Onları görmezden geliyoruz, aç bırakıyoruz,
dövüyoruz, dövüştürüyoruz, barınaklara tıkıp ölüme terk ediyoruz... İşkence ediyoruz, zehirliyoruz, tecavüz ediyoruz. Ama onlar gene de bir kap mamaya hatta bir dokunuşa, yaptıklarımızı unutup bize yine güveniveriyorlar.
Bizde olmayan sadakat, onların genlerinde var adeta. Bizim için denek oluyorlar, mayın arıyorlar, bomba kontrolü yapıyorlar, uyuşturucu buluyorlar, enkaza girip can kurtarıyorlar.
Van depreminde yine arama-kurtarma ekipleriyle beraber çalıştılar. Cip de onlardan. Azerbaycan kurtarma ekibindeki yedi köpekten biri. Depremden 102 saat sonra enkaz altından canlı olarak çıkartılan İmdat Padak’ı o buldu. Havlayarak Padak’ın yerini ekiplere gösteren Cip’in ayağı, o sırada gelen bir taşla kırıldı. Ayağı alçıya alınan Cip, şimdi Azeri ekibinin üslendiği okulun bahçesinde dinleniyor.
Eve kedi almaya karar veren herkese önerim şudur: “İki kedi birden alın.” Çünkü hele çalışıyorsanız ve hayvan uzun saatler evde tek başına kalacaksa, canı sıkılmaz, eğlenir, sizi eğlendirir, daha az ilgi ister vs vs. İşi de tek kediden farklı değildir. İki kaka toplayacağınıza dört kaka toplarsınız. “İki tabak yıkamaya üşenirim” derseniz de mama kaplarını büyütürsünüz oldu bitti. İş olarak da fazla bir yorgunluk yaratmaz. Hatta üç, dört ya da beş kedi için de durum aynıdır. Hayvanın fazlasından zarar gelmez. Ama evdeki nüfusun çoğunluğu, bir yaş altı kedilerden oluşuyorsa zaman zaman uyku problemi yaşayabilirsiniz ki bu aralar benim başıma gelen de bu.
Geceleri evde parti var
Bilindiği üzere kediler günün büyük çoğunluğunu uyuyarak geçirir. Bizde de durum böyle. Sabah ben kalkınca uyanırlar, ben giyinip servise yetişene kadar onlar çoktan yeniden uykuya dalmış olurlar. Ben eve gelince hareket başlar (Evde yalnızken yatıp enerji topladıklarını düşünüyorum.) Gene yemek yerler. Evde ben neredeysem peşimde dolanırlar. Sonra yine köşelerine çekilip uykularına devam ederler. Ta ki gece olup ışıklar sönene kadar...
Eğer ben gece yarısı olmadan yatarsam, tamam. Yok saat 00.30’u
Bu Simba. 7 aylık, erkek . Kendisi şu sıralar evin sapığı konumunda. Henüz normal bir kedi boyuna bile gelmedi. Ama evde kimi yakalarsa ensesinden ısırıp üzerine çıkmaya çalışıyor. Aslında ne yaptığının ya da niye yaptığının tam farkında değil. Ama içgüdü işte... Kim miyavlasa sanki onu çağırmış gibi yanına koşuyor. Ya da kendi halinde uyuyan hayvanların tepesine tırmanıyor.
Şimdilik komik gözüküyor. Ama birkaç hafta sonra bağırmalar, ulumalar başlayacak. Ve tabii sonra da koku bırakmalar... Öyle bir koku ki, ne çişe ne kakaya benziyor. Hani bazen, özellikle kedili mahallelerden geçerken burnunuza keskin bir koku gelir. İşte o. Halk arasında ‘siğmek’ de deniyor. Erkek kediler alanlarını belirlemek ve dişilere çiftleme çağrısı yapmak için spermleri atıveriyorlar.
