Fırtına öncesi sessizlik

28 Mayıs 2011

Seksenli yılların ortalarından beri sayısız federasyon genel kurulu, bir o kadar kavga, gürültü ve hukuk savaşı yaşadık.
Görev süresi bitmeden istifaya zorlananlar, mafyanın karıştığı seçimler, silahların gölgesinde yapılan genel kurullar ve siyasi baskı ile bertaraf edilmeye çalışılan federasyon başkanları gördük.
Futbola hükmetmek, hükümeti idare etmekle eş değerdi o günlerde.
Rant büyük, paylaşım zordu...
* * *
Haziran ayı sonunda Türk futbolunda yeni bir seçim var.
3.5 yıldır Futbol Federasyonu Başkanlığını yürüten Mahmut Özgener’in tekrar aday olup olmayacağı henüz belli değil.

Yazının Devamı

Trajik bir final oldu!

23 Mayıs 2011

Böyle bir maçı oynamak yürek isterdi. Çelik gibi sinirlere sahip olmak ve kulaklarını Sivas’dan gelecek mesajlara tıkayıp, sadece işine odaklanabilmek de ekstrası.
Koca bir sezon harcanan emeğin ve akıtılan terin karşılığının alınacağı son doksan dakikayı bu koşullarda kazanarak tamamlamak, göründüğü kadar kolay değildi. Üstelik, kazanmanın şampiyonluk için yetmeyeceğini bile bile...
Trabzonspor dün akşam Karabükspor karşısında bu atmosferi solurken, ortaya konan futbolun ve atılan gollerin tek başına bir şey ifade etmediği gerçeği, durumu daha da trajik hale getirdi.
Düşünebiliyor musunuz, sezon başında 76-78 puan alan takımın şampiyonluk ipini göğüsleyeceği hesapları yapılırken, 82 puana ulaşıp hüsran yaşamak, ne acı bir duygudur. 27 yıllık özlemin dinmesi bu kadar yakın iken, averaj hesaplarına teslim olmak da öyle hakeza...
Evet, şampiyonluk büyük başarıdır. Lakin oyunun kurallarına, koşullarına ve ona etki eden dış faktörlere bakıp değerlendirme yaptığınız vakit, Trabzonspor’un bu sezon gösterdiği performans ve elde ettiği derecenin de en az şampiyonluk kadar değerli olduğunu söylemek taraflı bir düşünce olarak görülmemelidir.
Bu kadro, ligin son düdüğünün

Yazının Devamı

Trabzonspor ve siyaset

21 Mayıs 2011

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve Alex’i makamında kabul ettiği gün, Trabzonluların futbol-siyaset ilişkisini sorgulamaya başlaması gerçekten ilginçti.
Erdoğan ile Yıldırım’ın medya mensupları önündeki “Aman Bucaspor maçında bir kaza olmasın” şeklindeki diyaloğu ise konuyu derinleştirmeye yetmişti.
Hele o maçta yaşanan penaltı pozisyonları ve geriden gelen Fenerbahçe’nin kazanması, ister yazılan senaryoya inanmak, ister Karadenizlinin bir anda patlayan öfkesi deyin, hesap sorulacak bir mecra aranmasına yol açmıştı.
Yıllardır Trabzon’a gidip geliriz.
Çarşı pazardaki tespitlerimiz, dışarıdan bakan bir göz olarak daha objektif ve tarafsızdır.
Geçen hafta esnaf, dolmuş şoförü, sigara aldığımız tekel bayi, oteldeki garson, sohbet ettiğimiz dostların tümü, ağız birliği etmişcesine aynı iddiayı seslendirmeye başlamıştı:
“Trabzonspor şampiyon olamazsa, hesabı sandıkta sorulur.”

Yazının Devamı

Alkışlar fırtınaya!

16 Mayıs 2011

Fenerbahçe ve Trabzonspor son iki haftaya girilirken, nefes kesen şampiyonluk yarışının iki önemli aktörüydü.
Saracoğlu’ndaki maçın biletleri hafta içinde kapanın elinde kaldı. Hani stat 100 bin kişilik olsa, bir o kadar daha satılacaktı.
Ya Avni Aker? Kombinelerin dışında satışa konan biletlerin neredeyse yarısına talep geldi. Zirve yürüyüşündeki takımın bu sezon kendi sahasındaki son maçında tribünlerde önemli boşluklar olması düşündürücüydü.
Peki neden?.. Çeyrek asrı aşkın bir süredir şampiyonluğa hasret kalmış bir kulübün ne eksiliği olabilirdi?
Galiba inanmak. Başarabileceğinden emin olmak ve camia olarak kenetlenebilmek.
Ligin ilk yarısı sona erdiğinde Trabzonspor’un dokuz puan gerisindeki Fenerbahçe’de başkan Aziz Yıldırım şöyle demişti: “Bu takım şampiyon olacak?”
Peki, dokuz puan öndeki Trabzonspor cephesinde durum neydi? Bu kadar önemli bir avantaja rağmen yöneticilerden aynı inancı yansıtacak iddialı demeçler yerine, temkinli açıklamalar gelmişti.

