Bir haberi önemli yapan nedir? Basında geniş yer bulması ya da toplumun olaya gösterdiği ilgi ve tartışmalar haberin önemini belirleyebilir mi? Medyanın dünyada yaşanan faciaların; doğaya, insana, hayvana verilen zararın bilincinde olduğunu söyleyebilir miyiz?
Medyada “doğal kaynakları tüketim biçimlerimizi değiştirmemiz” gerektiği yönünde bir haberi en son ne zaman okudunuz? Ya da geçtiğimiz aylarda sessiz sedasız yayımlanan ve neredeyse hiç ses getirmeyen Dünya Doğayı Koruma Vakfı ve Londra Zooloji Derneği’nin ortaklaşa hazırladığı Yaşayan Gezegen 2018 Raporu’nu okudunuz mu?
Rapora göre; 1970’lerden bu yana hava ve deniz kirliliği, küresel ısınma, plansız avlanma gibi nedenlerden dolayı dünyadaki memeli hayvanlar, kuşlar, balıklar ve sürüngenlerin yüzde 60’ının nesli tükendi. Günümüzde canlı türlerinin yok olma hızı, doğadaki insan etkisinin olmadığı dönemlere kıyasla 1000 kat arttı. Dünya genelindeki deniz kuşlarının midesinde 1960’larda sadece yüzde 5 olan plastik bugün yüzde 90 oldu. Bize ne diyebilir misiniz? Üstelik raporda, küresel düzeyde tehlike altında olan türlerin 2008’de Türkiye’deki sayısının da 131’den 2018’de 400’e çıktığına da dikkat çekilmişken…
Bu coğrafyayı 160’ın üzerinde memeli, 460’dan fazla kuş, üçte biri endemik 10 bini aşkın bitki, 364 kelebek, 141 sürüngen ve çift yaşamlı 405 balık türüyle paylaşıyoruz. Birleşmiş Milletler (BM), hava kirliliğinin dünyada her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden olduğunu Asya Pasifik bölgesindeki 4 milyar kişinin yüzde 92’sinin sağlık için önemli riskler oluşturacak düzeyde zehirli hava soluduğu uyarısında bulunuyor. BM Çevre Programı’nın yeni raporunda, 25 maddeden oluşacak önlem paketinin içerisinde ne olduğunu medyadan öğrenmek de mümkün olmadı. 30 yıl içerisinde küresel ısınma nedeniyle kıtlık çıkacağı ve milyonların, hatta milyarların aç kalacağı yönünde bir durum tespiti yapıldığını ama bunun önüne nasıl geçileceğini de bilmiyoruz.
Bugün içinde bulunduğumuz çağ insanın dünyayı yok ettiği çağ… Buna rağmen hâlâ dünyayı önemseyen insanlar da var. Daha önce de tehlike altındaki yabani hayvan türlerinin koruma altına alınması için 450 milyon dolarlık bir bağış yapan İsviçreli milyarder iş insanı Hansjörg Wyss bunlardan biri. Wyss şimdi de temiz hava ve içme suyu kaynaklarının artırılması amacıyla dünya üzerindeki kara parçaları ve okyanusların korunması için servetinin 1 milyar dolarlık bir kısmını bağışladı.
Wyss bu bağışı neden yaptığını ise şu sözlerle dile getiriyor:
“Vatandaş, yardımsever, iş insanları ve devlet liderleri olarak her birimizin, doğal yaşamın ne kadar korunması gerektiği ile aslında ne kadar az korunduğu arasındaki farktan rahatsız olmamız gerekiyor. Bu, insan izlerinin dünyada kalan son doğal bölgeleri de tüketmeden önce ivedilikle ortadan kaldırmamız gereken bir fark.”
Dünya medyasının üzerine düşen sorumluluk, sadece sorunu yazmak olmamalı, çözüm üreterek de katkı sağlamak zorundayız. Bunun için hangi haberin öne çıkıp çıkmayacağı konusundaki alışkanlıklarımızı da değiştirmek zorundayız. Çevre sorunlarına neden olan ya da çözüm üretenleri öne çıkartmak ise toplumsal bilincin oluşmasında büyük katkısı sağlayacaktır. İklim değişikliği, doğanın karşı karşıya olduğu tehditler zararlı kimyasal atıklar gibi pek çok çevresel sorunun anlaşılmasının ancak bilimsel çalışmalarla mümkün olduğunu, bunun için yatırım yapılması gerektiğini her defasında hatırlatmalıyız. . Çevreye karşı işlenen bir suça tanıklık etmek, kamuoyunun dikkatini çekerek suçu işleyenler üzerinde baskı oluşturmak bu yüzyılın en önemli haberciliği olmak zorunda… Yoksa dünya ‘kendi kuyruğunu yiyen yılan’ hikâyesine dönüşecek.