Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın bin türlü derdiyle ilgili haberler arasında içini açan bir şeye rastlayınca seviniyor insan. “Yeni Zelanda hükümetinden aşk acısı çeken gençlere destek” böyle bir haber oldu benim için. Zaten 37 yaşında geldiği görevinde bütün erkek ağırlıklı politika âlemine örnek olacak işler yapan eski başbakanları Jacinda Ardern’den ötürü bana rüya gibi gelen bir tarafı vardı bu ülkenin. Üzerine bu görevin kendisine verdiği “Ne zaman liderlik edecek doğru kişi olduğunuzu ve ne zaman olmadığınızı bilme sorumluluğu”na bağlı kalarak görevi bıraktığını açıkladı Ardern. Kabul edelim, bu da nadir rastlanan (ya da rastlanmayan) bir durumdu. Şimdi de aşk acısını ciddiye alan bir hükümetleri var.

Haberin Devamı

Haber bütün kaynaklara bu program için ayrılacak 4 milyon dolar bütçesiyle yansıdı. Değil mi, çünkü her şeyin değeri maddi karşılığıyla ölçülüyor, bir hükümetin “kesenin ağzını açması” haber olabiliyor ancak. Bana göre, gençlere samimiyetle kulak vermeleri, dertlerini sormaları, karşılığında ağırlıklı olarak “aşk acısı, ayrılık ve incinme” cevaplarını almaları asıl haber değeri taşıyan. Ve bunu önemseyip harekete geçmeleri tabii. Nedir kampanyanın hedefi? Ayrılık yaşayan gençlere kulak vermeyi, seslerini duyurmayı ve yalnız olmadıklarını hissettirerek bu süreci daha sağlıklı geçirmelerini sağlamayı planlıyorlar. Sosyal medyayı etkin şekilde kullanarak hikâyeler paylaşacaklar, podcast yayınları yapacaklar, hazırlanan özel içerikleri instagramdan yayınlayacaklar, yardım hatları kuracaklar. 16-24 yaş arasındaki 10 gençten altısı ayrılık sonrası kendilerine zarar verici eylemlerde bulunduklarını ya da böyle davranışlara maruz kaldıklarını söylemişler, bunun da önüne geçmek gibi bir derdi var hükümetin.

Sosyal Kalkınma Bakanı (tabii ki bir kadın ve henüz 44 yaşında) Priyanca Radhakrishnan, “Daha İyi Sev” (Love Better) adını verdikleri kampanya için gençlerin ihtiyaçlarına yönelik bir anketin sonuçlarından ilham aldıklarını anlatıyor. “1200’den fazla gencimiz bize aşk ve ayrılık deneyimleriyle baş etmek için desteğe ihtiyaçları olduğunu belirtti” diye açıklıyor durumu. Açıkçası bizde değil bir hükümet yetkilisinin, aile büyüklerinin bile ne kadar önemseyeceğinden emin olmadığım bir dert. “Allah başka dert vermesin, bunlar hep can sıkıntısından oluyor” deyip geçme ihtimalleri yüksek. Zaten bizim gençlerimiz arasında yapılan anketlerde de gelecek kaygısı, işsizlik, güvensizlik gibi mutsuzluk kaynakları başı çekiyor. Ne aşkı ne ayrılığı? Bana bu haberi yollayan arkadaşımın dediği gibi “Coğrafya kader sahiden”.

Haberin Devamı

Öte yandan bu konuyu bu kadar önemseyip kampanyalar başlatmalarının en önemli sebeplerinden biri de, Yeni Zelanda’da aile içi şiddet ve cinsel saldırı oranlarının yüksek olması. Bunun önüne geçmek için işe gençlerden başlamak gerektiğinin, o yaşlarda baskı altına kalmadan sağlıklı bir aşk-flört dönemi yaşayan bireylerin ileride mutlu aileler kurma ihtimalinin daha yüksek olduğunun, ailelerde şiddeti azaltmanın yolunun “Daha İyi Sev”mekten geçtiğinin farkına varan bir hükümet. Ve evet, buna da 4 milyon dolar ayırıyorlar.