Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


15. dakikada herkesin gördüğünü Örs ve Yılmaz da gördü. Hücum edemiyorlardı. İbo’ya şut attıramıyorlardı. 1 numaradan da tehdit edemiyorlardı. Hiç olmazsa mücadele etmeliydiler, hatta kavga etmeliydiler. 16 dakika 30. saniyede 31-31 böyle oldu işte. Devre 35-42 Litvanya’nın idi. İbo üç sayıdaydı. Hido’suz, Memo’suz, bırakan Harun’suz ve İbo’suz... Rakip de Litvanya.
Üçüncü periyot başlarken hiç olmazsa Örs’ün ve Yılmaz’ın stratejisi belli olmuştu. Benchten girenlerin koşturduğu takım ve coşturduğu seyirci... Alper ile beraber, Kaya ile beraber, hep beraber kısaca benchdekilerle beraber... Hani Litvanya basketbolu denilse ilk ne denir? "Ekol onlar." Ekol oldukları için mi yenildik peki. Hayır, biz takım olamadığımız için... Veya bütün maç olamadığımız için... İsmimiz bile yanlış konmuş; 12 Dev Adam... Mesela niye "bir dev takım" değil...
Başa dönelim, ilk beş Kerem, Haluk, Mirsad, İbo, Hüseyin idi. Herkesin merak ettiği, Hido ve Memo’nun gelişinde ilk beşin ne hale geleceğiydi. Onu görmediler ama Kaya ve Alper’in hatta Serkan’ın, kısaca benchdekilerin gelişiyle 12 Dev Adam’ın bir dev takım haline geldiğini gördüler.
Hüseyin müthiş başladı. Önemliydi o çünkü, onsuz da olmazdı. 4. dakikada Beşok 6, Litvanya 8’di. İlk devrenin en skoreri de o idi. (12 sayı)
Litvanyalılar ile anlayışımız da farklı. Mesela yanımda oturan, ortayı çok çok geçen yaşıyla Litvanyalı hanım gazetecinin sevinçten çıldırdığı anlar, İbo’ya şut attırmadıkları, iyi savunma yaptıkları ve de bizimkilerin bol bol blok yedikleri anlardı. Ama bizim seyirci İbo şut atarken, hücum ederken veya smaç yaparken havaya giriyordu.
Evet yenildik, maçı kaybettik. Ama üçüncü ve dördüncü periyot, bilhassa Alper ve Kaya ile bir dev takım ismini kazandık. Uhh, ahh dev adam, 12 dev adam belki de şöyle oluşturulmalı; "Uhh, ahh dev takım, bir dev takım..."