Önce Konya, sonra Torino, sonra Fenerbahçe, sonra Nihat ve his friends işte. Bir türlü kazanamıyorlardı işte. Kimi arzu edersiniz bu hafta deselerdi, mesela yüz Galatasaraylı'ya. 99'u bence Akçaabat derdi, o kalan "bir" de tercihini dışarıdan değil, içeriden kullanırdı bence. Bizim PAF takımıyla oynayalım derdi bence. Galatasaray kazanmak istiyordu. Galatasaraylı da... Akçaabat da ya yeniyor, ya da yeniliyordu (yedide altı). Ama genellikle yeniliyordu. Berabere bile kalamıyordu, ya da kalmıyordu...
Terim, İspanyollar'a karşı ikinci kırk beşte o sezonun en tempolu otuz dakikasını oynayanlarla başlamıştı maça, Akçaabat yabancısız, ve de iddiasızdı. Nasıl olsa Kovaçeviç de yoktu, Nihat da yoktu. İnanmayacaksınız ama Olimpik Stat'ta dün rüzgâr da yoktu. Ve de işte Tamas da yoktu. Yine de ilk otuz beş küsura kadar vallahi de billahi de futbol adına hiçbir şey de yoktu. O dakikada frikik oldu. Frikiği Frank de Boer attı, gol oldu. Tam zamanıydı bence ama, sustum. "Ya, o Barcelona'da oynamıyor muydu ?" Galatasaray 1 - 0'dan sonra da sıkıyordu, Galatasaraylı 3 - 0'dan sonra da sıkılıyordu. Düşünün 3 - 0 olmuştu, Galatasaray yine oyunu sıkıştırıyordu ve de yine sıkıyordu. İkinci kırk beşte "Ne olur da değişir bu Galatasaray" diyorduk. Hiçbirimiz kendi kendimize sorduğumuz bu soruya bile bir cevap bulamıyorduk. Hasan çıktı, ikinci kırk beşte Bratu vardı. 3 - 5 dakika içinde bir attı, bir attırdı. Gerçi attırdığı ona yazılmamıştı, ama bence attığından daha goldü. Çünkü onun attığını da atan o değil, bence ona attırandı. Tuhaf ama, mesela dördüncü de Sabri'ye yazılmıştı. Atan oydu gerçi. Ama bu golde de atandan çok attıranın rolü vardı . Dün bir şey daha hissettim ki, bu duyguyu ilk defa hissetmedim. Üstelik bunu tek başıma da hissetmedim. Evet, Galatasaray sıkıyordu, Galatasaraylı da artık "eski"lerden sıkılıyordu, gerçi onlarda Terim gibi "eski"lere belki vefa borçlu, belki minnet borçlu, belki başka şeyler de borçlu, hatta belki çok şey de borçluydu. Tabii, eski günlerine dönmek istiyorlar, ama "yeni"lenerek dönmek istiyor. Terim'in yanında ilk kırk beşte oturan yeni yüzler, çoğunun ikinci kırk beşi de beklemelerinin tek sebebiydi bence. O "Yeni yüzler" olmasa çoğu ikinci kırkbeşe kalmazdı bile bence.
SPOR
BUZ GİBİ ZAFER: 4-3
At yarışları
Avrupa ligleri
Fener'e, Tofaş çarptı: 75-67
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Iverson'dan 104 trilyonluk imza
'DEMİR' leydi
Her şey Sergen için!
Sihirbaz değilim
Aslan'a protesto
İlk aday Ağaoğlu
Bela geliyorum demez!
Körfez'den ilk ikram: 1-1
Boğa diz çöktü: 0-3
Timsah çakıldı: 2-1
Loeb arayı açtı
Gençler tufanı: 6-0
Minderde iki fire
Haber turu...
Tamas'lı da Tamas'sız da
Bir dolar
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010