EYT’den faydalanıp istifa edeceklere işverenlerin kıdem tazminatlarını ödemeleri gerekecek. İşveren cephesi hem bu yükün altından kalkabilmek, hem de nitelikli çalışanlarını kaybetmemek için bazı talepleri gündeme getiriyor...
Aralık ayına yaklaşıldıkça emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemede aylık bağlatmak ve sonrası için farklı konular gündeme gelmeye başlıyor. Bu konulardan bir tanesi de kıdem tazminatı...
Geçtiğimiz hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin de bu noktaya işaret etti ve kıdem tazminatının EYT ile birlikte işyerlerinde ana gündem maddesi olacağını ifade etti.
EYT sonrası pek çok işyerinde hareketlilik yaşanacak. EYT’den faydalanıp istifa edeceklere işverenlerin kıdem tazminatlarını ödemeleri gerekecek. İşveren cephesi hem bu yükün altından kalkabilmek, hem de nitelikli çalışanlarını kaybetmemek için bazı talepleri gündeme getirdi.
Talepler neler?
İşveren cephesi adına ilk açıklama Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’ndan (TİSK) geldi. TİSK bu anlamda somut taleplerini kamuoyuyla paylaştı. TİSK özet olarak; kıdem tazminatlarının garanti altına
İşçiler işlerini yaparken işverenin sağladığı makineleri kullanmakta, ham maddeyi işlemekte, verdiği araçla işleri yapmakta, telefonla iletişim kurmakta ve hatta arabayla işe gidip gelmektedir. Özellikle işçilerin kullandıkları araçların zarar riski çok yüksek olduğu için, trafik iş kazası niteliği taşıyan kazalarda sorumluluğu belirlenmesi ve işçinin sorumlu olduğunun tespiti halinde işçiden zarar tutarının istenmesi özel incelemeyi gerektirmekte, işverenin tek taraflı değerlendirmeleri yanlış sonuçlara gidilmesine sebep olabilmektedir.
Özen borcu
İşçiler kural olarak işverenlerinin yönetimleri altında faaliyet gösterdiklerinden, işin yapılması sırasında doğan zararlardan sorumlulukları sınırlıdır. Çünkü işin görülmesi sırasında işin doğası gereği veya dışsal nedenlerden birçok zarar doğabilmektedir. İşçiye yükletilemeyen bu tür zararlardan işçinin sorumlu tutulması adalete uygun görülmemiş, işverenin işleten olması nedeniyle, işletmesel zararlardan sorumlu olması gerektiği kabul edilmiştir. Fakat sınırlı da olsa
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan yeni bir çalışma, Rusya - Ukrayna savaşı başta olmak üzere mevcut krizlerin sürmesi durumunda, küresel işgücü piyasasının daha da kötüye gideceğini söylüyor. Bu anlamda, ILO tarafından koronavirüs salgını döneminde yayınlanmaya başlayan “Çalışma Yaşamı Gözlemi” raporunun 10. baskısına göre, çoklu ve üst üste binen ekonomik ve siyasi krizler işgücü piyasalarında toparlanmayı tehlikeye düşürüyor. Bu nedenle ne yazık ki hem işsizlik hem de eşitsizliklerin daha da
artması gündemde.
Düzelmeye başlamıştı...
2022 yılının başında, küresel çalışma saatleri, başta yüksek vasıflı meslekler ve kadınlar olmak üzere güçlü biçimde toparlanmaya başlamıştı. Ancak bu toparlanmanın ardındaki itici güçlerden biri kayıt dışı işlerin artışı oldu. Yıl boyunca durum daha da kötüleşti ve ILO tahminlerine göre 2022 yılının üçüncü çeyreğinde küresel salgın öncesi düzeylerin
Her EYT’li emekli olacak mı? Emekli olan EYT’li çalışmaya devam edebilecek mi? EYT’de fazla mesai hesabı nasıl olacak? EYT’linin emekli aylığına hak kazanması için ne yapması gerekecek? Sık sorulan sorular EYT için kritik öneme sahip.
Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili düzenlemede sona doğru geliniyor. Önümüzdeki ay Meclis gün-demine gelecek kanun taslağının yasalaşması sonrası işyerlerinde hareketlilik yaşanacak. Kıdem tazminatı ve aylık bağlatmak için yapılması gerekenler ön plana çıkacak. Ben de bugün bu konularda akıllara takılan sorulara cevap vermek istedim.
1. EYT düzenlemesi sonrası hak kazanan herkes emekli olabilecek mi?
EYT konusunda yapılacak düzenlemeye bağlı olarak kimlerin hemen emekli aylığı bağlatabileceği konusu değişecektir. Eğer düzenleme 8 Eylül 1999 öncesinde var olan kadınlarda 20 erkeklerde 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim günü doldurma koşulunu getirirse, EYT mağdurlarının tamamı bu dü-zenlemeden yararlanır. Ancak sigortalılık süresi ve 5000 prim günü tamamlanmışsa ya da yeni getiri-len
Birçok iş sözleşmesinde birden fazla işte çalışmayı sınırlandıran hükümlere rastlanıyor. İşçilerin aynı anda birden fazla işverene bağlı olarak çalışmaları anayasal çalışma özgürlüğünün bir uzantısıdır...
