Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Transfer akıllıların işi, akıl işi de. Yaşı 34 oynayacağı domestik maçı da o kadar. Üstelik en uzağı da Trabzon Sebat’a kadar. Hadi bir de Diyarbakır’a kadar. Feyenoord’da 37’ye kadar alacağını, Fenerbahçe’de 35’e kadar alacak.
     Santraforluğuna lafım yok tabi. Santrafor’un hakikisi. Ama o İbo için söylediğim yel var ya. O yel alsın işte ağzımdan yine. Hadi sakatlanmadı diyelim mesela iki sarıdan bir kırmızı kart. Ya da bir iki sarısız kırmızı kart. Bir de baştaki klasik uyum (!) haftaları. Sonra işte ligin ilk yarısı. Sonra da yaş 35 işte. Yani o da yolun yarısı.
     Bir Ülker veya bir Efes bulamıyorlar koca koca adamlar. Hooijdonk’u onlara aldırsalar. Eti, sütü, butu, derisi hatta gerisi de. Devir o devir. İşte o İbo böyle bir transfer. Risk de sıfır. Hani Ali Şen, Ülker’e kızıp kafamı bozmasınlar Fenerbahçeliler’e, Ülker ürünlerini boykot ettiririm demişti ya. Sponsorları da ürkütmüştü ya. Yine de Şen önemli değil rica ederiz bir daha konuşmaz. Artık çocukların bile duyduğunu bir daha yazalım mı? Mesela Bilmemne - Fener, ya da Fener - Bilmemne. O Bilmemne, o Hooijdonk’a bilmem kaç dolar öder. O Hooijdonk o bilmemnenin satışlarını katlar. Fener de bakarsınız Avrupa’da bir iki tur atlar. Yani ya risk sıfır, ya da sıfıra sıfır elde var sıfır... Kararı siz verin. Bilmem anlatabildim mi?
     
     Onu öyle iyi tanıyorum ki sanki iki ruhlu gibi. Basketbol konuşurken sanki MR.Hayd (okunuşu) gibi. Hep biz diyor. O "biz"in içinde de hep Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş oluyor. Sonra da Mahmut abi, bir iki cümle de futbol deniyor. O MR. Hayd aniden Dr. Jeykıl (okunuşu) oluyor. O "biz" yine "biz" di ama işte biz Fenerbahçeliyiz cinsinden bir biz di...
     Uslu"yken yaramaz oluyordu. Ve niye böyle oluyordu. Onun söylediğini ben de söyliyim; futbol böyle istiyordu. İşte o genel kurullar o taraftarlar hele o "helal olsun Mahmut abiler" var ya... Nasıl da koydu filana falana. İşte bu işlerinde başarılı, kazanan, akıllı bir sürü adamı nasıl da sıradanlaştırıyordu. Evet futbol böyle istiyordu. Uslu üç beş taraftara şirin gözükmek için işte yine yaramazlaşıyordu. "Fair play yanlız yenildiği rakibini alkışlamak değildir" diyordu ya. Acıtmak istiyordu belki Canaydın’ı. Acıtıyordu da belki. Ama Canaydın’ın da cevabına bakın. "Biz teklifimizi dolar olarak verdik. Euro’ya çevirin dediler, çevirmedik, vazgeçtik" O doların o Euro ile farkı ne kadarsa, o fark işte Galatasaray’ı Hooijdonk’tan vazgeçiren hesapta. Canaydın da acıtıyor. Zekice acıtıyor. Ama bence Uslunun’ki kadar da acıtıyordu. Eeee onların da genel kurulları, taraftarları vardı. Evet futbol böyle istiyordu.
     
     Bu Cuma neler var neler. Yani önce bu köşenin içindekiler. O İbo var mesela, bu İbo da var mesela. Ülker de var, Lütfi Arıboğan da var. Hatta KolaTurka’sı bile var. Fenerbahçe de var, Hooijdonk da var. Mahmut Uslu tabii var, MR. Hayd ve DR. Jeykıl da var. İşte Özhan Canaydın da var, düşünün Ali Şen bile var. Hatta Frank de Buuur da var, hatta hatta Demi Muuuur bile var.
     
     Sağında mesela Ülker’in Genel Müdürü, solunda mesela o İbo (Tatlıses). İşte o İbo’nun önünde mesela Ülker’in KolaTurka’sı. İşte önlerinde de bilmemne TV’nin kamerası. "Sayın İbo 4.7 Milyon Dolar karşılığında dört yıl Ülker reklamlarında oynayacaktır." deseydi eğer o genel müdür kimsenin "gık"ı bile çıkmazdı. Belki de sadece "gıköları çıkardı. Belki biri "vaaay be" derdi. İyi para be.Ama O İbo’ydu işte,kamerasız gezmem abiydide işte zaten hak etmişti de işte...
     
