Sezonun başlamasıyla birlikte devreye sokulan yeni diziler ve eskilerin devamı ekranlara canlılık kattı. Ama aynı zamanda ‘dikensiz gül bahçesi’ havasından çıkartıp büyük reyting savaşını da yeniden başlattı. Dizi bolluğunun sıralama dengesini etkilemesi her dönem yaşanan bir rutin olarak geri döndü. Çoğu zaman karşılaştığımız üzere, yaz boşluğunu dolduran ve bu süreçte ilgi gören bazı yapımlar ele geçirdikleri ‘rakipsizlik’ avantajını kaybettikleri anda gerilere düşmeye başlarlar. Böylece tünelin ucundaki ışığı görürler.
Nitekim şimdilerde yazdan gelen ‘Canevim’ ve ‘Benim Tatlı Yalanım’ dizileri gidicilik tehlikesiyle karşı karşıya. ‘Afili Aşk’ın baştaki sallapati tavrından silkelenip toparlanınca, hak ettiği biçimde zirveyi gördüğü... ‘Her Yerde Sen’in de durumunun iyi olduğu... Kendine has bir izleyici kitlesiyle yoluna devam eden ‘Kimse Bilmez’ için bu sezon zaten bir tehlikenin söz konusu olamayacağı gerçeğinde bu iki dizi rutini yerine getirecekler gibi.
Ancak rutin işlerken eskiye kıyasla bir fark var bu sezon. Nedir derseniz… Yaz dizilerinden bazılarının yanı sıra önceki sezondan devreden kimi işlerin de yeni döneme merhaba dedikleri anda umdukları ilgiyi göremeyerek aynı tehlikeyle yüzleşir hale gelmeleri! Bu gerçek doğrultusunda önceliği de yaz dizilerinin kritiklerine verelim. Buyurunuz…
CANEVİM, ‘ELVEDA’ POTASINDA MI?
Yeni sezonun ilk darbe alan dizisi olarak öne çıkan yapım, ATV’deki ‘Canevim’! Total’de 23’üncü sıradan yolculuğunu başlatıp sezonun tatile girmesiyle meydanı boş bularak ikinci bölümüyle üçüncülüğe sıçrayış gerçekleştiren dizi, yaz boyu birincilikler de görerek ilk beşte kalmayı başardı. Lakin sezon başlangıcıyla birlikte bir anda 12’inciliğe geriledi. Ardından da 1.99 reytingle Total’de 19’unculuğa düşüp ‘Elveda’ demeyi garantileyen potaya girdi.
Peki dizi bunu hak ediyor mu? İşin doğrusu Taylan-Ceylan-Ömer üçgenine hapsolup pireyi deve yapan içerik tablosunun mantıksızlıklarıyla, abartılı karakter yansımalarıyla ve söylem dilindeki bezdiricilikle aksini iddia etmek mümkün değil. Özgür Çevik’in performansının hatırına izlemiş olsak dahi yeni sezon seçenekleri içinde tutunması ve ‘Elveda’ potasından kurtulması zor görünüyor.
‘BENİM TATLI YALANIM’ YALAN OLMA YOLUNDA
2.56 reytingle 12.36 reyting alarak mucize yaratan ‘Mucize’nin liderliğindeki Total’de 10’uncu olup 2.9’luk ‘Şampiyon’un gerisine düşen, AB grubunda da yine ‘Şampiyon’un arkasından dokuzuncu gelen ‘Benim Tatlı Yalanım’, yaz başında umutla baktığım bir işti. Ancak içeriğin yeterince ilgi çekici biçimde aktarılamamasından mıdır yoksa gelişimi sıkıcı hale getirilen karakter-performans dengesizliğinden midir, bilemedim… Bölümler ilerledikçe ne karakterlerin çekiciliği kaldı, ne de içeriğin. Hatta çocuk karakterin varlığı bile dizinin olumsuz tablosunu ötelemeye, durumu kurtarmaya yetmedi benim gözümde. Hoş izleyici de benle aynı görüşte olmalı ki, sonuçlar iç açıcı gelmiyor.
Neticede Nejat ile Suna’yı öpüştürüp aşk heyecanını ateşlemeye çalışsa da, gerçek Aylin’i ortaya çıkartıp ortamı yeni rakiple germeye çabalasa da, Suna’nın annesine ağırlık verip geçmişin dramını aktarmaya kalksa da yalan olma yolunda emin adımlarla yürüyor gibi. Yeni sezonla mayasını tutturması için yazdan daha fazla çaba harcaması şart. Aksi takdirde FOX’taki varlığının tehlikeye düşmesi kaçınılmaz.
KARDEŞ ÇOCUKLARI’NDA, BATTI BALIK HALİ
Star TV ekranında yeni sezonunu başlatan ‘Kardeş Çocukları’, içerik ve oyunculuk açısından dibe vurduğu bölümle yaptı başlangıcını. Bu olumsuz tablonun neticesi de gelen reytinglerle gösterdi kendini hemen. Total’de ilk 10 dışında kalan yapım AB grubu izleyicisinin de ilgisini çekememiş olacak ki, ancak sekizinci sırada yer bulmuş.
