Birilerinin bekası-yükselişi için başka birini kurban etmek… Çağlar boyu insanlığın gösterdiği davranış biçimlerinden. Kimileri canlarıyla kurban edilmişler, kimileri de düşünce ve emekleriyle. Ne yazık ki günümüz dünyasında da her anlamda tüm hızıyla sürmekte, birilerini kendi çıkarı için kurban etme mantığı.
Nitekim yaşamla paralel yol alan kurgu evreninde de durum değişmiyor. Orada da rekabet dürtüsü ve beklentileri karşılama doğrultusunda sürekli kurban verilmekte. Özellikle reytinge endeksli reklam gelirleriyle varlık gösteren özel televizyonların dizileri bu olumsuzluktan çokça nasiplenmekte. TRT ekranında yer alma fırsatı yakalayanlar reyting kaygısı ve kurban edilme hususunda daha rahat. Daha doğrusu ‘Rahattı’ demek lazım. Zira görüyoruz ki, TRT de kendi dizileri arasında gün değişimlerine giderek ufaktan ufağa kurban verme düzenine geçmeye başlamış. Son güncellemeler de bunun ispatı!
‘Mucize Doktor’un iki haneli reytingleri toplayıp %19’a yakın sonuçlar aldığı Perşembe akışında gerilere düşen ve 3 reytingin altında kalan ‘Şampiyon’ yeni gününe transfer oldu. Bunda ne var diyeceksiniz… Hiçbir şey yok normalde. Dizilerin gün değişimine gitmesi ve yeni günde başarıyı araması doğal. Kaldı ki Star da ‘Çocuk’ dizisini Pazartesi’den Salı’ya aktararak değişimin faydalı olabileceğini ispatladı. Final yapan ‘Kardeş Çocukları’nın yerine konan ‘Çocuk’, yeni gününde öncekinden daha iyi konuma yükselerek sorunun kendinde değil yerleştirildiği günde olduğunu gösterdi. Yani ‘Şampiyon’ için de aynı mantık geçerli.
Lakin burada fark yaratan detay, ‘Şampiyon’un yeni gününde zaten bir başka TRT dizisinin yayınlanıyor olması. Dolayısıyla ‘Şampiyon’un Perşembe’den alınarak ‘Elimi Bırakma’nın yerine getirilmesi tam anlamıyla ‘kurban etme’ mantığının eseri! Zira bir kanal kendi dizileri arasında böyle bir değişime gidiyorsa, tercih ibresini aralarından birinden yana kaydırıyor demektir. ‘Elimi Bırakma’nın izleyicisini yok sayıp Salı’ya kaydırılması da bu bağlamda ‘Şampiyon kurban mı istedi’ sorusunu düşürüyor akıllara… Ki, bu sorunun cevabı da büyük olasılıkla ‘Evet’ olmakta!
‘ELİMİ BIRAKMA’NIN SUÇU NE?
İlk bölümünden beklenen sonucu alamayıp yedinci ve sekizinci sırada kalarak hayal kırıklığı yaratan ‘Şampiyon’un durumu malumunuz. Kadrosuyla büyük iddia taşıyan dizi, devamını da gerek reyting gerekse sıralama açısından düşüşle getirdi. Böylece ilk 10’a dahi giremez oldu. Peki, sorun neydi? Dizinin neden bu hale düştüğünü detaylarıyla anlatmıştım ‘Şampiyon olamama halleri’ başlıklı bir başka yazımda ve ‘Şampiyonun olamama halleri tamamen kendi eseri’ diye de özetlemiştim işi!
