Kalite ve deneyim farkı

17 Şubat 2012

Maçın ilk yarım saatlik bölümü geride kalmış. PSV’nin her atağında Trabzonspor yarı alanında en az 20 futbolcu var. Hollanda ekibinin savunması bile orta yuvarlağın birkaç metre ötesinde. Çünkü en iyi yaptıkları iş, hücum etmek.
Öndeki üçlüde Lens, Matavz ve Mertens hem hareketli, hem fırsatçı. Hemen arkalarındaki Toivonen ise tam bir baş belası. Ofansif futbolu bu kadar seven ve doğru uygulayan bir takım karşısında savunmada inanılmaz boşluklar veren temsilcimiz, bu hataların bedelini on dakika içinde iki golle ödemek zorunda kaldı.
Aslında maça doğru bir hamle ile başladı Trabzonspor... Topa önde basarak PSV’nin hücum aksiyonuna başlamasını engelleme düşüncesi yerinde idi. Nitekim 2 dakika içinde peşi sıra gelişen pozisyonlarda Burak ve Halil’in gol girişimleri son derece etkili idi. Hele Burak’ın müthiş şutunda kaleci Isaksson’un o kritik müdahalesi olmasa bordo-mavili ekibin maça adeta 1-0 önde başlaması kaçınılmazdı.
Aslında PSV’nin bu oyun kurgusu Trabzonspor için biçilmiş kaftandı. Burak ve Olcan gibi iki süratli oyuncunun savunmanın arkasına atılacak toplarda tehlike yaratma şansı yüksekti. Ancak bu hücum organizasyonuna orta sahadan yeterli destek gelmemesi,

Yazının Devamı

Fenerbahçe, Aydınlar ve ‘CASSS’

11 Şubat 2012

“Artık Futbol Federasyonu Başkanı değilim ve konuşabilirim. İnşallah ben haksız çıkarım, ama Fenerbahçe’nin bugünkü yöneticileri kulübü uçuruma götürüyor. Kulüp, telafisi mümkün olmayacak büyük kayıplarla karşı karşıya kalabilir. Bu yönetim kuruluna ben de oy verdim, ama iyi yönetsinler diye verdim. Bu iş kavgayla olmaz. Herkesle kavgalılar. CAS’ta davaları var. Davayı kaybederlerse ne olacak? UEFA, Fenerbahçe’yi Disiplin Kurulu’na verecek. Belki 3-4 sene ceza alacak”.
Bu iddialı sözlerin sahibi eski Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar.

Hangi sıfatla?
İlk günden bu yana şike ve teşvik sürecinin içinde olan, çok kimsenin bilmediği bilgilere sahip, üst düzey yönetici kimliği ile.
Dahası, unvanlarını bıraktıktan sonra bir Fenerbahçeli olarak!
32. günde yayınlanan programda Fenerbahçe hakkındaki söylemlerinin bütününe baktığınızda, Aydınlar’ın görev yaptığı dönemde Fenerbahçe’ye ve yöneticilerine yol göstermeye çalıştığını anlamak mümkün. İçindeki Fenerbahçe sevgisini hissetmek de hakeza.

Yazının Devamı

Made in Popov!