Elbette Simba’yı ve bugüne kadar birlikte yaşadığım diğer kedilerin hepsini kısırlaştırma nedenim sadece gürültü ve koku değil. Ev ortamında yaşayan ve kısırlaştırılmayan erkek kediler agresifleşiyor. Hatta saldırganlaşıyor. Çünkü en temel içgüdüsünü engelliyorsunuz. Ayrıca çiftleşemediği için acı çekmesi de cabası. O “Oğlum bir kere yapsın” ya da “Kızım bir kere doğursun anneliği tatsın” tarzı hastalıklı düşünceler
Antibiyotik tedavisi devam ediyor. Ama iştahı yerinde. Sahiplenilmeyi bekliyor. İletişim: 0 532 733 31 96
Bu minik kız henüz iki aylık. Bir hayvansever tarafından çocukların elinden kurtarılmış. Çocuklar önce dört parmak kalacak kadar kuyruğunu kesmişler, sonra da iki kulağını kökünden. Geçen hafta Kelebek’teki Güzin Abla köşesinde Ayvalık’ta çocuklar tarafından boğularak öldürülen altı köpek yavrusundan bahsediliyordu. Yine bir süre önce Avustralya’da yarım saatte 13 hayvan öldüren yedi yaşındaki çocukla ilgili bir haber vardı.
Son dönemde çocukların uyguladığı şiddet dehşet verici. Bu çocukların hepsi ailesinden şiddet mi görüyor, orada burada görüp taklit mi ediyorlar yoksa meraktan, bilinçsizce mi yapıyorlar ya da hepsi geleceğin seri katilleri mi olacak bilemem. Ama internette okuduğum bir cümleyi paylaşmak isterim “Daha nazik ve iyilik dolu bir insan toplumunun evrimi, çocuklarla hayvanlar arasında daha olumlu ve pozitif bir etiğin savunulmasıyla geliştirilebilir.”
Lütfen çocuklarınızı hayvanlardan uzak yetiştirmeyin. Küçük yaşta hayvan sevgisini öğrenmeleri, paylaşımı, saygı duymayı, kendinden başka canlıların farkında olmayı, güçsüzü korumayı ve empati kurmayı
Bolluca Ormanları’nda terk edilen köpekler topluca zehirlendi. Ne yazık ki 5-6 köpek kaybedildi. 15’ineyse gönüllüler ve sivil toplum dernekleri tarafından müdahale edildi
29 Eylül gazetelerinde Bolluca Ormanları’nda terk edilen sokak köpeklerinin topluca zehirlendiği haberini görmüşsünüzdür. Hayvanları beslemeye giden gönüllüler birkaç hayvanın halsiz olduğunu görüyor. Etrafta biraz dolaşınca toplu bir zehirlenme vakası olduğu anlaşılıyor. Facebook ve twitter’dan yapılan çağrılarla acil yardım ve kurtarma kampanyası başlatılıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ilaç ve veteriner desteği verdi, Şişli Belediyesi çadır kurdu, Haçiko, Haysev, Hayvist malzeme yardımı yapıp ulaştırdı, AKUT yine kocaman bir çadır ve sahra mutfağı kurdu. Kızılay, branda ve battaniye yollayarak sanırım ilk kez hayvanlara yönelik bir yardım yaptı. Onlarca hayvansever gece boyunca köpeklerin başında bekledi, serumlarını tuttu.
Sonuçta 50-60 kadar köpeğe müdahale edildi, durumu ağır olan 15 hayvan kliniklere götürüldü. Bu arada ne yazık ki 5-6 köpek kaybedildi. Ama zehirlenip kuytuya kaçmış, bulunamamış ve muhtemelen ölmüş köpekler de olduğundan şüpheleniliyor. Çünkü çevrede bunun katbekatı
Aşağıdaki liste bir hayvansever tarafından hazırlanmış. İnternette rastlayınca kendi tecrübelerimi de katarak paylaşmak istedim
* Sokağınızdaki hayvanların kolaylıkla erişebileceği gölgelik bir yere daima genişçe bir kap su koyun ve bu suyu mümkünse her gün değiştirin. Sadece kedi ve köpekler için değil, kuşlar için de içecek temiz su bulmak, en az yiyecek bulmak kadar büyük sorun.