Akabinde içerikte bir parça toparlanma oldu ama izleyici baştan kaçırılmıştı bir kere. Şimdi gelinen noktada yükseliş yerine gerileyen dizinin gün değişiminden medet umma hali var karşımızda… Yeni gününde bundan daha iyi performans mı sergileyecek? Bir ihtimal, Pazarları zaten TRT 1 izleyenlerin faydası olacak. Ama bu meyanda zaten kendisiyle aynı hatta daha iyi sonuçlar alan ‘Elimi Bırakma’nın da kurban edilmesine yol açacak. Çünkü Salı günü hem iyice doldu hem de dizinin izleyicisinin o gün takip ettiği başka yapımlar mevcut. Yani insanlar ‘Elimi Bırakma’yı izlemek uğruna diğer dizilerinden vazgeçmek durumunda kalacaklar. Bu ne ölçüde gerçekleşir. Göreceğiz sonuçta ama bana göre Pazar’ın gerisinde kalır sıralaması. Umarım yanılırım.
Hal böyleyken en kestirmeden sormak istiyorum… ‘Elimi Bırakma’nın suçu ne?
Tamam… Geçen sezonun sonuna doğru yapılan yanlışlar ve yeni sezondaki gidişat pek parlak durmuyor da... Kurban edilmeyi hak edecek oranda suçlu mu? Bu soruya cevap vermeden önce diziden yansıyanlara kısaca göz atalım.
Cenk ile Azra’nın bir araya gelme beklentisiyle geçen dönemi kapatan ‘Elimi Bırakma’nın yeni karakterlerin katılımıyla başlattığı sezonda, çiftin arasını açan ayrılık gerekçeleriyle izleyici tepkisi çektiğini görmezden gelemeyiz öncelikle. Azra’nın sürekli üzülmesi ve ezilmesi, buna karşılık Sumru’nun yaptıklarının sürekli yanına kâr kalması da tuz biber oldu zaten.
Gerçek şu ki, hikâyede güzellikler görmek istiyordu entrikaya doyan izleyici. Ancak bu istek havada kaldı. Yeni sezon başlangıcındaki bu olumsuz tablo bölümler ilerledikçe de düzelmedi maalesef. Entrikalardan medet umarak ilerleyen ve işleri birbirine dolarken mantığı da aşağı çeken senaryo, birkaç hafta boyunca izleyiciye beklentisini vermemekte ısrar etti. Sonrasında ikili barıştı ama olayların devamlı Sumru’nun komplocu varlığı üstünden yürütülmesi, adeta onun riyakârlıklarının parlatılır hale gelmesi izleyicideki bezginliği artırmıştı bir kere. Böylece izleyiciyi kaçırmanın ve ‘Şampiyon’a yerini terk etmenin yolu da çok güzel açılmıştı. İşte tam da bu nedenlerden dolayı kurban seçiliverdi ‘Elimi Bırakma’!
ANLAYACAĞINIZ; Aşk-aile-sevgi öğelerini öteleyip entrikacılığa bel bağlayan ve dizideki gücü artırılan Sumru vasıtasıyla bunu sergilerken ipin ucunu kaçıran ‘Elimi Bırakma’nın kurban edilmek istenmesi kesinlikle yanlış. Dahası bir kanalın kendi dizileri arasında ağırlığını birinden yana kullanması da bana göre hiç etik değil.
Fakat ‘Elimi Bırakma’nın yaptığı yanlış gelişimden dolayı kendi elleriyle çukurunu kazdığı da bir gerçek! TRT de henüz yolun başında olan ‘Şampiyon’a fırsat tanımak adına ‘Elimi Bırakma’yı bu çukura itiverdi... Yanlışı doğruya çevirmeye niyetlendi.
Şimdi bu durumda ‘Şampiyon’un üstüne düşeni yapabilmesi, alacağı yüksek reytinglerle yerinden ettiği dizinin üstüne çıkabilmesi şart. Şayet bunu başaramazsa işte o vakit gün değişimiyle darbe alması kuvvetle muhtemel görünen ‘Elimi Bırakma’ gerçekten de ‘Şampiyon’ uğruna pisipisine kurban edilmiş sayılır.
Birkaç bölüme, izleyicinin değişime alışma avansı vererek her iki yapıma da yeni günlerinde başarılar dileyelim.
Anibal GÜLEROĞLU