Fatih Terim'in, Milan'ın coachu olduğu günlerdi. Milano'nun Malpensa'sına inmiştim. Gümrükçülerden biri beni görünce yanaştı.
- Onu tanıyor musun ?
- Evet
Çok şaşırmıştı. Nasıl yani dedi, karşılaşınca konuşur musunuz ? Hatta Öpüşürüz de dedim. Hayal kırıklığına uğramıştı. O veya onların on metre yakınından bile daha bir Milan coachu geçmemişti. Milan'ın coachu, Silvio Berlusconi, Eros Ramazotti, Marcelo Lippi ile öpüşebilirdi. Ama benle ? (Gerçi ben de Terim ile Milan coachu iken görüşmedim, öpüşmedim de).
- Nasıl ulaşıyorsun peki ?
Elimdeki cep telefonunu gösterdim.
- Yani şimdi ararsan o pronto (alo gibi) mu diyecek ?
Sonra döndü, arkadaşlarına bağırdı.
- Heeey. Benim de artık bir Milan coachunun arkadaşı olan bir arkadaşım var.
Sonra da öptü beni. Heyecanlanmıştı. Bir Milan coachunun arkadaşını öpüyordu. Yılda on milyon işadamının (turist değil) geldiği o Milano'nun, o saat başı kimlerin inmediği iki havaalanının birinde Milan coachunun bir arkadaşının yarattığı etkiye bakın. Terim, Fiorentina coachuyken de arkadaşımdı. Ama, o Milan coachu olunca kurum üçe - beşe katlanmıştı.
HANİ Terim, Kopenhag'daki Arsenal finaline çıkarken, Galatasaraylı futbolculara sormuş. Aranızda UEFA Kupası'nı alan var mı ? Bülent sen, Hakan sen, ya da Taffarel, Popescu, Hagi, ya siz ? Çıt çıkmamış. Hadi çıkın o zaman. Arsenal'i yenin ve o kupayı alın. Ben de soruyorum. Aranızda Milan coachluğundan kovulan var mı ? Yok mu? Hadi kovulun o zaman. Ama önce tabii Milan'ın coachu olun. Milan coachları seçilirler. Ya da Milan coachları (Real Madrid böyle, ama mesela İnter mesela Barcelona böyle değil) tüm Dünya coachları arasından seçilirler. Seçilmiş kişilerdir. Terim'in Floransa'daki evinin kapısına gelen iki Milanlı sizi seçtik demişlerdi. Eğer siz de bizi seçerseniz işte mukaveleniz. Biz imzaladık, eğer siz de .... ve gitmişlerdi. Hani hep kovuldu diyorsunuz ya, kolaysa siz de kovulsanıza.
GALATASARAY, Lokomotiv Moskova'yı 2 - 0 yenmişti. Muhammed Sarr da bir gol atmıştı. Moskova havaalanındaydık. Terim neşeliydi. Konu Sarr'a geldi. Golden sonra onu accayip 'sarr'malamıştı ya. Bilgin bilir dedi. İtalyan takımlarında her yere sokarsın da, defansın arasına genç ve yabancı oyuncu sokamazsın (Beyefendiler masası) (1). Ben soktum ama. Sarr'ı soktum. İsmi okunduğunda soyunma odasında çıt çıkmıyordu. Sahaya çıktığında San Siro'da da... Sonra Allah'ın işi işte. Durup durup, uzaktan vurup golünü atmaz mı. Ve de bana koşmaz mı. Ben de kenarda o Milan şıklığında (2). 'Sarr'ıldı da. Kuvvetli de. Yavaş oğlum diyorum, yavaş 'Sarr'ıl düşeceğiz... (Düşünsenize Milan şıklığında bir Milan coachu 'Sarr'la 'Sarr'maş dolaş San Siro'da yerlerde.
Köyün Delisinden:
1) Beyefendiler masası. Milanello'daki Desailly zamanında Baresi ve arkadaşlarının oturduğu masa (Gullit'i gönderenler). Şimdi de Maldini ve arkadaşlarının oturduğu masa (Terim'in yerine Ancelotti'yi getirenler).
2) Milan şıklığı. Mesela Milanlı futbolcu (İtalyan olanlar) San Siro dışında mesela beyaz çorap giyemez. Özel terzileri vardır (Marka sevmezler). Giorgio Armani herkese göre ünlü bir modacıdır. Ama Milanolular'a göre iyi bir terzidir (terzileri de böyle yani).
BU arada, sırası istemeden gelmişken, ya da ben sırasını isteyerek getirmişken. Terim ile sadece yetmişli senelerin iki sevgilisiyiz, mesela gece çıkmayız (aileler kızar). Gündüzleri de buluşmayız. Karşılaşırsak konuşuruz, öpüşürüz de. Birbirimizi severiz de (hepsi hepsi bu). Cebi bile bende yok (zaten yetmişlerde cep yok).
KİTABIN adı "Kaptan". Yazan da Gana asıllı, Fransız Milli Takımı ve Chelsea'nin kaptanı eski Milanlı Marcel Desailly. Puan veya puanlar almak istedik, alamadık, önümüze bakıyoruzculardan değil tabii o. Milan'ı, Milan coachunu, Milan futbolcusunu anlatan bölümü okuyunca Milanolu arkadaşlarım geldi aklıma. Evet, onlar haklıydılar. Milan coachu farklıydı, ulaşılmazdı. Ve ben ulaşabiliyordum. Demek ben de farklıydım. O zaman farklı davranılmalıydım. Keşke onlara o Milan coachunun Türkiye'de yaşadıklarını da anlatabilseydim. İnanmazlardı ya. Çoğunuz bize ne Allah'ın görmemiş Ganalı'sından, ona Milan öyle gelir tabii dersiniz şimdi. Alıntı yapmayacağım onun için kitaptan. Allah'ın görmüş bir Türk'ü olarak ben anlatacağım.
GEÇEN hafta köşemi yazamadım (Tansiyonum düştü).
Bu Cuma stresten kaçıyorum. Düşünün 'O' bile yok bu hafta. Hani her hafta Köyün Delisi'nde onu seviyorum ya... Hani her hafta Köyün Delisi'nde onu özlüyorum ya...
Ama geçen hafta da 'O'nu yazarken tansiyonum neredeyse sıfırlanıyordu ya.. Bu haftalık 'O'na da pas. Gelin bir günlüğüne Milano'ya gidelim, Malpensa'ye inelim.
(O yokken de var yine işte.)
SERİ İLANLAR
İmza: Köyün Delisi
SPOR
İLK GOL BİLGİLİ'DEN
At yarışları
Avrupa Ligleri
Telekom-Ülker
2. LİG puan durumu
Spurs coştu
Filede heyecan
Cordoba'ya yeni görücü
FERNANDEZ'DEN VETO
ASLAN'DA DEVRİM
Sümer'den sert yanıt
Aydın gözdağı verdi
HAVUZUN SUYU KESİK
TMOK ödülleri dağıtıldı
SKORBOARD KRİZİ
Artam'ın müthiş zaferi
Haber turu...
Milan'ın coachu benim arkadaşımdı
İyi hoca şeker yemez!
Avrupalı gibi düşünelim
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010