* Özellikle soğuk havalarda arabanıza binip çalıştırmadan önce motor kapağını açıp bakın, tekerleklerin üst kısımlarını kontrol edin. Kediler sıcak olduğu için buralara geliyor. Sadece bir dakikanızı alacak bu kontrol, bir kedinin hayatını kurtarabilir.
* Konserve kutularını çöpe atmadan önce mutlaka ağızlarını ezerek kapatın. Sokak kedileri kutunun dibinde kalan yiyecek kırıntılarına ulaşmak için kutuya başlarını sokmayı deneyecek. Bunu yaparken kutunun sivri kenarları nedeniyle yaralanabilir, kör olabilir, hatta başını kutudan çıkaramayabilir.
* Çöplerinizi, gıda maddeleri ve diğerleri (örneğin cam, kağıt, plastik, pil, ilaç vs.) olarak ayırın. Bu hem yiyecek bulmak için çöpleri karıştıran sokak hayvanları hem de geri dönüşüm için faydalı. Bu sayede sokak hayvanlarının yiyecek
Önceki gün çeşitli mecralarda ‘Hayvan barınağı AB’nin eğitim adresi oldu’ başlıklı bir haber vardı. Haberde, bahsi geçen Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi’nin alanında Avrupa’nın en büyük, en modern tesisi olduğu vurgulanıyor ve stajını burada yapan Fransız veterinerlik öğrencisinden bahsediliyordu. Ben de merak edip araştırdım. Ve açıkçası çok şaşırdım.
114 dönüm ormanlık alan üzerinde 13 binadan oluşan merkezde sürekli olarak 5 veteriner hekim, 1 veteriner tekniker, 1 laborant ve 2 sağlık memuru çalışıyor. Poliklinik, operasyon ünitesi, operasyon sonrası müşahade , karantina pansiyon, yavrulu anne bakım (ve hepsi yerden ısıtmalı) gibi bölümlerin yanı sıra sadece 4 bin metrekarelik, 20 ayrı bölümden oluşan bir doğal yaşam alanı bulunuyor. Görseniz köpeklerin hepsi ne kadar mutlu.
Merkezde pansiyon, köpek eğitimi ve sahipli hayvanlar veterinerlik hizmetleri de veriliyor. Çocuklar için bir oyun parkı, aktivite ve eğitim alanları da unutulmamış. İsterseniz at da binebiliyorsunuz. Anlaşılacağı üzere sadece belediyeye masraf çıkaran değil aynı zaman da gelir getiren de bir yer. Keçi ağılı, at tavlası gibi bölümler de var. Ama benim en çok
Geçen gün internette ‘İki bacaklı muhteşem köpek Kandu’ isimli bir haber videosu dolaşıyordu. İsmi İngilizce ‘yapabilirsin’ anlamındaki ‘can do’dan geliyor. Kandu ön bacakları olmayan bir Jack Russell. 2005 yılında yaşadığı rehabilitaston merkezinden Ken ve Melissa Rogers çifti tarafından evlat edinilmiş. Tekerlekleri olan özel bir yeleği var. Onunla evde ve dışarıda koşup oynayabiliyor. Kış için, bir de kızaklı olanını yapmışlar. Onunla da karda kayarak rahatlıkla hareket edebiliyor. Dört bacaklı bir köpekten hiç bir farkı yok, insanlara ilham vermesi dışında.
Kandu ve sahibi, yaşadıkları Amerika, Steamboat Springs’teki ‘Heeling Friends/İyileştiren Dostlar’ programında çalışıyor. Araştırmalar hayvanla terapinin kan basıncını ve kalp atış hızını düşürdüğünü, insanı sakinleştirdiğini, ağrı- larını ve kısıtlanma duygusunu unutturduğunu gösteriyor. ‘Heeling Friends’ de hayvanların bu iyileştirici ve rahatlatıcı gücünden yararlanan tıbbi bir program. Köpek sahipleri sadık dostlarıyla okulları, hastaneleri ve huzurevlerini ziyaret ediyor. Amaç oradakilerin yüzünde bir tebessüm bırakmak.
Okuma öğreten köpekler
Hayvanla terapi birçok gelişmiş ülkede uygulanıyor ve kabul