Türkiye’de yüzde 85’i ruhsatsız olmak üzere en az 25 milyon silah var. 2015 yılında gerçekleşen 2 bin 175 silahlı olay, geçtiğimiz yıl 3 bin 679’a yükseldi
Türkiye’de şiddet üzerine çok sayıda araştırma ve istatistik mevcut. Hemen her raporda önce bir durum tespiti yapılır: Şiddete uğrayanlar, şiddete başvuranlar, ölümle sonuçlanan olaylar, yıllara göre sürekli artış gösteren rakamlar, karşılaştırmalar ve nedenler üzerinde durulur. Pek çok sorunun yanıtını bu araştırmalarda bulmak mümkün olduğu gibi, her raporun sonunda yer alan çözüm önerileri de dikkate değerdir. Raporlara göre; cinayetlerin çoğu silahla işleniyor. Dolayısıyla çözüm önerilerinden biri genellikle silahsızlanma üzerine.
Ancak gerek medya gerekse ilgili kurumlar çözüm önerilerini dikkate almıyor olmalı ki şiddet hızını kesmiyor. Öyle ki hemen her gün medyada en az üç cinayet haberinden ikisinin silahla işlendiğini okumak ya da görmek mümkün.
Bundan beş yıl önce yapılan bir araştırmada bireysel silahlanmada ilk sırayı mesleği gereği risk alanlar, ikinci sırayı bireysel korunma, üçüncü sırayı yeterli gerekçe göstermeden “evde bulunsun” isteğiyle silah edinenler oluşturdu. Medya silah taşımayı gerekli kılacak bu riskli mesleklerin ne olduğunu araştırmadı bile. Erkeklerin kimden “korunmak” istediğini de. Sonuçta bireysel korunma diye alınan silahların namlusu ya çocuklara ya da kadınlara çevrildi.
Milliyet Gazetesi geçtiğimiz hafta Umut Vakfı’nın Türkiye’deki silahla şiddet olaylarını incelediği bir rapora dikkat çekti. Rapora göre Türkiye’de yüzde 85’i ruhsatsız olmak üzere en az 25 milyon silah var. 2015 yılında gerçekleşen 2 bin 175 silahlı olay, geçtiğimiz yıl 3 bin 679’a yükseldi.
2018 yılında en çok silahlı şiddet olayı Marmara bölgesinde yaşandı. 2015 yılından bu yana Marmara’da silahlı şiddet olayları yüzde 88 arttı. 2018’de bin 32 silahlı şiddet olayının basına yansıdığı Marmara Bölgesi’ni, 646 olayla Orta Anadolu, 503 olayla Akdeniz, 483 olayla Karadeniz, 442 olayla Ege, 357 olayla Güney Doğu Anadolu ve 216 olayla Doğu Anadolu izledi. Bireysel silahlı şiddet olaylarının en çok artış gösterdiği bölge ise Orta Anadolu Bölgesi. Orta Anadolu’da 2015’te 283 olay 2018’de yüzde 128 artışla 646’ya yükseldi.
2018’de meydana gelen 3 bin 679 şiddet olayında tüfek, tabanca ve kesici aletlerin kullanıldığı 2 bin 279 cinayet işlendi. 3 bin 762 kişi ise yaralandı. Ateşli ve kesici aletle işlenen cinayetlerin bin 478’inde tüfek, bin 429’unda tabanca, 772’sinde ise kesici aletler kullanıldı.
Türkiye genelinde geçen yıl en çok suçun işlendiği il bin 32 olay ile İstanbul oldu. 2017’de 351 olayın basına yansıdığı İstanbul’da, 2018’de da toplam 472 silahlı olay gerçekleşti. İstanbul’daki silahlı olaylardaki artış 2017’de yüzde 42, 2018’de ise yüzde 34 olarak gerçekleşti.
Şimdi şöyle bir soru sorabiliriz. İnsanın can güvenliğini korumaktan çok can güvenliğini tehdit eder hale gelen bu bireysel silahlarla işlenen cinayetlerden bir ülkenin, bir devletin ya da bir toplumun ne gibi bir menfaati olabilir? Olması mümkün mü? Değilse toplumsal huzuru bozan, insanların can güvenliğini tehdit eder hale getirilen silahın yasaklanmasının önündeki engel nedir? İçişleri Bakanlığı’nın ateşli silahlar ve av silahı bayilerine gönderdiği 14 Mart 2018 tarihli genelgede 200 adet mermi alma hakkının 1000 adede çıkartılması yönündeki haberleri tartışmıyorum bile. Sadece yetkili organların bunca rapora, bunca çözüm önerisine niçin sessiz kaldığını anlamak istiyorum. Ve medyanın durum tespitine yer verirken çözüm önerilerini niçin tartışmaya açmadığını da….
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024