmadı.
Başta Fanatik gazetesinde Hakan Can olmak üzere birkaç meslektaşımız testi kırılmadan yol göstermeye çalıştı, ancak nafile.
Gelinen noktada, TBMM genel kurulunda ilgili maddenin içeriğinde düzenleme yapılmaz ise, spor medyası için “Tanzimat dönemi” başlıyor demektir.

Yazının Devamı

Bu güzellikleri unutmuştuk!

13 Şubat 2011

Bu skor elbette bir tarafı üzdü. Lakin ortaya konan mücadele, pozisyonlar ve futbolun süsü golleriyle iki takım da alkışı hak etti doğrusu.
İlk dakikadan son ana kadar müthiş bir tempoda geçti Sivas'ın dondurucu havasındaki müsabaka. Keyifli futbolun en önemli nedeni Trabzonspor'un daha 2. dakikada Jaja ile bulduğu gol idi kuşkusuz. Bu gol hem Sivasspor'un maçtan öncesi belirlenen oyun planlarını bozdu, hem de Trabzonspor'un ciddi biçimde zorlanmasına yol açtı.
Son 4 resmi maçında galibiyet yüzü göremeyen ve ligin ilk yarısında yakaladığı puan avantajını üç haftada tüketen bordo-mavili ekip için dönüm maçıydı. Kazanmanın dışındaki skorların Trabzonspor'daki dengeleri alt üst edeceği belliydi. Bu bilinç maç içinde tüm Trabzonsporlu futbolculara olumlu yansıdı. Dirençli ve açık bir futbol oynayan rakip karşısında uzun zamandır ilk kez böylesi hırslı göründü Karadeniz temsilcisi. Tek olumsuz yanı, Giray'ın cezalı, Egemen'in ise sakat olması nedeniyle ilk kez doksan dakika yan yana oynayan Glowacki- Mustafa ikilisinin zaman zaman hatalara yol açan uyumsuzluklarıydı. Özellikle Grosicki'nin sol kanattan yaptığı ortalarda savunmanın göbeğindeki anlaşmazlıklar, Sivasspor forveti için

Yazının Devamı