Günümüzde giderek işçilerin birden fazla işte çalışmaya başladıklarına daha sık şahit oluyoruz. Bunun temel nedeni ekonomik olmakla birlikte, kimi işçiler de farklı alanlarda çalışmalarını aynı anda sürdürmek istedikleri için bu yönteme başvurabiliyorlar. Birçok iş sözleşmesinde de bu şekilde birden fazla işte çalışmayı sınırlandıran sözleşme hükümlerine rastlanabiliyor. Bu hükümlerin geçerliliği tartışma konusu olmakla birlikte işverenler ilgili hükümlere dayanarak işçileri işten çıkarma veya tazminat talep etme yoluna başvurabiliyorlar.
Kural serbestlik
İşçilerin aynı anda birden fazla işverene bağlı olarak çalışmaları anayasal çalışma özgürlüğünün bir uzantısı olarak yasaklanabilir bir durum değildir. Bu nedenle
OECD ülkeleri arasında uzun çalışma süreleri açısından ilk sırada yüzde 27 oranı ile Meksika yer alıyor. Çok uzun saatlerle ücretli işlerde çalışanların en fazla olduğu diğer ülkeler arasında Türkiye yüzde 25 ile ikinci ve Kolombiya yüzde 24 ile 3’üncü sırada bulunuyor.
Tüm çalışanlar, doğru iş - yaşam dengesini bulma zorluğuyla karşı karşıyadır. İş, aile sorumlulukları ve özel yaşamı başarılı bir şekilde bir araya getirme becerisi gerek çalışanlar gerekse verimlilik beklentisi içinde olan işverenler açısından çok önemlidir. İş-yaşam dengesi, yalnızca iş ve özel yaşam arasındaki zamanın eşit dağılımı değildir. Daha çok profesyonel alanda çalışabilme esnekliği ile kişisel yaşam için harcanacak zaman ve enerjinin korunması anlamına da gelir.
İş - yaşam dengesi, bir kişinin kariyerinin gereklilikleri ve kişisel yaşamın gereklilikleri ile ilgili olarak aynı düzeyde önceliklere sahip olmasıyla ortaya çıkıyor. İş ve özel hayata zaman ayrılması, çalışma hayatında aktif olan pek çok kişi tarafından
Okullarda 14-18 Kasım arası ilk ara tatil başlayacak. Çalışanlar yıllık izinlerini çocuklarının ara tatiline göre planlamak istiyor. İşte izin hakkında merak edilenler...
Okulların ara tatillerini yılda iki kez yapması ve yarıyıl tatilinin de devam ediyor olması nedeniyle çalışanlar yıllık izinlerini çocukların ara tatiline göre planlamak istiyor.
14-18 Kasım tarihlerinde ilk ara tatil başlayacak. Beş günlük süre boyunca okulların tatil olacak olması nedeniyle işyerlerinde yıllık izin planlamaları gündeme gelmeye başladı. Yıllık izinde inisiyatif işverende. Ancak insan kaynakları birimleri şimdiden planlamalara başlayarak çalışanların isteklerini karşılamanın formülünü bulmalılar.
Kimin, kaç gün izni var?
Yıllık ücretli izin, bir tam yıl aynı işverene bağlı çalışmanın karşılığında elde edilen bir hak. Yıllık ücretli izin süresi de işçinin kıdemi arttıkça artıyor. Aynı işverene bağlı olarak bir yıldan beş yıla kadar çalışan işçilere 14 günden, beş yıl ve daha fazla, on beş yıldan az çalışanlara 20 günden, on beş yılda fazla
2021’de gerek hanehalkı gelirlerinin artması gerekse salgında uygulanan vergi ve sosyal yardım politikalarının kaldırılması, OECD ülkelerinde ücretler üzerindeki etkin vergilerde artışa yol açtı...
İstihdam üzerindeki yükler, hem bireylerin istihdam kararlarını ve seçeneklerini, hem de firmaların işe alım kararlarını, yani kaç kişiyi istihdam edeceklerini etkiler. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) tarafından yayınlanan Ücretlerin Vergilendirilmesi 2022 Raporu’na göre, küresel ekonomi toparlandıkça ve çok sayıda ülke küresel salgınla mücadelede uygulanan önlemleri geri çekmeye veya kademeli olarak azaltmaya başladıkça, 2021 yılı itibarıyla işgücü üzerindeki vergiler de 2021’de toparlanmaya başladı. OECD raporu, çok sayıda OECD ülkesi için 2021 yılı itibarıyla ‘vergi takozu’nda bir artışa işaret ediyor. Bu durumun nedeni, esas olarak salgınla mücadele kapsamında hanehalklarını desteklemek için getirilen önlemlerin geri çekilmesi veya azaltılması.
Vergi geri dönüyor
2021