Asena Sarıbatur

Moda haftası rüzgarı New York ve Londra’dan sonra geçtiğimiz hafta Milano’da esti. Ben de bu rüzgara kapılmak, moda haftasını yerinde takip etmek üzere Milano’daydım. İşte çok koşturmalı fakat bir o kadar da keyifli geçen haftadan geriye kalanlar:

Fendi

Benim için moda haftası Fendi defilesi ile başladı. Karl Lagerfeld’in kreatif direktörlüğündeki marka, önümüzdeki sonbahar / kış sezonunda oldukça renkli bir koleksiyonla karşımızda olacak. Markanın bu koleksiyondaki ilham kaynakları; optik yanılsamalar, dalgalar ve 18’inci yüzyılın Japon Botanik Bahçeleri… Tüm bu detaylar, yakalarda, kol detaylarında, baskılarda; çanta ve ayakkabılarda gözle görünür bir şekilde karşımızdaydı.

Kendall Jenner’ın açtığı müthiş defilede görüp hayran kaldığım tüm parçaları daha sonra markanın showroom’unda detaylı bir şekilde inceleme şansı yakaladım.
Ve söyleyebileceğim ilk şey: Müthiş bir kalite ve işçilik!

Sinema dünyası için adeta bir karne günü olan Oscar töreninde kıyafetler de yarıştı.

Oyunculuklar, filmler bir yana Oscar gecesinin en dikkat çekici yanı şüphesiz ki kırmızı halı şıklığı... En iyi tasarımcıların elbiseleri, kusursuz makyajlar, saçlar, göz alıcı mücevherler... Tüm bu detaylarla kırmızı halıda yer alan isimler elbette müthiş görünüyor. Fakat kendi vücudunu tanıyarak giyinen, stiline uygun kıyafeti tercih edenler gecede ‘kusursuz’ olmayı başardı.

Geçen haftaki yazımda tasarımcıların büyümek ve dünyaya açılmak konusunda yaşadığı zorluklardan bahsetmiştim. Bu zorlu sürecin en önemli aşaması moda fuarları… Gerek Türkiye’de gerekse dünyanın birçok farklı ülkesinde gerçekleşen ne kadar çok fuara katılırlarsa o kadar çok imkan yakalama şansları var. The Core İstanbul, tam da bu imkanları tasarımcılara sunan, ülkemizde gerçekleşen önemli bir moda fuarı.
Bu sezon yine mart ayında moda haftasıyla paralel olarak gerçekleşecek. Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle, İHKİB, Moda Tasarımcıları Derneği, İstanbul Moda Akademisi tarafından gerçekleştirilen organizasyon marka ve tasarımcıların koleksiyonlarını dünyanın birçok yerinden gelen satın almacılarla buluşturma imkanı sağlıyor.

Fulya İlkmen; Milano’da yer alan Istituto Marangoni’de aldığı tasarım eğitiminin ardından markasını kuruyor. Kaliteli kumaşları, farklı baskı teknikleri, her parçasında kullandığı farklı detaylarıyla kadınlara hem rahat hem de şık olma imkanı sunan başarılı bir moda tasarımcısı. Tasarım eğitimini yurt dışında tamamladığı günden bu yana, markasını da dünyaya taşımak ve bir Türk tasarımcı olarak koleksiyonlarını dünyanın dört bir yanındaki kadınlara

Moda tasarımcısı olmak, bu tüketim toplumunda daha kalıcı daha özel tasarımlar yaratmak…

Ne kadar anlamlı ve değerli değil mi? Moda, hızla gelişen ve sosyal medyanın da etkisiyle büyük kitlelere ulaşmayı mümkün kılan önemli bir dinamik! İşte bu sebeple çok değer verilen, çok büyük yatırımlar yapılan bir sektör. Buna paralel olarak moda tasarımcıları birçok ülkenin tanıtımında ve sektörün gelişiminde çok önemli yere sahipler!

Başarısıyla, yeteneğiyle, yaratıcılığıyla adını duyuran tasarımcılar gerçekten çok önemli bir güç ve etkiye sahip. Türkiye’de de dünya arenasında adını duyuran tasarımcılar var. Ayrıca o arenada yer alacak yeteneğe, disipline sahip olup, bulunduğu çıkmazdan kurtulamayanlar da…

Destek gerek!

Çıkmaz diyorum çünkü ne yazık ki çözümsüz bir sarmala dönüşen bir konu tasarımcıların gelişimi!

Marka kurmak, koleksiyon hazırlamak, sanılandan çok daha zor ve maliyetli bir süreç. Bu süreci en yumuşak şekilde geçmek için, yeni tasarımcıların ihtiyacı olan şey satış yapmak ve marka döngüsünü devam ettirmek. Fakat her tasarımcının kendi showroom’unu açması da yine aynı sebeplerden mümkün olmuyor. İhtiyaç olan şey, daha çok insana ulaşacak ve de markayı tanınır kılacak satış

Başarılarla dolu 15 yılı geride bırakan bir isim o. Çizgisini koruyup yeniliği de elden bırakmıyor. Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Mehtap Elaidi, doğu ile batıyı birleştiren baharat yolundan ilham aldığı ‘Spice’ adlı sonbahar / kış koleksiyonuyla hâlâ aklımızda! Bir kadının çocukluktan dinginliğe uzanan serüvenini anlattığı ‘Ya-Ya’ isimli ilkbahar / yaz 2016 koleksiyonu da oldukça iddialı.

Sadece akla değil kalbe de hitap eden tasarımcı; yine kalbimizi fethedecek bir projeyle karşımızda!

