Maçların değeri arttıkça, Millilerimizin üstüne gelen baskının da çoğalacağını düşünüyorduk. Bu gerilimin sahaya yansıması, olmayacakların olması en büyük korkumuzdu. Senegal ise tipik Afrikalı rahatlığı içindeydi. Çeyrek final onlar için gelinmesi gereken yolların sonuydu.
Buna rağmen sahadaki ekibin maçı çok iyi hazmettiğini dakikalar geçtikçe anladık. Dörtlü savunma çok iyi organize olurken, orta sahada kurduğumuz üçgenler ve rakibe kalabalık basarak kaptığımız toplar, bizi bir anda oyunun tek hakimi yaptı.
Sağlı - sollu geliyorduk. Fizik gücü ile övülen, Dünya ve Avrupa Şampiyonu Fransa’yı deviren Senegal’in bu driplingler karşısında zor anlar yaşamasıyla, takım güvenini kazandık. Ancak Hakan Şükür ile noktalanması gereken bu pozisyonların bir türlü filelerle buluşmaması içimizdeki yangını, isyana dönüştürüyordu. 27. dakikada Hakan, Fatih’in uzun pasıyla sürüklediği topu kaybetti. Hasan Şaş’ın presi sonuç getirdi. Pasında Hakan Şükür’ün sadece topa dokunması gerekiyordu; ıska geçti.
Milliler tempoyu düşürmeden oyunu ellerinde sıkı sıkı tutuyordu. 29 ve 38. dakikalarda Hakan Şükür yine pozisyonları eziyordu. Tribünler O’na, O da kendine kızıyordu. Duygusal yapısıyla, maçtan uzaklaşıyor, güvenini kaybediyordu.
44’te Hasan’ın aşırtmasında araya fırtına gibi Yıldıray kalecinin yanından kafayı çaktı. Filelere giden topu çizgi üstünden Daf topu kornere attı.
İkinci yarıda da baskıyı yapan tarafdık. Senegal uzun toplarla hücumcularını kullanmak istiyordu. Alpay ve Bülent’in iyi zamanlamaları, Fatih’in çabukluğuyla bu ataklar çabucak eriyordu.
67. dakikada oyunun da dönüm noktası oldu. Şenol Güneş, Hakan Şükür’ün yerine İlhan Mansız’ı oyuna soktu. Golcü futbolcu daha ilk dakika dolmadan nefis bir aşıtma ile kaleyi yokladı, ama top az farkla auta gitti.
Son 15 dakika oyunu riske etmeden kontrollü hücuma geçtik. Emre Belözoğlu’nun yorulmasıyla sol kanattaki etkinliğinimizi kaybetmiştik. Yıldıray - Ümit Davala ikilisi sağ kulvarı mükemmel kullanmaya devam ettiler.
Son dakika içindeki Senegal tehlikesi Rüştü’de kalırken, uzatma dakikalarında oyunda Emre’nin yerine Arif vardı.
93. dakikanın içinde Arif’in başlattığı atağı, sağdan sürükleyen Ümit’in ortasına İlhan Mansız bekletmeden dokundu. Ters köşeye giden topun adı "altın gol" olarak değişmişti.
Şenol Güneş’in dediği gibi milliler "geleceği" yazıyordu. Bu gururlu kelimeleri yazmak bize düşüyordu. Dünya Kupası’nda yarı finale adını yazdıran, Dünya’nın dört takımından biri olan, tarihin en iyi milli takımını seyrediyoruz.
Hepsine helal olsun.