11 Şubat 2012

Antalyaspor maçındaki berbat futbol, yenilgiden daha dikkat çekiciydi. Şenol Güneş’in de üzerinde durduğu bu tehlikeli durum hafta boyunca Gaziantepspor maçı kadrosunda geniş çaplı bir revizyona gidileceği şeklinde yorumlandı. İmkanı olsa Güneş de tercihlerinde değişiklik yapacaktı ama!.. Aması, ne Güneş’in böyle bir lüksü vardı, ne Trabzonspor’da böyle bir kadro derinliği.
Dün akşamın Antalya’dan tek farkı sakat oyuncular hariç maça Volkan Şen ile başlanmasıydı. Sezon başından beri istikrarın yakalanamadığı savunmanın göbeğinde bu kez Mustafa - Celustka ikilisi vardı. Colman, Volkan, Olcan, Halil ve Burak’dan oluşan orta alan hücum kombinasyonu verim alındığında iş yapacak bir güç olarak son derece yararlı olabilirdi. Hele kanatlar Volkan ve Olcan arasında paylaştırılınca, forvet arkasındaki Halil’in kendisini göstereceği bir maçtı. Lakin Halil son haftalardaki düşüşünü sürdürdü.
Nitekim bu tabloda son derece hırslı, ne istediğini bilen ve neler yapabileceğini düşünen bir takım vardı. Buna bir de Gaziantepspor’da Popov’un talihsizliği eklenince, Trabzonspor’un işi beklenenden de kolay oldu.
Söz Popov’dan açılmışken, oyunda kaldığı süre içinde başına gelmeyen kalmadı

Yazının Devamı

Daha kötüsü olabilir mi?

5 Şubat 2012

Trabzonspor bu sezonun en kötü futbolunu oynadı. Bakmayın tek farklı yenilgiyle kurtulduğuna. Sahadaki oyuncuların en iyilerinden kaleci Tolga olmasa, tarihi bir yenilgi kaçınılmazdı bordo-mavili ekip için.
Hiçbir şeyi doğru yapamadı Trabzonspor. Ne savunma kurgusu, ne hücum organizasyonu, ne oyun kontrolü vardı. Üstelik bölüm bölüm değil, maçın tamamında gördük bu tabloyu. Yenilgiden çok ilginç ve düşündürücü olan da bu idi.
Hani derler ya, neresinden tutsanız elinizde kalıyor, Antalyaspor önündeki Trabzonspor takımı da aynen öyle idi. Hangi birini sayalım ki? Kaptırdığı toplar, yaptığı pas hataları bir yana, sebep olduğu penaltı ile yenilgide başrol oynayan Colman mı? Orta alanı rakibe teslim eden Alanzinho ile Aykut mu? Son haftalarda müthiş bir gerileme gösteren Halil mi? Yoksa taze kuvvet diye Şenol Güneş’in ikinci yarıda sahaya sürdüğü ancak yürümekten gocunan Volkan, tek bir olumlu hareketi olmayan Henrique ya da bir başka dünyadan gelmiş gibi görünen Adrian mı?
Bu kadar kötünün arasında Burak’ın da hakkını yemeyelim! Herhalde ilk kez topla bu kadar az buluştu ve etkisiz kaldı. Rakip savunmaya pres yapmadı, adam kovalamadı, oyundan düşen orta alana yardıma gelmedi,

Yazının Devamı

Ey Futbol, sen nelere kadirsin!

4 Şubat 2012

Meslektaşı Emin Özkurt’un 29 Kasım’daki basın toplantısında açıkladığı detayları aylar sonra gündeme getiren Kısmet Erkiner, yaşamı boyunca yakalayamadığı popülariteye bir gecede kavuştu.
Bravo vallahi!
Hem de ne popülarite? Sağır Sultan’ın duyduğunu duymayan Futbol Federasyonu Başkanı’nı istifa ettirmek kolay şey mi?
Onca kulüp bunca zaman uğraşıp durdu da, Erkiner bir televizyon programıyla işi bitiriverdi.
Peki bundan 20 gün önce aynı konuyu yorumlaması istendiğinde niçin sustu Erkiner?
Neden “Ben CAS hakemiyim, fikir beyan etmem doğru olmaz” diye sıyrıldı sorulardan?
Geçen sürede ne değişti de, birden konuya değinme ihtiyacı duydu sayın hukukçumuz?

