Ah o Victoria olmasa...
Ah o Victoria ona imaj yapmasa..."Yada Allah aşkına şu Beckham kim ki? Bizim Sergen ondan daha iyi değil mi ki?". Günaydın valla. İtalya'nın o "pasta"sıyla bizim makarnamız arasındaki fark peki?..
Mesela spagetti bolonese, kıymanın imajlandırılmışı değil mi sanki? Ya da bu bizim kıymalı makarna değil mi sanki? Saçı, maçı, karısı işte. Ya da mesela penne arabiata işte. O da domateslisi biberlisi, makarnanın Beckham'ı işte.
Sağı eh işteden biraz iyice. Solu zaten yok. Kafa vuramıyor, çalım atamıyor. Çocuk soruyor.
- Baba, peki bu adam Real Madrid'de oynamıyor mu?
Ve tabii en geyiklasik cümle. "Abi herifi öyle bir pazarlıyorlar ki"
Günaydın valla.
İnanır mı sanki?
Evinde "Ulan yine mi makarna be kadın" diye fırça çeken o bizim herife, Allah'ın her günü penne menne, tortellini mortellini diye uzununu, kısasını yuvarlağını üstelik en ucuzunu onbeş euroya sokuşturmakla Beckham'ı 40 milyon dolara Madridliler'e pazarlamanın ne farkı var ki? Devam edelim. Sardı beni konu. Kore'de Çinli'ye, Rusya'da Finli'ye rizottosunu en az 20 Euro'ya yediren İtalyan'a biz evlerimizde o rizzottoyu "Aman pilavı fazla yemeyin, zeytinyağlıya da yer kalsın" diye sunduğumuzu, ya da "Bi pilav yapar yeriz işte, takma kafana" şeklinde de yediğimizi ve ne kadar ucuzlattığımızı anlatsak inanır mı sanki?
Beckhamlı İngiltere geliyor ya. Sergen de, Chelsea'ye iki tane çaktı ya. İşte yine bir sabah erken, yine tam da horozlar öterken uyandılar mı yoksa? Taaa o zamanlardan beri o kadar yırtınıyorum ki, ya da az yırtırnmadım ki, Ben mesela Mardin'e senede iki milyon turist getiririm gibi, hani İtalyanlar'ın on mislini Toscana'ya getirdikleri gibi.
Yalçın Granit'e
Bana basketbol yazmaktan kaçıyorsun diyorsun. Kaçmıyorum. Basketbol'u kaçırıyorum belki de, ya da bu ligi basketbolseverlerden kaçırıyorum belki de. Hem sen tam sayfa basketbol yazarken Türk basketbolu yazdın mı sanki Yalçın abi? "Niye hep NBA Yalçın abi ?" deyince, ne diyordun. "Kaçıyorum Türk basketbolundan". Senle iyi bir ikiliyiz, diğer ikililerden de farkımız birbirimizden de farklı olmamız demiştim hatırlarsın. Basketbol yazsam da böyle yazacaksan yazma diyeceksin belki de bana. Belki basketboldan kaçıyorum, ama işte basketbolu da seveninden kaçırıyorum.
Ne 'P'miş be!
Baş harfi "P" mi acaba demiştim. Bir hafta sonra da, o Napoli koyunun baş harfi "P"miş diye eklemiştim. Amma da meraklısı varmış "P"'nin. Sırf o koya gelen mail sayısını söylesem mi, ya da nazar değer belki, söylemesem mi? "Kendini ne zannediyorsun sen" de var "P", Pino Daniele ve Napoli, kimsin sen be" de var, ve daha neler neler de var. Evet, o koyun amma da meraklısı varmış, ve tabii Köyün Delisi'nin de. Ve acccaip hoşuma gitti tabii benim de.
Mesela Sergen'e kızıyorlar değerini bilmiyor diye. Mardinli'ye kızmıyorlar ama Mardin'in değerini bilmiyor diye. O Beckham'dan iyiymiş. Mardin, Siena'dan kötü mü? Biri Sergen gibi kalmış, Mardin yani, öbürünü Beckham yapmışlar, Siena yani.
Peki her mahallede "Ah o oynasaydı" denilen bir "o" yok mu sanki? Ya da her sokakta Sergen'inkinden de iyi bir "sol". Urfalı çoban İbo'dan iyi. Ama o İbo da Pavarotti'den de iyi , bu ülkede konuşulurken yoksa kafalar mı iyi.
