Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Okulunda arkadaşlarına “teşhir edilerek” cezalandırıldığı için utanan bir çocuk, olayı kınamak için bile olsa medyada da teşhir edildiğinde sizce nasıl bir duygu yaşıyor olabilir?

Bir çocuğu utandırmak

Kadınlar, sadece uğradıkları şiddet üzerinden medyanın sorunlu, cinsiyetçi haberlerine konu olmuyor. Erkek egemen ideolojinin yarattığı, kadınları değersizleştiren, itibarsızlaştıran cinsiyetçi dil, kadınların da kendi cinsine ya da erkeğe aynı “şiddeti” uygulamasına, aynı algıyla bir haberin konusu olmaya devam ediyor. Bir İngilizce öğretmeni Gülsüm U., 12 yaşındaki bir öğrencisini saçları uzun olduğu gerekçesiyle cezalandırdı. Saçına toka takarak. Öğrencilerin karşısına çıkararak teşhir etti. Kameraya yansıyan görüntüler medyada yayınlandı. Görüntülerde, saçındaki tokadan utanan bir erkek çocuğunun, kendisini cezalandıran öğretmeninin arkasına saklanmaya çalışması üzüntü verici. Bir kadın öğretmenin hem kendi cinsiyetini aşağılamaya yönelik eylemi hem de bir öğrenciyi bu şekilde cezalandırma yoluna gitmesi ise son derece düşündürücü…

Haberin Devamı

Bir annenin bayrak bağışı için tesadüfen okula gitmesi ve oğlunun diğer öğrenciler önünde saçına toka takılmış bir şekilde teşhir ediliyor oluşuna tanık olması, öğretmenin saçındaki tokayı çıkarmak isteyen ve arkasına saklanmaya çalışan 12 yaşındaki bir çocuğa el kaldırışı, öğrencilerden bazılarının mağdur öğrenci ile dalga geçmesi de.

Topluma ne verirseniz onu alır. Yıllarca kadınları aşağılayan, küçük gören, ötekileştiren haberlerle sadece erkeklerin dünyasında bir algı yaratmazsınız. Kadınların kendi cinsiyetine sorunlu yaklaşımının da kaynağı olursunuz. Bu olayın haberleştirilme şekli ise başlı başına sorunlu. 12 yaşında bir çocuğun arkadaşlarının önünde teşhir edilerek cezalandırılması elbette bir haberdir. Ancak asıl haber, bunu bir eğitimcinin yapması, bu eğitimcinin kadın olması ve tokayı da cinsiyetçi bir ceza olarak algılaması daha da önemli bir duruma işaret etmekte. Çünkü öğretmen dediğimiz kişi; öğretim sürecinde sorumluluğunu, gücünü ve bilgisini nasıl kullandığıyla ilgili, hayatımızdaki başarı ya da başarısızlığımızı belirleyen rol modelleridir. Dolayısıyla öğretmeni bir haberde tartışabilirsiniz ama bir çocuğun bütün geleceğine “travmatik” bir şekilde nüfuz edecek böyle bir olayı, basında çocukla birlikte teşhir etmemelisiniz. Ediliyorsa da okulun, çocuğun, annesinin adının görüntülerinin yayımlanmaması gerekir, aile izin verse de.

Haberin Devamı

Okulunda arkadaşlarına “teşhir edilerek” cezalandırıldığında utanan bir çocuk, olayı kınamak için bile olsa medyada da teşhir edildiği için sizce nasıl bir duygu yaşıyor olabilir? 12 yaşındaki bir çocuğun haberini yaparken çok dikkatli olmak gerekir. Bu tür olaylar psikolog, pedagog denetiminden geçmeli, çocuk üzerinde yeniden yaratılacak olan mağduriyet ya da travmaları dikkate alarak haberleştirilmelidir.

BİR YERGİ

Makine Yüksek Mühendisi Özdem Petek, bir ajansın geçtiği ancak üzerinde düşünülmeden haber sitelerinde yer alan ve sosyal medyada paylaşılan bir kadın cinayetine dikkat çekiyor. Petek Milliyet’e gönderdiği yazıda haberdeki dilin kurgusu ve yarattığı algıyı eleştirerek şöyle diyor: “Yine bir kadın cinayeti… 8 aylık hamile eşini öldüren diye de başlayınca okudum. Vahşet, trajedi, hayata tutunma. Tüm bunların içinde kadın cinayetlerinin temelini muhabir farkında olmadan yazmış. ‘4 yaşındaki erkek oğlunun’ gözleri önünde diye bir cümlede. Tam da bu işte. Toplumsal kodlamalar bireylerin zihinlerinde bir yerde duruyor. Burayı açmadan daha çok kadın cinayeti işlenecek, daha çok haber okuyacağız ve sadece medyaya yansıyanları sadece. Muhabir haberi yazarken ‘erkek oğlu’ diye yazıyor, editör ‘tamamdır bu yazı’ diyor, baskı, dağıtım derken okura ulaşıyor. Okur fark ederse ne ala yanlış yazmışlar diyor ya da fark etmiyor. Bir kod daha yerleştirilmiş oluyor. Kaç çocuğun var sorularının cevaplarında kızların ayrı sayı olarak verildiği ortamdaki kadın, çocukluğundan beri gelen ezik, bastırılmış varlığını erkek çocuk doğurduğunda onardığını, statüsünü düzelttiğini zannediyor. Birey olabilmesi erkeklik koduyla kafasına yerleştiği için, doğurduğu çocuk erkek oğlu oluyor. Hiç duydunuz mu kadın kızım diye seven, ana baba, dede falan. ‘4 yaşındaki kadın kızının’ gözleri önünde diye? Bu kodlama kaldırılmalı, çalışılmalı…”

Haberin Devamı

Bir çocuğu utandırmak

Meke Gölü de kurudu

Bir ülkenin “zenginliği” parası değildir. O parayı nereye, nasıl kullandığıyla da ilgilidir. Milliyet Gazetesi bundan birkaç yıl önce, 50 yıl içinde 36 gölün tamamen kuruduğunu, 14 gölün de kuraklık tehlikesi altında olduğu hatırlattı ama sonucu değiştiremedi. Şimdi bir gölümüz daha kurudu. Dünyanın nazar boncuğu Meke Gölü. O da kurudu. Dolayısıyla bu fotoğraf sadece doğanın değil, aynı zamanda siyasetin de en ayıplı yüzüdür.