Kısacası görünen tablo, senaryosuna ‘mafyatik baba’ dışında ekstralık katmak yerine mevcutlarla idare ederek akışına bırakmayı seçen ‘Kardeş Çocukları’nda battı balık yan gider halinin hüküm sürdüğü yönünde. Dibe vurma sürecinin işlediği dizi için durum vahim anlayacağınız. Böyle giderse Star tarafından kapı önüne konma tehlikesi ciddi ciddi düşünülmeli derim.
ŞOK YAŞAYAN ‘KUZGUN’ TEHLİKEDE!
Onur Saylak, Tülay Günal ve Nilperi Şahinkaya’yı bünyesine katarak yeni sezona hazırlanan ‘Kuzgun’, maalesef Total’de ilk 10 arasında yer alamayıp AB’de de ancak sekizinci olarak açılışını yaptı bu yıl. Muhakkak ki bu sıralamalar yeni sezondan umutlu olan ‘Kuzgun’a şok yaşattı. Nasıl yaşatmasın ki?
Ferman’ın devreye sokulduğu ve Kuzgun ile Dila’nın intikamla örülü aşk hikâyesine farklı bir boyut katarak gelişim yaratmanın hedeflendiği yeni sezonun ilk bölümünde böylesine geride kalmak takdir edilir ki iyiye yorumlanacak bir durum sayılmaz. Dolayısıyla ‘Kuzgun’un da, konu gelişimini yanlış dengeler üstüne kurarak kaybeden ‘Ufak Tefek Cinayetler’ misali, devamında çekiciliğini yitirme sürecine girdiğini ve tehlikede olduğunu söyleyebiliriz.
‘ZALİM İSTANBUL’ DÜŞÜŞTE
Yeni sezon ilk bölümüyle zirveden açılışını yapan ‘Zalim İstanbul’ ne yazık ki bu müthiş keyfin devamını getiremedi. Rakipleri karşısında çabuk pes etti. Daha doğrusu ettirildi.
‘Çukur’un gelip zirveyi sahiplenmesinin ardından Total’de sekizinci, AB’de de dokuzuncu olan dizi yarıştığı işlerin gerisine düştükten sonra toparlanması çok zor görünüyor. Hem zaten içeriğindeki tıkanıklıkla bu kötü gidişatın süreceği izlenimini veren yapımın düşüşteki tablosundan parlak bir gelecek beklemek ne derece mümkün? Hele de Kanal D ekranında yer alıyorsa… Bir düşünün.
TEPKİLER ‘SEN ANLAT KARADENİZ’İ KÖSTEKLER Mİ?
Yaz boyu dizilerin şiddeti körüklediğinden dem vuranların baş hedefiydi, ‘Sen Anlat Karadeniz’in içeriğindeki kadınların başına gelenler… Kadına yönelik şiddet açısından olumsuz tablo sergileyerek izleyici şikâyetlerine yoğun biçimde maruz kalmıştı dizi. Yeni sezon başladığında da görüldü ki, şiddet mantığında bir değişime gidilmemiş. Bu yaklaşım diziye tepkili olanları daha da soğutacak mahiyetteydi.
Hal böyleyken ilk bakışta ‘Sen Anlat Karadeniz’ iyi başladığı yolculuğu hüsranla noktalayacak gibi görünüyor. Zira AB grubunda dokuzuncu sırada yer bulabildi ancak. Amaaa… Dizinin en büyük kozunun, Total grubu olduğunu da unutmamak lazım! Hâlihazırda Total’deki ikinciliği, ATV dizisinin kurtarıcısı durumunda. Kaldı ki ATV’nin şu aşamada eleştirilere maruz kalsa bile yolundan şaşmayan yapımına sıkı sıkıya sahip çıkacağını ve tepkilere yenik düşmemek için ‘Sen Anlat Karadeniz’i aynen sürdüreceğini düşünüyorum.
Yani AB grubundan gelen yan gazlar dizinin tam gaz yol almasına engel olamaz... Tepkiler ‘Sen Anlat Karadeniz’i köstekleyemez büyük ihtimalle. Yine de süreç içinde tüm desteğe rağmen bir anda miadını doldurabilir. Ekran dünyasında neyin ne olacağı belli mi olur?
SONUÇTA; Reyting performansından dolayı tehlike çemberine girme hususunda daha rahat olan TRT yapımlarını ayrı birnoktada tuttuğum… Umulanın gerisinde kalan ‘Şampiyon’un durumuna başka bir yazıda değinmek üzere not düştüğüm dizi dünyasının yeni sezonunda hangi diziler tehlikede diye baktığımızda, hal ve gidişat her zamanki gibi çetrefilli… Kimileri gönül rahatlığıyla sezona kurulurken, kimileri yerlerinin sallandığını hissetme tedirginliğinde! Artık kimin payına ne düşerse…
Nereden eseceği belli olmayan izleyici algısının ve pastadan olabildiğince büyük pay kapmaya yarayan reytingin belirleyici olduğu yerde iyi olan kazansın demek de kurtarmıyor ki işi…
Anibal GÜLEROĞLU