Yazarken eğleniyorum da valla. Saçı maçı, karısı, Victoria'sı diyorsunuz ya, Santorini de, Büyükada'nın saçlısı maçlısı, karılısı, Victarialandırılmışı , pazarlandırılmışı işte. Çıkartın bakalım, Formula'yı, prensi, prensesi, kralı mralı, sponsorları Monaco'dan. Moda mı, Monaco mu? Hele o çıkarttıklarınızı bir de Moda'nın içine koyun..
Tedavimiz yok ki
O Sergen'den yeteneksiz bulduğunuz Beckham'ın buralara getirilişi, yetenekliliğin ağababası değil mi sanki? Biri Ronaldo, Raul, Zidane ile oynayacak, diğeri arkasında Giunti, Yasin, Pancu gibi koşanlar olmasa belki Beşiktaş'ta bile oynayamayacak. İngilizler'den yetenekliyiz tabii. En azından Emre'si memresi, Yıldıray'ı mıldırayı, Nihat'ı mihatı, vesairesi ile bu İngilizler'den bayağı da yetenekliyiz tabii. Ama hâlâ galibiyetimiz yok. Bırakın galibiyeti golümüz bile yok.
Öyle saç maç, Victoria mictoria, işte imaj mimaj deyip kurtulamazsınız bu işten. Öyle dediğiniz gibi de değil zaten. Geçenlerde biri bizim Türkbükü Portofino'yu bozar diyordu. Ama işte o şarkıdaki adam "I found my love in Portofino" diyordu. "I found my love in Türkbükü demiyordu". Bizim mahalledeki terzi ile bağlayalım. Her gün yemin ediyor. Vallahi de billahi de bizim oğlan Cem Yılmaz'dan da daha yetenekli, hem de öyle yetenekli ki.
Tedavimiz yok ki...
Milliyet öyle bir iş becerdi ki, helal olsun vallahi. Cemal Ersen ve Nevsal Elevli, Alpay'ı konuşturmuşlar ya. Bakın neler diyor Alpay neler. Dayanamıyorum ben de tabii, araya İstanbul'dan da giriyorum tabii.
Alpay-Tükürük suratıma gelseydi kızmazdım. Ama Ay-Yıldızlı formamın üzerine geldi.
Ben-Hayır, tükürük sanaydı, formanın üzerine mecburen geldi. Ne yani, formanı kaldırıp da mı tükürecekti? İşin içine Ay-Yıldızı, formayı filan katma. Tabii bizi de katma.
Alpay-Bana her türlü küfür edilebilir. Hiç kimse, ama benim formama bunu yapamaz.
Ben-O zaman çırılçıplakken mi küfür edilirse bir tek sana edilmiş olur? O anda üstünde forma varsa, o küfür formaya mı edilmiş oluyor? Mesela Vakko'nun bir kazağı olsaydı o küfür Vakko'yu mu bağlardı, kazağınını mı bağlardı yoksa içindekini mi?
Alpay-Burada kalıp bir Türk'ün neler yapabildiğini göstermek istiyorum.
Ben-Orada yaptığın her şey seni bağlar zaten. Türk'ü, Türkler'i, mesela beni niye bağlasın ki?
Alpay-Milliyetçiliğimi kimse tartışamaz.
Ben-???(Milliyet gazetesini mi kastediyor acaba)!!
Pes be, değil mi? Vallahi de billahi de pes be, değil mi?
Haklısınız "O"nu seviyorum derken risk alıyoum tabi, "O"na yazarken de tabi, bisürü kadına boş verirken de tabi. Değer mi peki? Diyorsunuz ya. Bilmiyorum ki, hiç de düşünmedim ki. Ne hissedersem onu yaşarım ben. Demek "O"nu hissediyorum ki... Gerisi de zaten önemli mi ki?
"Ayağımız kanadığında kanımızı emmek isteyenlere izin verebiliriz. Ama reyting uğruna ülkenin kanının emilmesine evet diyemeyiz" Şenol Güneş(Türkiye A Milli Futbol TakımıTeknik Direktörü)
SERİ İLANLAR
Cuma'ları ise Milliyet'teyiz (Başka şubemiz yoktur.)
İmza: Köyün Delisi
SPOR
Asla vazgeçmem
At yarışları
Avrupa ligleri
Potada tek maç
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Saatli bombalar!
Sultanlar'a test
Luce köşeye sıkıştı!
Bu gol çıkmaz
Aslan sıkıntılı gitti
Fatura Aybaba'ya
Tükürük yalanı
Azgınlar!
Horosan duble yaptı
HAYDİ GÖREVE
Sansınız bol olsun
Antep, Sağlam basıyor!
Papaz kurtardı!
Haber turu...
Saçı maçı, bi de karısı
Mola bitmiyor
Tamam mı, devam mı?
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010