Yazının Devamı

Bir hükmen yenilginin anatomisi!

14 Mayıs 2011



Gazetecilik bu... Haberi atlatırsın da, atlarsın da. İlki emek ürünüdür. Karşılığını sayfada görmek ödüldür.
İkincisinde, kaç yıldır bu işi yapıyorsan yap, çıkaracağın dersler vardır.
İkisi de keyiflidir. Çünkü her ikisi de, daha iyisini yapmaya zorlar seni.
Sonra hem atlar, hem atlatırsın. Yıllar boyu böyle devam gider.
Peki ya gözünün önündeki haberi atlamak? Mesleki deyimle, rutini atlamak?

Yazının Devamı

Gemisini kurtaran kaptan

9 Mayıs 2011

Komplo teorilerinin gırla gittiği son virajlar öncesi merak edilen konulardan biri Bucaspor’un, Trabzonspor maçına nasıl bir kadro ile çıkacağı idi. Kendi çıkarlarını korumak bir yana, rakiplerinin yolunu daha engebeli hale getirmek için üretilen senaryoların bu haftaki kurbanı olarak İzmir temsilcisi seçilmişti. Ancak başarı için her yol mübahtır felsefesi ile hareket eden zihinler, Bucaspor’un bu maç öncesi ligde kalma umudunun matematiksel olarak sürdüğünü hesaplama zahmetine bile katlanmamışlardı.
Nitekim dün akşam Trabzonspor karşısındaki takımda, Fenerbahçe müsabakasından sadece iki oyuncunun bulunmayışı ve bu takımın son ana dek zoru başarma çabası, iddialara verilmiş en anlamlı yanıttı. Sarı-lacivertlilerin maç boyunca gösterdiği performansı görmezden gelmekse, emeğe yapılacak en ağır saygısızlıklardan biriydi.
Buna karşın Şenol Güneş, geçen hafta Gaziantepspor’u yenen takımı aynen korumuş, sadece forvetteki pozisyonları değiştirmişti. Burak ve Brozek daha önde, Umut hemen arkalarında idi bu kez. Bu tercih, en kötü gününde bile rakip savunmada baskı yaparak hızlı çıkışlarını engelleyen Umut’un hücum bölgesinden uzak kalmasına yol açtı. Brozek oyunda kaldığı sürece

Yazının Devamı

Terim ve o fotoğrafın anlattıkları

7 Mayıs 2011



Fotoğraf, Sabah gazetesinden Bahadır Beyaslan’a ait. Haberin başlığı, “Terim’in hoca adayı Avcı mı, Kafkas mı?”
ALS-MNH Derneği’nin gecesinde bir araya gelen üçlünün sohbet anında çekilen kare, saygı, öz güven ve liderlik profilini bir arada barındırıyor.
Fatih Terim konuşuyor, Abdullah Avcı ve Tolunay Kafkas dikkatle onu dinliyor.
Liderlik Terim’in doğasında var.
Avcı dikkatle, ancak müthiş bir öz güvenle Terim’in söylediklerini kaçırmamaya çalışıyor. Elleri cebinde rahat görünüyor.

Yazının Devamı

İrdelenmesi gereken bir maç!

2 Mayıs 2011

Aykut Kocaman dün akşamki penaltının da irdelenmesini ister mi bilemem ama, Trabzonspor açısından o golden daha önemlisi, Gaziantepspor savunmasının göbeğindeki Dany’nin kırmızı kart görerek oyun dışı kalmasıydı.
Bu sezon uzun aradan sonra çift santrforla oynamasına karşın, özellikle hava toplarında Dany engeli ile karşılaşan ve ilk 20 dakikalık bölümde hücumda son derece etkisiz görünen bordo-mavili ekip, o penaltı pozisyonundan sonra hem sayısal hem de fiziksel üstünlüğünü doğru hamleler yaparak lehine çevirmeyi
bildi.
Tolunay Kafkas’ın on dakikalık alternatif savunma kurgusunda stoperde Serdar Kurtuluş, sağ bekte Murat Ceylan denemesi ikinci golün gelmesini engellemeyince, Gaziantepspor’un hocası Yalçın’ı oyuna alarak bir anlamda orta alanın dinamosu Murat Ceylan’ı da feda etmek zorunda kaldı. Hesapta olmayan bu değişiklikler, konuk ekibin maç öncesi planlarını da derinden etkiledi kuşkusuz.
İlk yarı sonunda soyunma odasına üçüncü golü atarak giden Trabzonspor ise işinin böylesi kolay olacağını kırk yıl düşünse aklına getiremezdi. Şenol Güneş’in tercihlerine her zaman saygı duyuyoruz. Ancak dün Umut-Brozek ikilisinin önde baskı yapması, Burak’ın çoğu zaman onlara

Yazının Devamı