Birçok özel gün, özellikle de 14 Şubat için, ben de dahil çoğumuz “Sadece tüketime yönelik anlamsız bir gün” diye yorum yaparız! Bazen de ne kötü tarafı var ki hatırlanmanın,

iki güzel sözün, özel bir hediyenin diye anti tezler üretiriz. Sizi bilmem ama şahsen ben doğum günü, yeni yıl dışındaki özel günleri pek kıymetli bulmam. Birgün, hele de bir kıyafet üzerinden Sevgililer Günü hediyesi tavsiye edeceğim hiç aklıma gelmezdi.

Gönülden, gerçekten sevdiğim için, sadece o gün var olup sonra yok olmayacağı için benden bir tavsiye: Mehtap Elaidi’nin gömlekleri, sizin tasarımınızla buluşsun, yakası, manşeti, bedeni size özel olsun, bir de burç taşınızla süslensin; yetmedi adınızın baş harfini bir de

İtalya’ya olan yakınlığım ve bağlantımdan ötürü size çizmenin sınırlarında olan birçok deneyimimi aktarmışımdır. İşte yine İtalya’dan gelen bir haber: 2001 yılında İtalya’da kurulan çanta ve valiz markası Carpisa’yı duymayanınız yoktur. Ürün yelpazesi, uygun fiyatları ve İtalyan kalitesinin birleşimiyle kısa sürede büyüyen marka artık Türkiye’de. İtalya’ya her gittiğimde mutlaka uğradığım, anneme hediye almadan geçmediğim ve yaptığım alışverişler için ekstra bir bagaja ihtiyaç duyduğumda koşa koşa yolunu tuttuğum marka artık İstanbul Özdilek Park, Tepe Nautilus’de. Ankara’da ise Anka Mall’de! Geçtiğimiz sezon markanın yüzü olan Penelope Cruz da marka algısını oldukça yükseklere taşımış. Markanın Türkiye tanıtım elçisi olan ve bir de marka için koleksiyon hazırlayan Ceylan Çapa da hem rahat hem şık stili, renkli ve eğlenceli kişiliğini gezgin ruhuyla birleştirip koleksiyona yansıttı.

Dice Kayek

Daha önceki yazılarımı ve kendileriyle yaptığım röportajı okuyanlar bilir: Gerçek bir Dice Kayek hayranıyım! Hem markanın hem de o iki tatlı kadının! Ayşe - Ece Ege… Bizi başarılarıyla gururlandıran bu muhteşem kardeşler yine yaptı yapacağını! Geçtiğimiz hafta Paris Haute Couture

Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi, geçtiğimiz hafta Mercedes Benz sponsorluğunda gerçekleşen moda haftasını takip etmek üzere Berlin’deydim. İşte çok keyifli geçen üç günden öne çıkanlar…

-İlkgünün ilk defilesi dünyanın birçok farklı yerinde de mağazaları bulunan, Almanya merkezli bir hazır giyim markası Laurél’e aitti. Mercedes Benz Fashion Week Berlin genel olarak tasarımcılardan çok, hazır giyim markalarının yeni koleksiyonlarının sergilendiği bir platform olarak karşımızdaydı. 2016 sonbahar - kış sezonuna ait Laurél koleksiyonunda taba rengi, kırmızı, leopar, çizgi, kürk, pelerin ve deri detayları ön plandaydı. Defile genelinde, gece elbiseleriyle dahi kombinlenen terlikler; koleksiyonun ana temasının rahat - şıklık olduğunu vurguluyordu. Kadife bu sezon olduğu gibi önümüzdeki sezon da varlığını koruyacak gibi duruyor! Finalde yer alan isim detaylı renkli triko kazaklarla, Laurél sıcak ve renkli bir sezon vaad ediyor.

-Ardından I’VR Isabel Vollrath defilesinin yolunu tuttuk. Alman tasarımcının ‘Sefiller’den, Victor Hugo’nun ‘Cosette’inden, Jeanned’arc’tan, FridaKahlo’dan, CocoChanel’den ilham aldığı; tarihteki güçlü kadınlara ithaf ettiği koleksiyonunda keskin hatlara

Geçtiğimiz hafta moda ve tekstil sektörünün gözü, üçüncüsü düzenlenen ‘Abiye, Gelinlik ve Damatlık Fuarı Fashionist 2016’ kapsamında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen defilelerdeydi. İstanbul’un sektördeki potansiyelini gözler önüne seren ve dünyanın birçok yerinden gelen profesyonelleri ağırlayan bu gibi organizasyonların daha da çok ses getirmesi umuduyla…

Podyumda bir melek

Özel günlerin kurtarıcı markalarından biri olan; düğün, nişan, mezuniyet anılarını anlamlı kılan Sagaza Madrid, 2016 İlkbahar / Yaz koleksiyonuyla yine çok ses getireceğini kanıtladı. ‘Denizin Derinliklerinde’ki eşsiz ve büyüleyici dünyaya gönderme yapan ve oradaki gibi kusursuz, büyüleyici olmayı vadeden bir koleksiyonla ve oradaki gibi kusursuz olan bir isimle karşımızdaydı! Dünyaca ünlü top model, birçok defilede ve reklam filminde karşımıza çıkan bir isim diyeceğim ama Victoria’s Secret kızı desem yeterli olacak. Evet dünyaca ünlü melek Michaela Kocionava bu kez deniz kızı olarak karşımızdaydı.

Bir yaz gecesi rüyası

Organizasyona damga vuran bir diğer isim, muhteşem koleksiyonuyla büyüleyen Tuvana Büyükçınar’dı. Abiyeyi, abartıyı yalın, giyilebilir kılan; öte yandan haute-