Tempolu, heyecanlı, bol pozisyonlu kaliteli bir maç izledik. Futbol adına güzellikler yansıdı yeşil çime. Ancak bizi çileden çıkaran Daum’un kaledeki seçimi... Ne güzel... Fenerbahçe, Galatasaray’ı yenmiş, sana da liderlik koltuğunu altın tepsi içinde sunmuştu önceki gün. Tribünler umut doluydu, kalemler traşlanmıştı liderlik için. Ama sen, ayağına gelen şansı teptin Daum... Bırak artık şu Myhre inadını... Senin güvendiğin Myhre’nin yediği ilk golü gördükten sonra hala onu kalede tutacak mısın? Tutarsan, bindiğin dalı kesersin Daum! Adamın yediği gol SKANDAL... Tam bir çılgın, ne zaman nasıl gol yiyeceği bilinmiyor. Adam hırsından yerinde duramıyor! Asper’in suçu ne? Sessiz kalmak, kararlara saygılı olmak suç mudur? Myhre takımını yakmakla kalmadı, arkadaşlarını oyundan düşürdü, rakibi ateşledi. Asla Ankaragücü’nü küçümsemiyoruz, bulunduğu yer, oynadığı futbolun yansımasıdır puan cetveline.
Adam markajından çok alan savunması ve kontraatağa dayalı taktikle sahaya çıkan Ankaragücü on kişi kalmasına rağmen sadece hayalini kurabileceği üç puanla ayrıldı dün İnönü Stadı’ndan. On kişi kaldılar, savunmayı elden bırakmadılar, rakibin yüklendiği anda da galibiyete yelken açtılar.
Beşiktaş, kazanmak için herşeyi yaptı. Futbolcular seyirci baskısından yakınabilirler... Ama bu mazeretin arkasına asla sığınamazlar. Beşiktaş, bol pozisyon üreten, ancak sonuca gidemeyen taraftı. İlhan Mansız, Ahmet Dursun ofansta gol için çırpındılar. Ne var ki, kalabalık savunmayı aşmada ve son vuruşlarda aynı başarıyı gösteremediler.
Üç altın puan kuş olup uçtu... Şampiyonluk yarışında hala söz sahibidir Beşiktaş... Ama ayağına kadar gelen kısmeti teperseniz, rakibinize ummadığı üç puanı verirseniz, bu yarışı nereye kadar sürükleyeceğiniz de tartışma konusudur. Umutlara yazık, tribündeki o muhteşem coşkuya yazık!
