Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir insanın işini, mesleki başarısını, yeteneklerini, emeğini, çabasını fiziksel bir engel üzerinden her defasında tanımlamaya çalışmak ya da bir başarıyı “Buna rağmen başardı” şaşkınlığı içerisinde okurla paylaşmaya çalışmak bu çağın medyasına artık yakışmıyor.

Türkiye medyası Avcılar Belediye Başkanlığı’nı kazanan Turan Hançerli’yi “Türkiye’nin ilk engelli belediye başkanı” olarak kamuoyuna tanıttı. Ve birçok gazeteci de kendisine “engelli” olmasının kamuoyunda nasıl algılandığına dair sorular yöneltmekle yetindi… Hançerli’nin yanıtı kısa ve netti: “Belediye başkanlığında hiç engelli yoktu ama artık var. Bu ön yargıları yıkan bir tutum oldu.”

Haberin Devamı

Elbette Hançerli’nin kazanmasının ve ifadelerinin ön yargıları yıkmak açısından medyada bir haber değeri var. Buna rağmen medyanın kullandığı dil oldukça sorunlu. Öyle ki; konuya ilişkin çıkan haberler sadece kamuoyunun değil, medyanın bizzat kendisinin de “engelli” olana yaklaşımının gerçekte ne kadar sorunlu olduğunu gösteriyor. Çünkü bir insanın, hayatının herhangi bir alanındaki başarısını ısrarla ve hayretle fiziksel durumunu öne çıkartarak kamuoyuyla paylaşmaya çalışmak, gerçekte “engelli” olanı bilinçaltı ayrıştıran bir zihniyetin sonucudur.

Bir haberin içerisinde Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli’yi “…geçirdiği kaza sonrası iki kolunu kaybetmiş, sonrasında bütün hayatını engelli haklarına adamış bir isim…” olarak tanımlayabilirsiniz. Ama beş paragraflık bir yazının başlığında, spotunda ve içeriğinde defalarca, dönüp dolaşıp “engelli” ifadesini kullandığınızda kastı aşan, o kişiyi farklılaştıran bir duruma sebep olursunuz.

Medya engelli haklarını, toplumdaki algıyı, pozitif ayrımcılığı ortadan kaldıracak ya da eşitliği sağlayacak hukuki düzenlemelere sahip olmadığımızı, dezavantajlı grupların ekonomik, siyaset ve sosyal yaşamda yarışa daima birkaç adım geriden başladığını birçok habere konu yapmakta. Ancak aynı medya kendi dilini, algısını ve zihniyetini sorgulayacak kurumsal bir özdenetime de sahip değil. Ve belli ki medya, bu tür haberlerle “engelli” olmayı hâlâ aşılması gereken bir sorun olarak görüyor.

Haberin Devamı

“Öteki” algısı

Bir insanın işini, mesleki başarısını, yeteneklerini, emeğini, çabasını fiziksel bir engel üzerinden her defasında tanımlamaya çalışmak “Engelleri aştı”, “Engel tanımadı” “Engeline rağmen başardı” gibi ifadelerle sunmak ya da bir başarıyı “Buna rağmen başardı” şaşkınlığı içerisinde okurla paylaşmaya çalışmak bu çağın medyasına artık yakışmıyor.

Dolayısıyla burada sorun; engelli bireyin yaşamını “dramatize” ederek ya da onu “kahramanlaştırarak” sunarken, gerçekte her defasında “öteki” algısını okurlara empoze ettiğini fark edememiş olmak!

Siz hiç İngiliz fizik profesörü Stephen Hawking’i “engelli” başlığı ile tanımlayan bir habere rastladınız mı? Kuramsal fizikçinin motor sinir hastalığı Amyotrofik Lateral Skleroz’un (ALS) bir türü yüzünden tekerlekli sandalyede yaşamak durumunda olan bir deha olduğunu hatırlatmanın dışında... Bu bilgiyi okurla paylaşmanız ayrı, bunu her defasında o kişinin üzerine geçirilen bir kimlik gibi sunmanız ayrı…

Haberin Devamı

Dolayısıyla İstanbul Üniversitesi’nde hukuk okumuş, Bilgi Üniversitesi’nde ekonomi hukuku alanında yüksek lisans yapmış hayatını engelli haklarına ve davalarına adamış bir Belediye Başkanı’nı kamuoyuna tanıtırken, artık ve bundan sonra “Türkiye’nin ilk engelli belediye başkanı” dememeyi de öğrenmek zorundayız…