Alman Lisesi'nden (Alman disiplininden) kaçıp Floransa'ya gittiğim dünlerdi. Floransa Güzel Sanatlar Akademisi'nin sınavlarında deneyecektim şansımı. Trenden inip Piazza Republica 'ya yürürken hem sağıma, soluma bakıyordum, hem de sağımdaki solumdaki mağazaların camlarında benle beraber yürüyen bana. Bir tuhaf gelmişti görüntüm gözüme. Mesela ayakkabım o gün bir tuhaftı. Tamam rahattı, sıkmıyordu. Terletmiyordu da (Alman işi). Üstelik pahalıydı da (Mark). Ama bir tuhaftı işte ogün. Mesela pantolonum da... Gerçi ölünceye kadar giyebileceğim kadar sağlamdı. Yüzdeyüz bilmemneydi. (O da Alman işi). Ama pantolonum da o gün Floransa'da bir tuhaftı işte. O yaz oluşabilecek dünyanın herhangibiryerinde oluşabilecek her hava şartına o pantolonumla ve o ayakkabımla uygundum. Dikkatimi çeken, kimse benim gibi giyinmemişti (Alman turistler hariç). Galiba Floransa'ya uygun değildim. Ne şehirdi be. Bir - iki saatte yürürken bile güzeli ve güzel olmayanı öğretmişti bana. Hele bir de güzel sanatlar akademisine girersem ... (girdim de).
Maça niye gidiyoruz. Pres, blok, koridor, ya da daralan alanlar görmek için mi? Seminere mi gidiyoruz, stadyuma mı ? Ruh hastası mıyız ? Sizi bilmem ama ben değilim. İşte Hector Cuper. Geçen sene ve bu sene de, Inter'i Serie A'da ikinci yaptı. Inter, Şampiyonlar Ligi'nde de Arjantinli ile yarı finale çıktı. Peki hala niye tartışılıyor Milano'da ? (Çünkü Milanolu da oynanan (oynanamayan) futbolla çileden çıktı). Çünkü Inter keyif vermiyor. Vieri, Batistuta, Crespo, Kallon, Martins, hatta Recoba gibi altı santrforla gol atamıyor (ah Cuper ah) İşte bizim Emre, Arjantinli coach sayesinde 25 metrekarede oynaya oynaya kayboluyor. Inter'in bir doksanını zaplamadan seyredin bakalım. Ne hale geleceksiniz ? İşte Inter'liler her doksandan sonra o hale geliyor da.
Mesela sinemada da onlar var (stadyumdaki gibi). Açı çok iyiydi (kamera açısı) diyorlar. Kurgu da şahane. Efektler de.(Peki biz niye sıkıldık ?) Mesela romanlarda da onlar var. İşte Orhan Pamuk. Zaten çok satar. Zaten büyük yazar. Zaten iyi de yazar. Peki ben okurken sıkılıyorsam. O Orhan Pamuk bana Allah aşkına ne yazar? Lucescu Galatasaray'ı şampiyon yaptığında üç - beş maç hariç keyif almadım diyebiliyordum. Çünkü Galatasaraylı'ydım ya. Şimdi Lu bile diyemiyorum. Artık o Beşiktaşlı ya. Beşiktaş da şampiyon ya. Ben de Galatasaraylı'yım ya. 'Taraf yazarların sayesinde bi tarafın 'bi'si gitti tarafı kaldı ya) Bana futboldan kaçıyorsun diyorsunuz ya. Kaçmıyorum. Sizi bir günlüğüne de olsa onlardan kaçırıyorum.
Loş bir oda, kendisi, bilgisayarı, ekranı, klavyesi, elinde de faresi. İşte tipik bir o tip internet faresi (bir kısım). Hamburgeri, patatesi, kolası, sonra sigara molası, molası dahi netteki falı malı, kingi, tavlası. Sevgilisi chatten, seksi bile internetten. Bir iki tık la heryerden yüzlerce binlerce haber ama çoğu odasının dışından bihaber. Her deliğe girip, evirip çevirip bir iki tıkla sitelerine deviriyorlar. Sonra da gelene geçene yine sitelerinde geçiriyorlar. Hakaret ediyorlar, küfür ediyorlar. Ne karışanları var, ne de denetliyenleri. Ne de hooop diyenleri. Ben üç beş yaşlarında bile, sokakta oynarken evdekilere şöyle bağırıyordum. Heeey, fareler. Pabucunuz yarım, çıkın da dışarıya dışarıda oynayalım. Heeey, yokmusunuz? Yoksa yok musunuz, sanal mısınız?
Lucescu değil, Lu bile dememem lazım. Dedim ya her yer siyah - beyaz (bence de bu sene en büyük Beşiktaş). Neme lazım. Ama Cu diyebilirim. Cuper de. Hector Cuper de. Geçen sene Galatasaray'ın bir Şampiyonlar Ligi maçı sonrası şöyle yazmışım. Sahada herşey vardı. Pres hatta mres, blok hatta mlok, alanlar da daraldı. Liberolar da sarktı. Hatta koridorları bile ilk defa oturduğum yerden görebildim (eskiden onların oturduğu yerden görünüyor zannederdim). Evet, herşey vardı. Yok olan goldü. Bırakın golü, golün kaçanı bile yoktu. Onlara göre müthiş bir futbol maçıydı, işte futbol buydu. Bana göre de aman Allah'ım, futbol bu muydu ?
Yavaş yaa acıyooo
HEP soruyorsunuz. Hatta yolda çevirip soruyorsunuz. Ne var bu kadında da bu kadar seviyorsun onu ? Gülüp geçiyorum ben de. Belki bir bildiğiniz var. Belki de haklısınız. Ama bu kadar seviyorsam onu belki benim de bir bildiğim var. Yani ben de haklıyım. Yazarken acıyor zaten. Bir de siz sorup acıtmayın.
SERİ İLANLAR
İmza: Köyün Delisi
SPOR
GÖZLER FENER'DE
At yarışları
Avrupa Ligleri
İLK RAUNT EFES’İN: 79-83
2. LİG puan durumu
Mavericks pes etmedi
Filede fire
KRALA YEŞİL IŞIK
Fenerli Fatih'im
KIZGIN SAVAŞÇI
Yattara'dan imza
Kollar sıvanıyor
İspanya panikte
Havuza Ruslar düştü!
Hewitt zorlandı
Haydi tenis oynamaya!
Necmi Ersan toprağa verildi
Çevre'nin gururları
Alman Lisesi nire, Floransa nire
Üç ses
Arnavutköy'e köprü mü?
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010