Yazının Devamı

Giray’ın kafası

2 Şubat 2012

Tamam, bu takımın skor yükünü Burak çekiyor, attığı goller ile sırtlıyor ama, bir yere kadar. Orta alanda topu kim ayağına alsa gözleri Burak’ı arıyor. Kanatlardan kim bindirme yapsa, el mahkum O’nu aramak zorunda. Sonuç? Burak adresi bulmayan her top sonrası birilerine öfkeleniyor, olmadı hakemlerle uğraşıyor. Evet, takımdaki arkadaşlık fevkalade, herkes sorumluluğunu biliyor, lakin Burak’ın da sinirlerine hakim olması, tepkilerini kontrol etmesi gerekiyor. Yapma be Burak! Dün gece iki kez istediğin pozisyonları buldun, yapsa idin golünü? Üstelik karşında, Bursaspor gibi savunmasını orta sahaya yakın kuran ve senin istediğin tarzda oynayan bir rakip vardı oysa!
Bursaspor’un bu anlayışına karşın Trabzonspor da savunmasını öne çıkararak rakibe karşılık vermeye kalkınca, ikinci yarıda oyun nerdeyse 40 metre içinde oynandı. Top bir orada bir burada saatli bomba gibi dolaşırken, hata yapanın canının yanacağı şekle büründü. Bu sezon duran ve yan toplarda kafa golü bulamayan Trabzonspor’un yüzünü ise Giray Kaçar güldürdü.
Bordo-mavili ekibin yediği gol ilginçti. Kaleci Carson’un oyuna soktuğu top, dört pasın ardından ağlarla buluşurken, geri dönmekte zorlanan savunmanın ve kademe

Yazının Devamı

Sıkı bir idman maçı

30 Ocak 2012

Olcan’ın 12. dakikada attığı golden sonra maç bitmişti zaten. Ligde artık prestij mücadelesi yapan Ankaragücü’nün ne gol atacak, ne de Trabzonspor’un hızını kesecek gücü yoktu. Bordo-mavili ekip de oyuna fazla asılmadı ilk yarının kalan bölümünde. Israrla göbeği kullanmaya çalıştı ama o kalabalığın arasından topu çıkarmayı başaramadı. Ankaragücü iyi kapandı.
Uzun aradan sonra ilk on birde forma bulan Volkan çok etkisizdi. Oysa böyle bir maçta kendini gösterme şansı vardı, bu şansı iyi kullanamadı. Giray’ın cezalı olması nedeniyle savunmanın göbeğinde oynayan Celustka - Mustafa ikilisine maç boyunca iş düşmedi. Colman ve Aykut orta alanda çok top çalmasına karşın aynı beceriyi oyun kurarken gösteremedi. Dolayısıyla geriye gelmek zorunda kalan Burak ilk yarıda istediği pasları alamadı. Takımı da pozisyon üretemedi.

Çok özel bir oyuncu
Ankaragücü ikinci yarıda savunmasını biraz ileri çıkarmaya kalkınca, farklı yenilgiye zemin hazırladı. Oyun, ilk bölümde suskun kalan Burak’ın istediği şekle büründü. Araya atılan toplarda hızını iyi kullanan, topla buluştuğu vakit son derece etkili vuruşlar yapabilen Burak, bir iki denemeden sonra istediği golü buldu. Hem kendi rahatladı, hem

Yazının Devamı

58 komedisi, TFF, UEFA ve Başbakan

28 Ocak 2012

Şike iddianamesinde sekiz takımın adı geçiyor. Fenerbahçe Asbaşkanı Nihat Özdemir’e göre sayı artabilir.
Hadi diyelim öyle oldu, on takıma çıktı. Futbolun genel kurulu 58. maddenin değişmesini kabul etmediğine göre, demek ki Süper Lig’de mücadele eden en az 8 takımın küme düşürülme olasılığı var.
Puan silme yok, para cezası yok, af yok!
Yani? 58. madde çok açık; “Şike yapan, teşvik veren, bu eylemlere teşebbüs eden küme düşürülür.”
Perşembe günü yapılan olağanüstü genel kuruldan sonra gelinen nokta bu.
Federasyon başkanı kim olursa olsun, netice belli. Suçu sabit görünen takım veya takımlar bir alt lige gidecek.
Üç mü olur, beş mi bilinmez, şike ve teşvike kenarından bulaşan dahi yanacak.

Yazının Devamı