     Sağımda Lütfi (Arıboğan), solumda bu İbo (Kutluay). Bu İbo’nun önünde de yine Ülker’in KolaTurka’sı. Üçümüzün önünde de CNN Türk’ün kamerası... Bir basketbolcu ilk kez canlı yayında imzalıyordu. Hem de CNN Türk’ün canlı yayınında. Yüze yakın gazeteciyle bizim İbo’nun dönüşü de gidişi gibi canlı canlıydı.
     Ülker Başkanı Özokur 4 milyon 750 bin dolar demişti 4 seneliğine. Bu İbo da buydu işte. Daha imzalarken hem kazanıyordu hemde kazandırıyordu bile. Bizim İbo üstelik Ülkerspor’da basketbol da oynayacaktı. Saçma gibi gelse de size. Değil hem de hiç değil. Veya da belki de saçma işte. Ama işte kola pazarı ki, milyar dolar mıdır nedir? KolaTurka’nın hedefi de hadi diyelim o pazarın dörtte biri. İbo’nun o"vaaay be" dediğiniz ücreti de allahaşkına o dörtte birin kaçta biri.
     Akıllı onlar, verenler yani, verdikleri de hani Ülker’de kulak. Tabii alanda akıllı, İbo yani,O’da akıllı işte. Senede bir küsür milyon dolar işte. Soğuğu da yok yağmuru da çamuru da. Hani ağzımdan yel alsın Allah korusun bizim İbo sakatlansa bile yine de helal ettirirdi aldığını yalnız reklamlardaki İbo ile... Bağlayalım. Ama İbo ile değil Hooijdonk ile bağlayalım. ‘Benden - vole’msi olsun, az sonra, evet sırada Hooijdonk var, ama dedim ya az sonra...
     
     İstanbul’a çok geldim diyor Frank de Buuur. Ama tanımıyorum (!). Bütün gördüklerim Otel, stat, otobüs üçgeni içinde yer alanlar. Gerisini dinlemiyorum bile. Ne Terim ne Canaydın ne de Galatasaray için söylediklerinide. Ne yani koca İstanbul’un onlar kadar da değeri yok mu? İstanbul’u görmedi diyelim. Okumadı da mı? Frank de Buuur belli akıllı biri. Zeki de, belli ki, iyi bir profesyonel de. Ama İstanbul için söyledikleri ile (söyleyemedikleri) tam bir sarışın cahilde. Üstelik İstanbul’un bahsettiği o üçgene sığan parçaları bile var ya. O kadarı bile çok fena koyar o dört yıl kaldığı ve çok sevdiği tüm Barcelona’ya. Futbolumuz 33’ten önce cazip değil belki bu tip oyuncular için. Belki kulüplerimiz de. Belki başka şeylerimiz de. Ama İstanbul, tek başına bile tercih sebebi olmalı. Galatasaray için bütün bilmedikleri ilgisizliğine yorumlanabilir. Ama İstanbul için söyleyemedikleri sadece bilgisizliğine ve sarışın cahilliğine. Bağlayalım ama Buuur ile değil Muuur ile bağlayalım.
     
     Türkiye’ye gelmişti. Önce halıcı, kuyumcu. Sonra o İspanyol dansçının gösterisi. Sonra da belki bir İtalyan yemeği. (Aşağlık kompleksi sarmış ya tüm vücudumuzu) 24 saat kalmış sonra da gitmişti zaten. Demi hanımın 24 saatini programlayanlar için İstanbul bu kadardı işte. Ha Frank de Buuur, ha Demi Muuur birşey faketmiyor. Gezen farklı da olsa gezdiren hep o aynı kafa, işte o kafa, anlarsınız ya...
     
     SERİ İLANLAR
     İmza: Köyün Delisi




SPOR


FRANSIZ ÖPÜCÜĞÜ: 2-1
At yarışları
Avrupa Ligleri
Çıta çok yükseldi
2. LİG puan durumu
Fırtına öncesi
Aile boyu transfer
Lucescu’nun sabrı taştı!
ÇİFTETELLİ SONRA
YELKENLER FORA
SOLDA KRİZ VAR!
Rüştü ilk kez
SAYGINER: Stilimi yarattım
‘Babamı kurtarın’
Alpay’a vize çıktı
Flecha ikiledi
Moreno’ya yumurta
Alıştı bir kere!
Haber turu...
Bir Hooijdonk doları kaç dolar?
İşaret fişeği